Hamilelik sürecini geçirmekte olan çiftlerde, özellikle ailenin ilk bebek bekleyişi söz konusu ise en çok önemsenen ve merak edilen konulardan biri de doğumun normal doğum mu yoksa sezaryen mi olacağıdır.
Bu soru çiftlerin aklını sıkça kurcalasa dahi cevabı genellikle son aya hatta bir çok durumda son ana kadar alınmaz.
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Cinsel Terapi Uzmanı Op. Dr. Burcu Çetinkaya, doğumun nasıl olacağı konusunda kaygı duyanlara birbirinden faydalı açıklamalarda bulundu.
Sürekli gerekli kontrollerin yapıldığı, doktorunuz tarafından herhangi bir sıkıntı tespit edilmeyerek normal doğum beklendiği zamanlarda dahi son anda yaşanacak bir aksiliksezaryen ile doğuma neden olabilir.
HANGİ DURUMLARDA NORMAL DOĞUM MÜMKÜN DEĞİLDİR?
Normal doğum, bebek için de anne içinde tercih edilmesi daha avantajlı olan en natürel doğum seçeneğidir. Annenin doğumdan bir iki saat sonra dahi ayağa kalkabilecek hale geleceği söylenebilir. Bu nedenle beklenmeyen ve sağlık açısından sakıncalı bir durum olmadığı, doktorunuzun uygun gördüğü tüm durumlarda normal doğumun tercih edilmesi uzmanlarca tavsiye edilir.
Tüm bunları göz önünde bulundurup normal doğum yapmayı planlayan hamileler dahi son ana kadar kesin konuşmamalı. Gidişat son dakikaya kadar normal doğum seçeneğini gösterse dahi bazı durumlarda sezaryen zorunludur.
Örneğin, doğum anında bebeğin kalp atışlarında bir farklılık gözlemlenirse veya bebek ilerlemede güçlük çekerse sezaryen ihtimali kuvvetlenir. Buna ek olarak bebeğin kilosu, annenin tansiyon, nabız benzeri değerlerinin vaziyeti bebek ve annenin sağlığı göz önünde bulundurularak dikkate alınan faktörlerdir.
TAHMİNİ DOĞUM ŞEKLİ NE ZAMAN BELİRLENEBİLİR?
Uzmanlarca belirtildiği gibi, doğum anına kadar doğumun sezaryen ile mi yoksa normal doğum şeklinde mi gerçekleşeceği bilinemez. Ancak şartların stabil gideceği varsayılan durumlar için önceden bir seçenek belirlenmesi, en azından normal doğuma engel bir faktörün olup olmadığının tespit edilmesi, gebeliğin belli haftalarından sonra yapılacak kontroller ile belirlenebilir.
Hamileliğinin, 37., 38.,39., ve 40. Haftalarında düzenli olarak kontrolle giden bir anne adayı, bebeğin kilosuna; aynı zamanda kilosunun artış grafiğine, pozisyonuna ve annenin sağlık durumuna bakılarak, tahmini olarak bir doğum şekline yönlendirilebilir. Ancak kesin bir kanıya varmak mümkün değildir.
HANGİ DURUMLARDA SEZARYEN TERCİH EDİLİR?
Sezaryen, hamileliğin doğal yollarla değil cerrahi bir müdahaleyle sonlandırıldığı bir ameliyat türüdür. Sezaryen olmanın gerekliliğinin, son dakikada değil daha önceden belirlenebildiği durumlarda mevcuttur.
Anne adayı daha öncede rahim ameliyatı geçirmişse, her zaman olmasa da genellikle ikiz ve üçüz bebek doğumlarında, bebek suyunun az olduğu durumlarda, bebeğin normal kilonun üstünde olduğu durumlarda, bebeğin ters geldiği durumlarda, kordon bağının düğümlenmesi durumunda sezaryen önceden öngörülebilir ve hazırlıklar ona göre yönlendirilir.
Bu aşamada önemli olan doktor kontrollerini mutlaka düzenli yaptırmak, bebeğin gelişimini ve annenin sağlık durumunu sürekli olarak kontrol etmektir. Ayrıca, ikinci doğumunu gerçekleştirecek olan kadınlarda, ilk doğum şeklinin ne olduğunda önemli bir belirleyicidir. Eğer anne, ilk doğumunu sezaryen ile gerçekleştirdiyse ülkemizde ikinci doğumda büyük ihtimal ile sezaryen ile yapılır.
Son Güncelleme: 18.11.2019 09:37
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol