DIŞİŞLERİ Bakanı Çavuşoğlu, "Suriye'de YPG'ye verilen ya da verilecek destek konusunda bizim tutumumuz, son derece nettir. YPG'ye verilen desteğin, Suriye'nin geleceği için ne kadar riskli ve tehlikeli olduğunu da vurguluyoruz. 'Geçici ortaklık' diye bir şey olmaz. Menbiç'te de bunu gördük" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunan Slovenya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Karl Erjavec'le görüştü. İki bakan, Resmi Konut'taki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Afganistan'ın başkenti Kabil'de bugün gerçekleştirilen ve ilk bilgilere göre, 80 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını kınayan Çavuşoğlu, "Kabil'in en güvenli bölgesinde meydana gelen bu terör saldırısını bir kere daha kınıyoruz. Dost ve kardeş Afganistan'ın yanında, dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Slovenyalı mevkidaşıyla gerçekleştirdiği görüşmede, Suriye ve diğer bazı konularda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. Çavuşoğlu, ayrıca Slovenya'yla Türkiye arasında, FETÖ konusunda yakın iş birliği olduğunu vurguladı.
ÇAVUŞOĞLU: BAZILARI, AB'NİN PATRONUNUN KENDİLERİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR
Çavuşoğlu ve Erjavec açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik sürecine ve AB'nin Türkiye'ye bakışına ilişkin görüşleri sorulan Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"AB'den beklentilerimizi zaten her platformda söylüyoruz. Tüm AB üyesi ülkeler, Türkiye'nin üyeliğine karşı değil. Karşı olan çok az sayıda ülke var; ama sesi çok çıkıyor. Hele hele bazıları da AB'nin patronunun kendileri olduğunu düşünüyorlar. AB, sanki kendi örgütleri gibi davranıyorlar oysa öyle değil.
Kararlar konsensusla alınıyor. Türkiye ile üyelik müzakerelerinin durdurulması konusunda mesela Avusturya, yalnız kaldı. Geri kalan 27 ülke, buna karşı çıktı; ama bu ülkelerin tabii özellikle iç siyasi kaygılardan dolayı sesi çok çıkıyor. AB'nin bize, kendi iç siyasi kaygılarından bağımsız şekilde yaklaşmasını istiyoruz. Öyle olduğu zaman zaten gerçekleri daha iyi görüyorlar.
Şu andaki en büyük problem maalesef Avrupa ülkeleri içindeki iç siyasi dengeler, ırkçı partiler, basının negatif rolü gibi son derece tehlikeli akımların maalesef siyasete yansımalarını görüyoruz. En son Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Juncker ve Tusk'la görüşmeleri en azından önümüzdeki süreçte hangi adımları atacağımız konusunda çok faydalı olmuştur. Ortamı yumuşatmıştır"
ERJAVEC: HER ÜLKE TÜRKİYE'YE AYNI BAKMIYOR
Bazı Avrupa ülkelerinin, Türkiye'ye farklı baktığını vurgulayan Slovenya Dışişleri Bakanı Erjavec, "Türkiye'ye farklı bakıyorlar, her ülke aynı bakmıyor. Slovenya'ya gelince biz, hep AB ile Türkiye arasındaki diyaloğu destekliyoruz; ama bazı ülkeler var ki iç sorunlar yüzünden AB ile Türkiye'nin bağlantıları kopsun istiyor. Biz, bunu olumlu karşılamıyoruz; yanlıştır. Bazı ülkelerde seçimler olacak. Bu seçimlerden sonra belki Türkiye ve AB arasında yeni bir dönem başlayabilir" dedi.
ÇAVUŞOĞLU: PERSONELİMİZİN BİR KISMININ TAHLİYESİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
Kabil'de meydana gelen terör saldırısı üzerinden Türk Büyükelçilik binasıyla elçilik personelinin sağlık durumu sorulan Çavuşoğlu, "Bomba yüklü aracın oraya nasıl girdiğini çok iyi araştırmak lazım. Nereden destek aldılar? Bu çok ciddi bir olaydır. Saldırı, Almanya ve Hindistan Büyükelçiliklerinin hemen önünde gerçekleşti. O büyükelçilikler de bizim elçiliklerimize komşu binalar.
Dolayısıyla patlayan bombanın şiddetiyle bizim büyükelçilik binamızda da hasar meydana geldi. Çok şükür herhangi bir yaralı yok. Sadece hasardan dolayı düşen bir tahta, yerel personelimizin üzerine düşmüştür; ama herhangi bir yaralanma da yoktur. Şimdi personelimizin bir kısmının buradan tahliyesini düşünüyoruz; çünkü binada hasar meydana geldiği için tamir edilmesi lazım.
Büyükelçimiz Türkiye'deydi. Hemen geri dönüyor ve yine bakanlığımızdan bir heyeti göndererek, yerinde incelemeler de yapacağız. Meydana gelen hasarı hemen gidereceğiz. Çok şükür herhangi bir yaralımız da can kaybımız da yok. Bu sevindirici ama tabii bu terör saldırısı gerçekten hepimizi üzmüştür. Teröre karşı mücadelemizi hep birlikte kararlı şekilde sürdürmemizin önemini herkese hatırlatmıştır" diye konuştu.
"GEÇİCİ ORTAKLIK' DİYE BİR ŞEY OLMAZ"
ABD'nin, çoğunluğunu YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne silah dağıtımına başladığı yönünde basında yer alan haberlere ilişkin görüşü sorulan Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Suriye'de YPG'ye verilen ya da verilecek destek konusunda bizim tutumumuz, son derece nettir. Sayın Cumhurbaşkanı'mız Erdoğan, Washington ziyaretimizde, hem baş başa hem de heyetler arası görüşmede Türkiye'nin bu konudaki tutumunu ve kaygılarını net bir şekilde dile getirmiştir. YPG'ye verilen desteğin, Suriye'nin geleceği için ne kadar riskli ve tehlikeli olduğunu da vurguluyoruz.
Aynı şekilde bir terör örgütüne verilen silah, sadece Türkiye'ye karşı değil; tüm insanlığa karşı kullanılabilir. Bir terör örgütüyle mücadelede, YPG gibi bir terör örgütüyle iş birliğinin mahsurlarını anlatageldik. Avrupa'da, son Brüksel görüşmelerimizde de gördük ki Avrupa ülkelerinin çoğunda da bu endişe var.
Özellikle Suriye'nin geleceğiyle ilgili endişe var ve YPG'nin bugüne kadar gittiği yerlerde kendisinden farklı olan Kürtler dahil herkesi sürgüne gönderdiğini ve kendi ideolojisine uygun bir kanton oluşturmaya çalıştığını biliyoruz. Diğer taraftan Suriye'nin milli birliği ve beraberliğiyle toprak bütünlüğü bakımından da bu adımlar son derece tehlikelidir. Suriye'nin geleceğinde istikrarı arıyorsak bu yanlışlardan dönmemiz lazım. 'Geçici ortaklık' diye bir şey olmaz. Menbiç'te de bunu gördük ve geçmişteki hatalarımızdan ders almamız lazım"
"SİYASİ ÇÖZÜM OLMAZSA DEAŞ'I YENERSİNİZ; AMA BAŞKA TERÖR ÖRGÜTÜ ÇIKAR"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Her görüştüğümüzde Avrupalı ve Amerikalı dostlarımız, bize '2012-2013 yıllarında Türkiye'nin tavsiyelerini dikkate almadığımız için üzüntü duyuyoruz' diyorlar. Bugünkü tavsiyelerimizi de dikkate almalarında fayda var. 2-3 sene sonra yine aynı sözleri duymaktan memnun olmayacağız, bugün duymaktan memnun olmadığımız gibi. Çünkü bunun bir faydası yok. İş, işten geçiyor.
Çok dikkatli olmamız lazım. Biz, Astana süreciyle beraber de çatışmasızlık bölgelerini güçlendirmek istiyoruz ve ihlalleri engellemek istiyoruz. Güven artırıcı adımlarla beraber de siyasi çözüme de odaklanmak istiyoruz. Terörle mücadele önemli ama en az DEAŞ'la veya terör örgütleriyle mücadele kadar siyasi çözüme odaklanma da önemlidir. Burada boşluk bırakmamamız gerekiyor. Siyasi çözüm olmazsa istikrar olmazsa DEAŞ'ı yenersiniz; ama bu sefer yeni isimle başka terör örgütü ortaya çıkar. Terörün bitmesi mümkün olmaz. En iyi çözüm, siyasi çözümdür."
Doğan Haber Ajansı
Son Güncelleme: 31.05.2017 17:08
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol