Daha çok rahmetli Süleyman Demirel tarafından ifade edildiği söylenilen "Demokrasi sabah kapınız çaldığında gelenin sütçü olduğuna emin olmaktır söylemin üzerinden kaç yıl geçtiğini biz hatırlamıyoruz.
Son bir haftadır önce İstanbul’un bir milyon ilçesi Esenyurt’ta sonra da Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanması bir noktadan sonra hepimizde “-Ya sabah erken saatlerde bizim de kapımız çalınırsa” şeklinde bir endişenin oluşmasını sağladı.
Kabul edelim yada etmeyelim Türkiye uzun yıllardır huzurun bir türlü hakim olmadığı bir ülke olarak biliniyor.
1950 yılında “Merhaba” dediğimiz çok partili sistemin üzerinden 70 yıldan fazla geçmesine rağmen bir türlü bulamadığımız huzurun bizim ülkemize ne zaman uğrayacağı ile ilgili sorular bir türlü cevap bulamadı.
27 mayıs 1960 tarihi ile başlayan ve 12 Eylül 1980 yılında karşı karşıya kaldığımız askeri darbeler, 15 temmuz tarihinde püskürttüğümüz hain FETÖ kalkışması aradaki muhtıralar derken rahat nefes aldığımız bir gün bile kalmamış durumda.
2018 yılında hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türkiye bambaşka bir siyasi mecraya doğru ilerlemeye başlamıştı.
Pek çok sorumun çözümü olacağına inanılan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sırasında TBMM’nin nerede ise tamamen devre dışı bırakılıp ülkenin gece yarısı kararnameleri ile yönetildiği zamanlarda birde kayyum atamaları çıkmış oldu.
Türkiye’de 81 ile, 900 civarında ilçe ve bir kadarda belde var, Seçmen her 5 yılda bir sandık başına giderek kullandığı oy ile yerel yöneticilerini belirliyor.
Bu yerleşim merkezlerinde aday olanların tamamı birkaç gün önce de yazdığımız gibi ilgili Cumhuriyet savcılıklarından “Sabıka kaydı yoktur” yazısı istiyorlar.
Söz konusu “Sabıka kaydı yoktur” belgesini alamayan siyaset yapamadığı gibi belgeyi olumlu bir şekilde alanlarda gerekli propaganda döneminden sonra seçiliyorlar yada seçilemiyorlar.
Aradan aylar geçmiş, seçilen belediye başkanı göreve başlamış, berber çalışacağı başkan yardımcılarını ve daire müdürlerini belirleyerek seçildiği bölgede yaşayanlara hizmet için gecesini gündüzüne katmaya başlıyor.
Bir sabah belediye başkanının kapısı çalınıyor, Başkanın kendisi, eşi, çocukları yada evdeki bir görevli “Sütçü sabah süt getirmiştir” beklentisi ile kapıyı açar açmaz karşısında yüzlerce güvenlik görevlisini görüyor.
Arkasından tutuklama, görevden el çektirilme ile başlayan süreç saatler içerisinde tamamlanıyor.
Çoğu zaman belediye başkanları seçildikten sonra değil seçilmeden uzun yıllar önce terör faaliyetine katılmak suçlaması ile görevden alınıyor ve yerlerine gelen kayyumlara koltuklarını bırakmak zorunda kalıyorlar.
Burada “Madem mevcut belediye başkanı seçilmeden önce isnat edilen bir suç dolayısı ile görevden uzaklaştırılıyorsa kendisine başkanlık yolunu açan “Sabıka kaydı yoktur” belgesini neden verdiniz” sorusu gündeme geliyor.
“-Devletin güvenlik güçleri neden var?
-Adli kurumlar neden ilgili belgeyi veriyorlar?”
soruları hep sorulsa da gündemin kalabalığı dolayısı ile duyan olmuyor.
Şu ama kadar 149 belediyeye kayyum atandığı bilgisini aldık.
Seçilmiş belediye başkanları eğer istenildiği an bir gece yarısı yazısı ile görevden alınacaksa biz neden seçim yapıyoruz?
Biz aradan kaç yıl geçtikten sonra sabah erken saatlerde kapının zili çaldığında sorun yok gelen sütçüdür ifadesini hiç korkmadan kullanacağız.
Ne zaman ?
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol