Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi bizde de birleştirici güç siyasettir. Seçim öncesi iktidara gelmek amacı ile teşkilatlanan bir siyasi parti, derdini topluma iyi anlatabildiği takdirde, milyonlarca insanın aynı noktada buluşmasına vesile olan dev bir topluluk olarak uzun yıllar varlığını devam ettirebiliyor.

Normal şartlarda partisini uzun yıllar iktidarda tutabilen bir genel başkanın bulunduğu siyasi teşekkülde hiçbir sorun yaşanmaz. Zira en üstten en alta kadar parti içerisinde siyaset yapanlar oldum olası “Partimiz iktidar, lider bu işi iyi biliyor. Dolayısı ile lidere karşı gelmek hele hele lideri tartışmak bize zarardan başka bir şey vermez" diyerek, uzun yıllar genel merkez politikalarına uygun bir süreç yaşamak zorunda kalıyorlar.

İktidar olamayan ancak yapılabilecek ilk seçimde iktidar ya da iktidar ortağı olabilir umudu taşıyan siyasi partiler de, belli zamanlarda yapılan çok adaylı kurultaylar oldum olası sıkıntılı geçmiştir.

Böylesi durumlarda parti genel başkanlığı için kaç aday varsa, ister istemez o genel başkan adaylarının etrafında sayıları belli olan Genel merkez yöneticileri, Disiplin kurulu üyeleri derken yüzlerce partili de anında taraf olmak durumunda kalıyor.

Genel kurul kararı alınmadan önce birbirleri ile can ciğer kuzu sarması olan ömürlerinin büyük bir bölümü bir arada geçen, aynı idealler etrafında buluşan aynı partiye mensup isimler içinde bu anlarda ayrı düşmek nerede ise kaçınılmaz hale geliyor.

Belli bir yaşın üzerindeki partililer "Biz bu şekilde çok sayıda kurultay gördük. Kaç genel başkan adayı olursa olsun neticede sandıktan sadece bir genel başkan çıkacak. Dolayısı ile diğer genel başkan adaylarını destekleyen arkadaşlarımız ile küsmenin, darılmanın hiç kimseye faydası yoktur" anlayışında buluşabiliyorlar.

Bir koyup üç almak Bir koyup üç almak

Ancak belli sayıdaki partililer ise bu tür kurultaylardaki yarışı adeta bir ölüm kalım mücadelesi olarak görüyor, gördükten sonra da yılların oluşturduğu dostluğu, arkadaşlığı ve arkadaşlık hukukunu da bir çırpıda unutuyorlar.

Türkiye siyasetin en canlı olarak yaşandığı ülkelerin başında geliyor.

Dolayısı ile bizim memlekette ne kurultay bitiyor ne de seçim. Seçimlerin ve kurultayların bitmediği bir ülke de dargınlık kırgınlık en üst noktada devam ediyor.

Temennimiz aynı idealler etrafında buluşan insanların siyaset dolayısı ile birbirlerini kırmamaları.

Zira hepimiz biliyoruz ki siyasi partiler gider dostluklar baki kalır.