Son dönemlerde özellikle Ramazan ve Kurban bayramlarının uzun süreli tatiller olması nerede ise bir gelenek haline geldi. Özellikle hafta başına denk gelen dini bayramların bir şekilde önlerine ya da arkalarına eklenen günler ile süre dokuz-on, hatta on bir günlük son derece uzun tatillere dönüşüyor.

En az dokuz günlük bu tatillerin ilk aşamada nerede ise can çekişme noktasına gelen turizme hatırı sayılır bir katkı sağladığı belli kesimler tarafından seslendiriliyor ancak kocaman bir yaz sezonunda umutları sadece dokuz günlük bir bayram tatiline bağlamak ne kadar akılcı, işin doğrusu bilemiyoruz.

Türkiye’nin öteden beri bir tatil ülkesi olduğu zaten herkes tarafından kabul ediliyor, ayda zaten sekiz gün hafta sonu tatilinin olduğu bir noktada var olan dini ve milli bayramlarında tatil günlerine eklenmesi ile ortaya son derece garip bir durum çıkıyor.

Bizim memlekette böylesi zamanlarda İstanbul’da yaşayanların önemli bir kısmı Anadolu’nun pek çok yerleşim merkezlerinde yaşayan akraba ve aile büyüklerini ziyaret için yola çıkarlar. Daha çok Ankara’dan sonra başta Sivas ve Erzurum olmak üzere yollara düşen binlerce vatandaş hem gidişte hem de dönüşte kalabalık trafikte olmadık güçlükler ile karşı karşıya kalırlar.

Osmangazi köprüsünün hizmete açılması ile birlikte Marmara bölgesi ile Ege bölgesi arasındaki mesafenin de olabildiğince kısaldığını söylememiz lazım. Bu yüzden uzun süreli tatillerde Bursa-Balıkesir- İzmir-Aydın ve Muğla-Antalya illerimizin ilçelerinde nüfus azalmaz aksine var olanın 5-6 katı yükselmesine vesile olur.

Biz dokuz günlük tatilin turizme bir katkısının olmayacağına inanmayanlardanız, Daha da ilginci “hazır dokuz günlük tatil var kendimizi Ege yada Akdeniz sahillerine atalım” diye düşünen kim varsa normal zamandan çok daha fazla konaklama ve yeme içme ücreti ödemek zorunda kalıyorlar.

Böylesi dokuz günlük tatillerde trafik yoğunluğu yüzünden yola çıkıp gidilecek yere ulaşmak tam bir eziyet. Tatil sona erdiğinde geri dönüşte de aynı trafik sıkışıklığı baş gösterdiğinden geri dönüşlerde de tam bir sinir harbi yaşanıyor.

Dokuz günlük tatillerde kaybedilen iş gücünün , kaybedilen zamanın, gidiş ve dönüşlerde meydana gelen trafik kazalarında kaybedilen can ve mal kayıpları hepimizi derinden üzüyor.

Türkiye bundan sonra bayramlarda uzun süreli tatil anlayışından vazgeçmeli. Kafasına bir akrabasını görmek için Anadolu’ya gitmek olan kim varsa bunu zaten bir şekilde gerçekleştiriyor, Durumu müsait olan vatandaşlarımızda zaten yaptığı program çerçevesinde ziyaretini gerçekleştiriyor.

Uzun süreli tatillerin ekonomiye olan zararları çok net bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalı ki vatandaşlarımızda tatil yapmaktan daha çok çalışmaya, üretmeye yönelmelidirler.