Hayatının bir bölümünde kişi ya da kişiler ile ortaklık yapanlar bilirler. İşler iyi gittiği zaman hiç kimse diğer ortağının ya da ortaklarının ne yediğine, ne içtiğine, hangi marka araç kullandığına asla karışmazlar, merak bile etmezler.
Ancak belki kendi beceriksizliklerinden, belki piyasa şartlarından, belki de o anki siyasi şartlardan dolayı işler bir kere bozulmaya ya da ters gitmeye başlayınca ortaklar bırakın araba markasını "Böyle bir krizde ben daha ucuz fiyatlı sigara kullanırken sen en pahalı sigarayı kullanmaktan geri durmuyorusun, bir de geçmişte sen böyle bir yanlış yapmıştın beni dinlememiştin" şeklinde kullandıkları sigarayı bile mevzu etmekten çekinmezler.
İşte siyaset de çoğu zaman ticaret gibidir. İktidara gelen siyasi partiler ülke idaresinde başarılı olduklarında ve vatandaşın da memnuniyetini gördüklerinde geçmişte yaşanılan hiçbir mesele ilgilenmezler.
Ne zamanki iktidarlar işi elden kaçırır, ne zamanki vatandaşın sofrasından tabak ya da tabaklar eksilir, işte o zaman iş döner dolaşır ticaret yapan ortakların başvurdukları 'Sen pahalı sigara içtin' mevzusuna kadar gelir.
Şu sıralar siyaset makamı tam da anlatmaya çalıştığımız hadiseleri yaşıyor. Milli Eğitim Bakanı işi götürüp birinci dünya savaşı yıllarındaki durumu anlatıyor. Adalet Bakanı "Siyasi parti liderleri dikkatli konuşmazlarsa başlarına bu işler gelir" diyor. Başka bir siyasetçi "Yemin töreninde kılıç çeken teğmenler bundan şu kadar zaman önceki gibi disiplinsizlik yapmışlardır" ile başlayan ve sonu gelmeyen bahaneler arkasına sığınıp günü kurtarmaya çalışırlar.
Halbuki vatandaşın talebi son derece açık. "Biz oy verdik sizi iktidara getirdik, sizin yapmanız gereken bize daha rahat şartlar sağlayacak bir yaşam sağlayın."
Bizim anlatmaya çalıştığımız hadiselere daha binlerce örnek eklenebilir ancak tüm bu yapılanlar görüldüğü gibi halkın sofrasına bir tabak daha yemek getirmiyor, emeklilerin daha rahat bir hayat sürmesine imkan tanımıyor, çalışanların yaşam düzeyini Avrupa ülkeleri standartına çıkaramıyor.
Bu olup bitenlerin hiç kimseye bir faydası yok.
Gün kurtarmaya çalışılacağına, vatandaşın taleplerine verilecek cevaplar daha iyi olabilir.
Meleklerin cinsiyetini tartışmanın hiç kimseye bir faydası yok.