Son dönemlerde birbiri ardına işlenen çocuk ve kadın cinayetleri gözlerin yeniden çocukları ve kadınları koruyamayan adli mekanizmanın yeninden değerlendirilmesine çevrilmesine sebep oldu.

Bilindiği gibi devletin temel görevi ülke sınırları içerisinde yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliklerini korumak bunu yapmaya çalışırken de onların can ve mal güvenliklerini sağlayacak adli önlemleri almaktır.

Devletin hepimize karşı görevi ve sorumlulukları var ancak çocuklara ve kadınlara karşı var olan görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmek adına çok daha geniş çerçevede önlemler almadı gerekmektedir.

Kadınların güvenliklerinin sağlanması adına kabul edilen “İstanbul sözleşmesi” bilindiği gibi geçtiğimiz yıllarda bir kararname ile iptal edildi, Dikkat edilirse o iptal kararından sonra kadın cinayetlerinde gözle görülür bir artış olduğu kesin.

Kadının korunmasına ait bir taraftan belirli adımlar atılırken diğer taraftan da sırf oy hesabı uğruna kadınlar için son derece faydalı olduğunu bildiğimiz “İstanbul sözleşmesinin “iptal edilmesi ortaya tamiri güç sıkıntılar çıkartıyor.

Dünyada demokrasi ile yönetilen ülkelerde çocukların ve kadınların karşı karşıya kaldıkları tehlikelerden korunması adına alınması gereken tedbirler bizde neden alınmaz, Caydırıcı cezalar neden en üst noktaya kadar çıkartılmaz.. gibi soruların cevabı şu aşamada yok.

Türkiye’de nüfus bilindiği gibi 85 milyon civarında, artan nüfus üzerinden başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine karşı artan suçlar ile ilgili olarak Adalet bakanlığının var olan tüm siyasi partilerinde görüşünü alarak daha caydırıcı önlemler alması herkesin ortak beklentisi.

Biz konu ile ilgili şu an okuduğunuz yazıyı yazmaya başlamıştık ki CHP Kocaeli milletvekili Nail Çiler’in hislerimize tercüman olan açıklaması geldi.

CHP Kocaeli milletvekili Nail Çiler çocuk ve kadın cinayetleri ile ilgili olarak

“Henüz Narin’in katilleri bulunamamışken İstanbul’un orta yerinde İkbal ve Ayşenur’u cinayete kurban verdik.

Oysa, İkbal yıllardır failinden şikayetçi olmuş, ne yazık ki adalet yerini bulmamış, 6284 sayılı yasa uygulanmamış, İkbal KORUNAMAMIŞ.

Kadın cinayetleri politik tercihlerin hazin sonu olarak gün geçtikçe artış göstermekte ve ne yazık ki buna sebep olanlar hatalarından dönmek adına en ufak bir çaba  sarf etmemektedir.

Göz göre göre gelen ölümler yüzünden kadınlarımız yolda, okulda, işyerinde hatta evlerinde korku içinde iken birileri halen koltuklarında rahat oturabiliyorsa, hepimiz sorumluyuz!

Kadınların nasıl doğum yapacağına karar veren(!)sağlık bakanlığı, vahşice iki canımızın hayatına son verildiğinde hiç bir şey olmamış gibi gündelik programına devam eden (!) iç işleri bakanlığı, adı var olan (!) kadın ve aileden sorumlu devlet bakanlığı, Narin’in katillerinin araştırılmasını daha 3 gün önce mecliste reddedenler, cezasızlık algısını sapkın zihinlere yerleştirenler, sizlere rağmen birleşeceğiz, yasayı uygulatacağız, İstanbul sözleşmesini geri getireceğiz!” şeklinde bir açıklama yaptı.

Çocuklarımızı ve kadınlarımızı korumamız lazım.

Onlara tüm toplumun sahip çıkması lazım..