CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar yaptığı yazılı açıklama Kocaeli’de yaşanan olaylara ve eğitim politikalarına ilişkin şunları söyledi:

Cinsel istismar, yoksul çocuklara yardım amaçlı kurulduğu iddia edilen ancak siyaseti ve dini istismar etmek üzere faaliyet gösteren dernek ve vakıfların kendi yurtları ve kaçak evlerinde, kendi amaçları doğrultusunda öğrenci yetiştirmek istemelerinin sonucudur.

Kocaeli’de yaşanan olaya bakıldığın da sanığın, belediyenin asri mezarlığında yıkama elemanı olduğunu ancak cemaate bağlı olarak çocuklara din derslerini verdiğini görüyoruz. Öğretmenlikle hiçbir alakası olmayan kişi din dersleri veriyor.

Aileler de maalesef bunlara güvenerek çocuklarını gönül rahatlığıyla göndererek, dini sohbettir ahlak ve imanı kuvvetli olur diyor. Ancak bakıyoruz ki ahlaksız birinden medet umulmuş, çocuklar yıllarca istismar edilmiştir.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nada sormak istiyorum. Belediyenin asri mezarlığında yıkama elemanı olarak çalışan bu kişi neden Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne verilerek yeri değiştirilmiş ve ödüllendirilmiştir? Bu kişi hakkında neden suç duyurusunda bulunulmamıştır? Bu ahlaksızlık gizlenmeye ve üstü örtülmeye mi çalışılmıştır?

Kocaeli’de ki olayda önce ağabeyi ve babası ile bu sohbetlere katılan çocuk, daha sonra ailesinin güven duyduğu biri olması sebebi ile tek başına gitmeye başlıyor ve yıllarca istismara uğruyor.

Buradaki ahlaksızlık ve vicdansızlık bir çocukla sınırlı değildir. İstismara uğrayan çocuğun babası da bu sohbetlerde tanıştığı başka bir çocuğa istismarda bulunmuş ve istismar da yıllarca devam etmiştir. Hem sanık, hem de mağdurun babası tarafından istismar edilen x.y ayrıca bu olayı öğrenen bir başkasının bunu şantaj malzemesi yaptığını ve sanıktan para talebinde bulunduğunu belirtmiştir.

Şimdi AKP tarafından yapılacak açıklamalar da bu ahlaksızların en ağır cezayı alacağı gibi sadece kişiye dönük açıklamalar olacaktır, ancak devlet denetimi ve kontrolü olmayan bu istismar yuvalarındaki faaliyetlere de ses çıkarmayacaklardır. 

Milli Eğitim sistemimizin içinde bulunduğu ortam maalesef çocukların intihar ettiği, yaşanan cinsel istismar vakalarının sistematik olarak devam ettiği, cinsel istismar vakalarının ya farkına varılmadığı yahut görmezden gelindiği bir süreç içerisindedir. Eğitim nitelikten yoksun ve bilimsellikten uzaklaşmış bu zihniyetlere teslim edilmiştir. 

Atatürk’ün 90 yıl önce söylemiş olduğu sözlerin bugün ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha görmekteyiz. Büyük önder şöyle diyor;  “Türkiye Cumhuriyeti, her kolda doğru yolu gösterecek güce sahiptir. Hiçbirimiz tekkelerin uyarmasına muhtaç değiliz. Biz uygarlıktan, bilim ve teknikten kuvvet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz.

Doğru yoldan sapmışların amacı, halkı kendinden geçmiş ve abtal yapmaktır.  Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.”

Bugün yapılması gereken de yasal olmayan ve devlet denetiminin olmadığı bu şer yuvalarının kurutularak çocuklarımızın bilim yuvalarına gitmeleri sağlanmalıdır. Bunun ilk adımı olarak da Bakanlığı dönemin de tamamen bu anlayışa ses çıkarmamış ve adeta hizmet etmiş olan Milli Eğitim Bakanı’nın istifasıdır.