Birçok darbe gördük ama hiç birisi bunun kadar içimizi acıtmadı. 1980 darbesine rahmeti babamla birlikte köyden şehre bir iş için geldiğimizde yakalandık ve üç gün boyunca sokağa çıkamadık, geldiğimiz gibi köyümüze geri döndük.
Refahyol hükümetine karşı yapılan 28 Şubat Post modern darbesinin bütün hukuksuzluklarına, haksızlıklarına ve zulüm denilecek uygulamalarına, 27 Nisan gecesi milletimize karşı verilen e –muhtırasına şahit olduk ama hiçbir darbe veya darbe girişimi bizi bu kadar yıkmadı, incitmedi.
Bu darbe girişiminin bizim içimizi acıtan en dramatik yanlarından biri “Altın Nesil “ yetiştiriyoruz diye yola çıkanların nasıl savrularak devletine, milletine karşı kurşun sıkan bir nesil’e dönüştürüldüğünü görmek oldu sanırım.
Ahlak, ilim, irfan, edep, bilim alanında örnek bir nesil yetiştirme mefkûresiyle yola çıktığını söyleyenlere milletimiz inandı, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı emanet ettiler.
Maddi, manevi desteklerini esirgemediler. Ancak onlar, aklı hür, vicdanı hür, devletine ve milletine bağlı bir nesil yetiştirmek yerine adeta Man kurtlaştırılmış bir çeteyle toplumu karşı karşıya bıraktı.
Türkiye’nin en zeki, gelecek vadeden çocuklarını ilkokuldan, ortaokuldan, liseden itibaren ilmik, ilmik işleyerek önce ailesinden, sonra toplumdan koparılıp, birer robota nasıl dönüştürüldüğünü yaşayarak her gün daha bir öğreniyoruz.
Bu çocuklar, iyi bir eğitimle belki matematik dalında, fizik dalında, kimya dalında, edebiyat dalında yeni keşifler ve eserler insanlığın hizmetine sunabilecekken, orduyu, emniyeti yargıyı kısacası devleti ele geçirme ihtirasıyla yok edildiğini içimiz kan ağlayarak izliyoruz.
Daha da vahim olanı, Milletimizin hayallerini gerçekleştirmek için yola çıktığını söyleyenlerin, milletimizin umutlarını, yarınlarını küresel güçlere nasıl pazarladığını görmek bizi tarifi imkânsız bir üzüntüye gark ediyor.
Altın nesil diye yola çıkanların, Anadolu’nun vatanperver çocuklarını, Başkomutanına karşı, Genelkurmay Başkanına karşı, Kuvvet komutanlarına karşı, silah arkadaşlarına karşı, milletine karşı silah doğrultan bir nesle nasıl dönüştürdüğünü görmek insanı kahrediyor.
Kendi Millet Meclisini bombalayan, tankları milletin üstüne süren gözü dönmüş vicdanı dumura uğramış, aklını kiraya vermiş katillere dönüştürülmesine söyleyecek söz bulamıyorum.
Hala hiçbir şey olmamış gibi televizyon ekranlarına çıkıp küresel şer çetelerine, elindeki mikrofonlarını milletimize doğrultulmuş namlu gibi kullananlara konuşarak hizmet etmeye devam ediyorsun.
Bu millet sana ne kötülük yaptı, pırıl pırıl evlatlarını sana teslim etti. Yemedi, giymedi, gezmedi bütün servetini sırf çocuklarımız okusun vatana millete faydalı evlatlar olsun diye önüne serdi.
Karşılığında evlatlarımızı bizden çaldın yetmedi, yarınlarımızı da elimizden almaya kalktın. Çocuklarımızın eline silah verip namlusunu millete doğrulttun.
Şimdi mutlumu sun ,”Altın Nesil” yetiştirmek için milletimizin sana emanet ettiği, senin milletimizden çaldığın çocukların eline kardeşkanı bulaştı vatana ihanetten yargılanıyor.
Devlet dairelerinden birer birer atılıyor.
Nasıl kıydın ülkemize, yarınlarımıza. Şerefiyle yaşamasını bilmeyenlere, şerefli bir ölümde nasip olmaz.