Bu yüzyılın en büyük özelliği, insanların gözleri önünde cereyan eden olayları bile algı yönetimi ile istenilen şekilde görünmesini sağlama yeteneğidir.
Algı yönetimi, kitlelerin, yönetimlerin, kendi belirledikleri hedefleri doğrultusunda tavır almaları için hislerine, güdülerine, düşünce sitemlerine girmek ve etki altına almak için yapılan eylemlerin tamamıdır.
Suriye’de kimler savaşıyor diye bir soru sorsak herhalde çoğumuz DAEŞ, ÖSO, PYD, YPG, EL NUSRA, ESED güçleri olarak sıralarız.
Ancak 10 Eylül günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İsviçre'nin Cenevre kentinde bir otelde Suriye krizine ilişkin görüşmelerinin ardından basın toplantısında, Suriye’de ateşkesin 12 Eylül pazartesinden başlamak üzere bayram süresince devam etmesine karar verilmiştir diye bir açıklamada bulundular.
Bu işte bir gariplik yok mu sizce? Savaşan güçler olarak dünya kamuoyuna sundukları terör örgütleri ortada gözükmüyorken ateşkesin ilanı, ateşkesin tarihi ve şartları konusunda iki büyük küresel devletin dışişleri bakanları oturup, konuşuyor ve karar veriyorlar.
Aslında bu ateşkes anlaşması bile, eli kanlı terör örgütlerinin kimler adına savaştıklarını anlamamız için yeterli bir kanıt niteliğini taşıyor.
Bunları, savaşmak için eğitip, silah ve istihbarat desteği veren güçler, kendilerini barış gibi ulvi bir amacı gerçekleştirmek için çaba gösteren kahramanlar olarak dünya kamuoyunu algı yönetimi ile yanılmaya çalışıyorlar.
Ancak bugün itibariyle bu iki devletin dışişleri bakanları değil 15 saat, haftalarca toplantı yapsalar dahi Suriye’de geçici ateşkes dışında kalıcı bir çözüm konusunda anlaşamazlar.
Bunların çözümden kastı Suriye’nin nasıl paylaşılacağı konusudur. ABD ‘de 8 Kasımda yapılacak olan başkanlık seçimlerinden öce Suriye’nin geleceği hakkında bu iki devletin anlaşması mümkün gözükmüyor.
Çünkü ,ABD Başkanı Obama ve CIA ‘nın nasıl bir Suriye konusuna vereceği cevap ile ABD askeri kanadı pentagon ve Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump‘ın vereceği cevap örtüşmüyor.
Bu konuda ABD’nin önemli gazetelerinden The New York Times, Türkiye’nin yardımı ile Cerablus'u DAEŞ’ten geri alan Özgür Suriye Ordusu'nun üstü kapalı olarak CIA tarafından desteklendiğini, YPG'nin başını çektiği Demokratik Suriye Güçleri (DSG)olarak bilinen oluşumun ise Pentagon tarafından desteklendiğini yazdı.
O halde, ABD Başkanı Obama ve CIA ile Pentagon ve Cumhuriyetçi Başkan adayı Donald Trump ‘ın nasıl bir Suriye istedikleri iyi analiz edilmelidir.
ABD istihbarat teşkilatı CIA Başkanı John Brennan Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün yeniden sağlanamayacağını belirterek Suriye’nin üç parçaya bölünmesi gerektiğini aslında açıktan söyledi.
Bana göre Pentagonla, CIA arasındaki ihtilaf Suriye’nin üç parçaya nasıl bölüneceği ve sınırların nasıl çizileceği konusunda olduğunu düşünüyorum.
ABD‘de Cumhuriyetçi kanat ve Pentagon, Suriye ile sınırımız olan 877km ‘nin tamamının YPG tarafından kontrol edilerek Türkiye’nin Ortadoğu ve Arap dünyası üzerindeki etkinliğinin sınırlandırılması üzerine stratejilerini geliştirdiklerini sanıyorum
Suriye’deki bu belirsizliğin, ABD'de yapılacak başkanlık seçimleri ile ortadan kalkacağını göreceğiz.
Bu seçim sonuçlarına göre savaşın gerçek tarafları ortaya çıkacak ve nasıl bir Suriye öngördükleri konusunda el sıkışacaklardır sanırım.
Allah ömür verirse bekleyip göreceğiz.