Gebelik bulantı ve kusmalar çok normal, çünkü hormonlarınız değişiyor.

Mideniz bulanıyor ve kusuyorsunuz ve bunu rutin hayatınızın bir parçası gibi yaşıyorsunuz. Evet, bu çok normal çünkü gebesiniz! Bazı önlemlerle bu şikâyetlerin önüne geçebilirsiniz. 

Konak Hastaneleri Gebze hekimlerinden Op.Dr. Ergün Bilgiç, gebelik bulantı ve kusmaları tedavisi için acele edip ilaç kullanmamak gerektiğini özellikle belirtiyor.

Yalnız değilsiniz. Çünkü bulantı ve kusmalar bütün gebeliklerin %50-60’ını ilgilendiren yaygın bir şikâyettir. Bu şikâyetler ortalama olarak 6. gebelik haftasında başlar, 9-10. haftalarda pik yapar ve genellikle 16-20. haftalardan sonra azalır. Ancak bazen gebelerin %10 kadarında doğuma kadar devam edebilir.

Op.Dr. Ergün Bilgiç, gebeliğin ilk 4 ayında kan seviyeleri oldukça yükselen östrojen, progesteron ve beta HCG gibi gebelik hormonlarının bu durumun sebebi olarak görüldüğünü söylüyor ve ekliyor, "Bu dönemde, tiroid bezinin fonksiyonları da artmış gibi gözükebilir ancak geçici bir durumdur ve herhangi bir ilaç kullanmak için acele edilmemelidir."

Bu şikayetler ilk gebelikte, çoğul gebeliklerde, önceki gebeliğinde bulantı ve kusma hikayesi olanlarda, zayıf kişilerde, daha önce mide şikayeti olanlarda, üzüm gebeliği de denilen mol gebeliklerinde, psikolojik stres altında olanlarda ve migrenden mustarip kişilerde daha sık görülüyor. Ergün Bilgiç bu nedenle aşırı bulantı ve kusma şikayeti olan gebelere, çoğul gebelikleri ve mol gebeliklerini dışlayabilmek için mutlaka ultrasonografik muayene yapılması gerektiğini belirtiyor.

Gebelik bulantı ve kusmaları çoğu zaman anne adayının hayat kalitesini bozar, iş gücü kaybına ve hastaneye tekrarlayan yatışlara neden olabildiği gibi anne ve bebek açısından önemli sağlık problemlerine de yol açabilir. 

3 günden daha uzun süren aşırı bulantı ve kusma, ağızda kuruluk ve ciltte kırışıklık gibi susuzluk belirtileri, vücut ağırlığının %5’inden fazla kilo kaybı hastaneye yatışı gerektiren daha ciddi bir durumu işaret eder. Ayrıca böyle gebelerde düşük, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma ihtimali de artmıştır

Op. Dr. Ergün Bilgiç, tedavide ilk yaklaşımın hemen ilaç kullanmak yerine, diyet ve hayat tarzı değişiklikleri, tetikleyici faktörlerden kaçınma gibi önleyici yöntemler olması gerektiğini vurguluyor. Önleyici yöntemlere rağmen şikâyet devam ediyorsa, bir doktor kontrolünde ayakta veya yatarak ilaçla tedaviye geçilebilir.

 

•Çalışma saatleri azaltılarak daha fazla dinlenmek

•Az ve sık, 1-2 saatte bir küçük lokmalar ve porsiyonlar halinde yemek

•Protein içeriği yüksek yağsız, kuru ve tuzlu gıdalar (kraker, tost, bisküvi, patates ve pirinç gibi) tüketmek

•Aşırı sıcak, soğuk ve ekşi yiyecek veya içeceklerden kaçınmak

•Sıvı gıdaları, katı gıda aldıktan en az 30 dakika sonra almak 

•Yemeklerden sonra bulantıları önlemek için nane çayları içmek 

•Havasız, aşırı sıcak ve nemli ortamlardan kaçınmak 

•Parfüm, sigara, yemek ve kimyasal kokulardan uzak durmak

•Mide boşalmasını geciktirdiği için yemek sonrası hemen uzanmamak

•Demir içeren kan yapıcı ilaçlar mide irritasyonu yaptığı için bu dönemde kullanmamak

•Günlük 1-1,5 gr zencefil tüketmek