Eğitim ve öğretimin hayatımızda ki önemini her geçen gün daha iyi idrak ediyoruz. Her anne –baba çocuğunu yarınlara hazırlamak için en iyi şekilde eğitim ve öğretim almasını istiyor.
Bunun doğal sonucu olarak bu alanda rekabet muazzam boyutlara ulaşmış durumda. Öğrencilerin birbirleriyle rekabetini, okulların rekabeti ve velilerin birbirleri ile rekabeti gölgeliyor.
Okullar ve Velilerin birinci görevi bilgili, tam donanımlı nesiller yetiştirmek, öğrencilerimizi bilgi ve becerileri ile yarıştırmak olmalıyken, işi doğal mecrasından çıkarıp bilgi yerine paranın yarıştığı, makamlarının yarıştığı haksız rekabetle çocuklarımızı baş başa bırakıyorlar.
Bu sorunu, Lisede okuyup iyi bir üniversiteye gitmek isteyen öğrenciler ve velileri çok daha iyi bildiklerini ve bir açmazla baş başa kaldıklarını düşünüyorum. Dershanelerin kapanmasıyla, Temel Liseler, Devlet Liselerinin yanında eğitim sistemimizin içerisindeki yerini aldı. Devletimiz gerek özel okullar, gerekse Temel Liseler ilgili teşvik miktarlarını artırdı. Eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak için kapatılan dershaneler yerine açılan Temel Liseler yeni bir eğitimde fırsat eşitsizliğinin kapısını ardına kadar araladılar.
Zira bu liselere kayıt yaptıran öğrencilerimizden öğrendiğimize göre; öğrencilerin devam zorunluluğu kâğıt üzerinde takip edilmekte ve dersler, devlet okullarında uygulanan müfredat ve programa uygun şekil de değil de sadece sınava hazırlanma şeklinde kurgulanmaktadır.
Sınavlar konusunda da devlet liselerinde okuyan öğrencileri ile temel lisede okuyan öğrenciler arasında haksız rekabetin oluşabileceği uygulamalar yapılmaktadır.
Öğrenciye sorularla birlikte cevapların da dağıtıldığı, tüm öğrencilerin tüm derslerden doksan- yüz aldığı bilgisi hemen her şehirde konuşulmaktadır. Buna örnek olsun diye söylüyorum, yakın çevremde hemen hemen her yıl sınıf tekrarı ile geçen bir öğrencimizin velisi Temel Liseye bu yıl öğrencisini kaydetti ve okul veliyi teşekkür belgesi ile ödüllendirdi.
Bugün parası olmayan veya devletine güvenip Devlet Liselerinde okuyan öğrencilerimiz ve Velileri büyük bir haksız rekabetle baş başa kaldılar. Nedeni ise Üniversite sınav sonuçlarını etkileyen Orta Öğretim Başarı Puanıdır.
Orta Öğretim Başarı Puanı sistemi şöyle çalışıyor; öğrencinin 100’lük sistemde başarı puanı “5” ile çarpılıyor çıkan rakam da “0.12” ile çarpılıp öğrencinin sınav puanına ekleniyor. Şimdi bir hesap yapalım:
Temel Lisede okuyan bir öğrenciye, öğretmenler “100” tam puan verse bu öğrenci 500 OBP ve bunun karşısında tam puan olan 60 puan alıyor. Bunu engelleyen hiçbir mevzuat yok. Devlet Lisesi'nde okuyan bir öğrencinin Orta Öğretim Başarı Puanı 75 olsun, bu öğrenci 375 OBP ve karşılığında 45 puan alıyor. 100 olan 60 puan alıyor 75 olan 45 puan alıyor.
Arada 15 puan gibi büyük bir haksızlık var. Bu durum büyük bir haksızlık ve adaletsizliktir. Bu parası olanın, parayı basarak diploma almasıdır. Bu bilgiye talip olanın, paraya talip olmasını teşvik etmektir.
Bu durum hakkı olanın hakkının elinden alınması anlamına geldiği gibi, ülkemizin geleceği adına da kaygı verici bir durumdur.
Dilerim bu haksız ve adaletsiz uygulamaya Milli Eğitim Bakanlığımız ve YÖK bir çözüm üretir.
Zira hak edenin kazandığı bir sistemi inşa etmek ve gelecek nesillere bırakmak boynumuzun borcudur.
"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu" (Zumer; 9)