Yaşar Kemal "Bu ülkede dört şey olmayacaksın: kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı" demişti. Bu ülkede çocuklar istismar ediliyor, ormanlar yok ediliyor, hayvanlar işkence çekiyor ve kadınlar öldürülüyor.

Geçtiğimiz haftalarda Gebze’de yaklaşık 50 kadar kedi ve köpeğin katledilmesinin üzerinden çok kısa bir zaman geçmişti ki ismi kamuoyunda Yenidoğan Çetesi olarak adlandırılan ve insanlıktan nasibini almayanların sırf para uğruna çocukları öldürdüklerine kanımız donarak şahit olduk.

Savunmasız hayvanları katletmek, Daha birkaç günlük bebekleri sırf daha fazla para kazanmak uğruna öldürmek gibi kan donduran hadiselerin birbiri ardına ortay acıkması hepimizi derin bir endişeye sevk etmiş durumda.

Türkiye’de var olan “Kadın cinayetleri” bilindiği gibi aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen bir türlü durdurulamıyor daha da kötüsü kadın cinayetleri her geçen gün biraz daha fazla artarak devam ediyor.

Canımızı yakan, içimizi acıtan orman yangınlarını son dönemde geride bırakan hayvan, kadın ve çocuk cinayetleri yüzünden iyiden iyiye şaşırmış vaziyetteyiz.

Toplumda derin infial yaratan bu cinayetlerin önlenmesi adına var olan kanunların yetersiz kaldığını artık taraflı tarafsız herkes kabulleniyor.

1913 yılında doğan ve 1960 yılında hayatını kaybeden Albert Camus yaşadığı dönemde  "Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın" şeklinde harika bir ifade kullanmıştı.

Suç işleyenin yanına kar kaldığı, İşlenen katliam yada cinayetler sonrasında mahkemelerin suç işleyene yeteri kadar ceza vermemesi ortaya çıkan bu kötü durumdan nasıl kurtulacağımız ile ilgili sorunun cevabı henüz yok.

Türkiye’de gündem bilindiği gibi artık aylık, haftalık, günlük değil saat başı değişiyor, Sabah saatlerinde gündemi meşgul eden olumsuz bir haberin yerini öğlen saatlerinde bir gündem akşam ise bambaşka bir gündem oluşuyor.

Söz konusu bu olumsuzluklardan kurtulmak ve hayvanları, çocukları, kadınları korumak adına iktidarın mevcut durumu bir kez daha gözden geçirdikten sonra “var olan olumsuzlukların giderilmesi adına hangi önlemleri alabiliriz?” sorusuna cevap bulması gerekiyor.

-Hayvanları koruyamayan

-Çocukları koruyamayan

-Kadınları koruyamayan

bir ülkenin refaha çıkması daha doğrusu kendisini refah içerisinde hissetmesi elbette ki mümkün olamıyor.

Toplumun tüm kesimleri söz konusu cinayetlerin önlenmesinde kanunların yeterli olmadığı konusunda hemfikir.

Tüm toplumun hemfikir olduğu bir konuda ülkeyi yönetenlerin ayrı düşünmeyeceğine göre.

Yarından tezi yok hayvanları, çocukları, kadınları, ormanları kısacası ülke sınırları içerisinde yaşayan canlıları yaşatmak adına başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerin ortak bir paydada buluşması artık mecburiyet haline geldi.

Neticede katledilenlerin tamamı can taşıyor.

Sizin gibi.

Bizim gibi.