Türkiye’de siyasette herhangi bir makama talip olan vatandaşlarımızdan ilgili parti aday olabilmeleri için hazırlamaları gereken bir dosyayı verir. Verdikten sonra da “Bu dosya içerisinde sizden talep edilen evrakları tamamlayın, başvuru için partimizin yetkili kurulları tarafından talep edilen ücreti de herhangi bir banka aracılığı ile genel merkezimizin hesabına yatırın ve başvuru işlemlerinizi tamamlayın” tavsiyesinde bulunulur.

Dosyayı alan aday adayı, nüfus cüzdan sureti, ikametgah, diploma, askerlikle ilişkisi yoktur belgesi ile birlikte adli sicil kaydı yoktur belgesini tamamlamaya çalışır.

Önceleri bu belgeleri alabilmek adına, muhtarlıklar, nüfus müdürlüğü, askerlik şubesi gibi kurumlar ziyaret edilir, sonra da il ve ilçe merkezlerinde bulunan adliye binalarının ilgili birimi önünde sıraya girilip “Adli sicil kaydı yoktur” belgesi alınmaya çalışılırdı.

Ancak son dönemlerde söz konusu  belgelerin nerede ise tamamı E-devlet üzerinden dakikalar içerisinde alındığından ilgili kurumları tek tek ziyaret etmek gibi zahmetli bir süreçte kalmamış oldu.

Diğer evrakların yanı sıra galiba her dönem olduğu gibi içerisinde de bulunduğumuz günlerde en önemli belge alındıktan sonra bile çıkan sorunları önleyemeyen “Adli sicil belgesi” yani halk arasındaki ismi ile “Temiz kağıdıdır”

Son iki seçimdir e-devlet üzerinden “Adli sicil belgesi” talep edildiğinde bilgisayarda karşınızda 4 yada beş ayrı seçenek çıkıyor  ve bu seçeneklerde size “Belgeyi hangi makama ve ne için” sorusu soruluyor.

Siyasetçi var olan seçeneklerden “Herhangi bir kuruma” ibaresini seçtiğinizde saniyeler sonra karşınıza “Adli sicil kaydı yoktur” şeklinde olumlu bir kayıt çıkıyor.

Ancak aynı bölümde “Milletvekili yada belediye başkan adaylığı için seçim kuruluna lazım” şıkkı tıklandığında biraz önce muhatabına “Adli sicil kaydı yoktur “diye temiz ve boş bir sahife veren sistem bu sefer size birden fazla “Adli sicil kaydı vardır” bilgisini veriyor.

Siyasi partilerin genel merkezleri gelecek günlerde karşı karşıya kalabilecekleri bir sorun ile karşı karşıya kalmamak adına il ve ilçe teşkilatlarına “Adli sicil kaydı yoktur belgesini getiremeyenlerden adaylık başvurusunu almayın” tavsiyesinde bulunuyorlar.

Anlatmak istediğimiz şudur, Yapılan seçimden hemen sonra Milletvekilliği düşürülen, belediye başkanlığından azledilen bir siyasetçi ile ilgili “Adli sicil kaydı bir şekilde gözden kaçmış olabilir” şeklindeki beylik ifade ardık hiç kimseye inandırıcı gelmiyor.

Devletin Adalet bakanlığına bağlı bir kurumun 3 ay önce dört ay önce “Herhangi bir adli kaydı yani suç kaydı yoktur” belge verdiği seçilmiş bir siyasetçiyi bir sabah terörist diye sıcak yatağından derdest edip cezaevine göndermesi ancak üçüncü dünya ülkelerinde olabilecek hadiselerdendir.

Bu şekilde yaratılan mağduriyetlerden işin muhataplarının seçmen tarafından nasıl en üst noktalara taşındığı ile ilgili onlarca yüzlerce örnek varken vatandaşın oyları ile seçilmiş siyasetçileri alaşağı etmek hiç kimseye hiçbir şey kazandırmadı bundan sonra da kazandırmayacak gibi.

Böyle bir noktada temiz kağıdı yani adli sicil belgesi neden isteniyor biz bunu da anlayabilmiş değiliz.

Seçilen siyasetçinin adli sicil kaydı olup olmaması nasıl olsa bir anlam ifade etmiyor.

Siz hiç bugüne kadar terörist diye yaftalanıp görevinden uzaklaştırılan bir siyasetçiye temiz kağıdı veren kurumdaki bir görevliye “Neden böyle bir insana adli sicil kaydı verdin” diye soruşturma açıldığına şahit oldunuz mu?

Gerçekten yorulduk ama yorulduğumuza inanan yok ki..