CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Anayasa değişikliği ve referandum süreci ile ilgili bir açıklama yaptı.
Yaptığı açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin son haftalarda yaptığı çalışmalara da değinen Tarhan şunları söyledi:
Türkiye Büyük Millet Meclisi 18 Nisan’a kadar çalışmalarına ara verdi. Zaten son iki-üç haftadır Genel Kurulunda uluslararası sözleşmeler görüşülüyor. Ancak Sanayi Komisyonu olarak yoğun bir şekilde çalıştık ve Uzay Ajansı ve TÜBİTAK gibi iki önemli tasarının görüşmelerini yaptık. Komisyonda alel-acele görüşülen tasarılar bir anda rafa kalktı. Bu da aslında iktidarın gündeme hakim olmadığını gösteriyor.
DEĞİŞİKLİĞİ TELEVİZYONLARDA TARTIŞALIM
Anayasa görüşmelerinin komisyon ve genel kurul görüşmelerinin millet tarafından takip edilmesi iktidar partisi tarafından engellendi. Oysa kimin, ne dediğini halk duymalıydı. Şimdi de televizyonlarda karşılıklı tartışılsın diyoruz ancak buna da yanaşmıyorlar. Doğru olan herkesin kendi gerekçelerini anlatması halkın da özgür bir şekilde karar vermesi. Bizim bütün söylediğimiz bu!
TEK BİR KİŞİYE YETKİLERİ VERİP, KENDİNİZİ YOK ETMEYİN
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına bakacak olursak, o dönemde Türkiye’nin gelişmek için adım atan, değişime açık bir ülke olduğunu görürüz. Tek partili rejimden, çok partili sisteme geçen, demokrasiyi güçlendirerek, önemli başarılara imza atan bir ülkeydi. Çobanlıktan Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına gelen Süleyman Demirel’i, mütevazı kişiliği, siyasi öngörüsü ile halkın Karaoğlanı olan Bülent Ecevit’in Başbakanlığını, yoksul bir ailenin, başarılı çocuğu olan Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığını, Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığını demokrasi ile taçlandırılmış Cumhuriyet sayesinde gördük. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan tüm milletvekilleri parlamenter demokrasi sayesinde milletin vekili olarak görev yapıyor. İktidar partisinin milletvekilleri şimdi tek kişiye bütün yetkileri verip, kendilerini yok ediyor.
SOKAĞIN SESİNE KULAK VERİLMELİ
İçinde bulunduğumuz referandum sürecinde, iktidar partisinin sokağın sesine kulak vermesini tavsiye ediyorum. Yanlış ekonomi politikaları nedeniyle, ülkenin ne hale geldiğini bu şekilde anlayabilirler. Ranta dayalı, inşaata dayalı, köprü, tünel müteahhitliğe dayalı bir sistem kuruldu. Çarşıdaki yüz yıllık esnafımıza, bakkal amcaya sahip çıkılmadı.
Şehirlerin merkezleri AVM’lerle dolduruldu. İthalata dayalı tarım politikaları ile tarım bitirildi, tekstil de ithalatın önünün açılması ile bitirildi, yanlış dış politikalar yüzünden turizm bitirildi, üretimin girdilerini, ulaşımdaki vergi yükünü, enerjideki vergi yükünü arttırarak üretim bitirildi, üretim olmayınca büyüme olmadı, büyüme olmayınca da işsizlik arttı.
Şimdi ülkeyi bu içinde bulunduğu durumdan adı Başkanlık olan ama dünyada örneği olmayan bu sistem mi kurtaracak? Elbette Hayır! Bu sistemde, Başkan, bütçeyi yapacak, istediği gibi harcayacak, kimse de hesap soramayacak, milletvekillerini, bakanları seçecek, bütün bürokratları atayacak, hakimleri, savcıları belirleyecek.
Peki bu Başkan halk için, millet için ne yapacak? Hiçbir şey! Çünkü bu Anayasa değişikliğinde halk yok! Milletin derdine derman olacak bir sistem yok. Bu Anayasa değişikliği ile ülke uçurumun kenarına sürüklenmektedir. Ufak bir müdahale ile uçurumdan yuvarlanacak olan ise bu ülkedir. Parlamenter demokrasiyi güçlendirerek, halkın gerçek sorunları ile uğraşacağımız dönem, 17 Nisan sabahı hayırlısıyla başlayacaktır. Türkiye’nin teminatı, parlamenter demokrasidir.
Son Güncelleme: 17.03.2017 12:56
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol