BİLİM Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Avrupa Birliği'ne 'Bizi birliğe alın' diye yalvarmadıklarını belirterek, "Biz, AB'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin de AB'ye ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan son gelişmeler şunu gösteriyor: AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı, Türkiye'nin AB'ye ihtiyacından fazladır. AB ülkelerinin ve sorumlularının bu açık, basit ve net gerçeği görecek kadar akla ve izana sahip olduklarını umut ediyorum" dedi.
Kocaeli Sanayi Odası'nın meclis toplantısına Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zekeriya Özak, sanayici ve işadamları katıldı. Kocaeli Sanayi Odası'nın konferans salonunda düzenlenen toplantıda konuşan Faruk Özlü sadece daha fazla mal ihraç ederek istenilen seviyeye gelinemeyeceğini belirterek, "Sanayi üretiminde ve ihracatta nitelikli ürünlerin ağırlığını artırmak durumundayız. Ar-Ge, tasarım ve markalaşma yoluyla ürünlerimizi daha değerli hale getirmeliyiz.
Bakınız, ihraç ettiğimiz ürünler ithal ettiğimiz ürünlerin ortalama fiyatlarını mukayese ettiğimizde, neyi değiştirmemiz gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Sizlerle otomotiv ve makine gibi iddialı ve güçlü olduğumuz iki sektöre ait bazı verileri paylaşmak istiyorum. 2015 yılında ihraç ettiğimiz motorlu kara taşıtlarının ortalama kilogram fiyatı 7 lira iken, ithal ettiklerimizin ortalama kilogram fiyatı 10,3 liradır. İhraç ettiğimiz makinelerin ortalama kilogram değeri 6,1 lira iken, ithal ettiklerimizin ortalama kilogram fiyatı 11,1 liradır.
Basit bir hesapla, makine sektöründe, başa baş hale gelmemiz için, bir kilo makine ithal ediyorsak, iki kilo ihraç etmemiz gerekiyor. Açık söylemek gerekirse, bu farkın daha dramatik olduğu sektörler de bulunuyor. Yapmamız gereken işler aslında bellidir. Otomotiv, tekstil ve makine gibi sektörlerde teknoloji, tasarım ve markalaşma seviyemizi artıracağız. İlaç, optik, elektronik, havacılık gibi ileri teknoloji gerektiren sektörlerde yatırımlarımızı artıracağız.
Sadece ürünlerimizi değil, üretim sistemlerimizi de çağın ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yeniden kurgulayacağız. Bunları başarmak için çok ciddi bir gayret içindeyiz. Bu yıl hayata geçirdiğimiz Ar-Ge Reform Paketi'yle birçok önemli adım attık. Ar-Ge merkezi kurmayı ve işletmeyi çok daha kolay bir hale getirdik. Tasarım ofislerini de Ar-Ge merkezleri gibi desteklemeye başladık. Şu anda ülkemizde 287 Ar-Ge Merkezi bulunuyor" dedi.
SORUNLARA DEĞİL, FIRSATLARA ODAKLANMALISINIZ
Fırsatlara odaklanılmasını isteyen Özlü, "İhraç ettiğimiz ürünler petrol veya doğalgaz değildir, tarım ürünleri veya hammaddeler değildir. Türkiye, yarı mamulleri ve nihai ürünleri ihraç etmektedir. 2015 yılında, ihracatımızın yüzde 93'ten fazlasını sanayi ürünleri oluşturmaktadır. Eğer ihracata dayalı bir ekonomik büyüme modeline sahipseniz, dış ülkelerle geliştirdiğiniz diplomasi faaliyetleri son derece önemlidir. Dış politika, ekonomik hedeflerinizi destekleyecek, iş dünyasının önünü açacak bir anlayışla kurgulanmalıdır. Pasif değil aktif olmalısınız. İçinize kapanmak yerine dışa açılmalısınız. Sorunlara değil, fırsatlara odaklanmalısınız. Biz de 2002'de göreve geldiğimiz andan itibaren bunu yaptık. Bütün dünya ülkeleriyle olan ilişkilerimizi, kazan-kazan prensibine göre yeniledik, tazeledik. Bu tavrımızı bundan sonra da sürdüreceğiz" diye konuştu.
TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İŞ TUTANLARIN BİZE DEMOKRASİ DERSİ VERMESİNE KARNIMIZ TOKTUR
Özlü dostlukları artıracaklarını, düşmanlıkları azaltacaklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Dünya ülkeleriyle olan ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız. Bizimle iyi geçinmek isteyen, Türkiye'yi bir dost ve müttefik olarak gören her ülkeyi, biz de dost ve müttefik olarak görüyoruz ve göreceğiz. Bize uzatılan hiçbir eli biz boşta bırakmayacağız, geri çevirmeyeceğiz. Ancak bu tavrımız, uysal başlı koyun olduğumuz şeklinde anlaşılmamalıdır. Her egemen ülke gibi, bizim de kırmızı çizgilerimiz vardır.
Terörün, teröristlerin, terör destekçilerinin hangi gerekçeye dayanırsa dayansın, korunmasına ve kollanmasına asla tahammülümüz yoktur. Biz ülke olarak, siyasiler olarak, yapıcı eleştiriye her zaman açığız. Ancak kendi ülkelerinde teröre çanak tutanların, bize hariçten maval okumalarına kulağımız kapalıdır. Terör örgütleriyle iş tutanların bize demokrasi dersi vermesine karnımız toktur. Bize ders ve öğüt verecek olan yegane otorite milletimizdir.
Özellikle son günlerde, AB'nin ortaya koyduğu tavır, milletimizi rahatsız etmektedir. Avrupa kıtası, bizim en büyük ticaret ortağımızdır. Avrupa Birliği'ne tam üyelik, Türkiye'nin uzun zamandır sahip olduğu bir idealdir. Ancak Türkiye-AB ilişkileri tek taraflı bir ilişki değildir. Nasıl Türkiye'nin sorumlulukları varsa, Avrupa Birliği'nin de vardır.
Türkiye, 7 Haziran seçimlerinin ardından defalarca terör saldırılarına maruz kaldı. Daha birkaç gün önce görevi başındayken bir kaymakamımız Muhammed Fatih Safitürk kardeşimiz şehit edildi. Ancak Avrupa Birliği bu süreçte bize destek olmak bir yana, engel olmaya çalıştı ve çalışmaya devam ediyor."
AB'YE 'BİZİ BİRLİĞE ALIN' DİYE YALVARIYOR DEĞİLİZ
AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu belirten Özlü konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şunu herkes bilmelidir, terörle mücadele bizim en temel hakkımızdır. Daha doğrusu, terörle mücadele bizim en temel vazifemizdir. Biz bu vazifeyi yerine getireceğiz. Türkiye'yi terör belasından kurtaracağız. Demokrasisi ve ekonomisi çok daha güçlü olan bir Türkiye inşa edeceğiz. Biz, Avrupa Birliği'ne, 'Bizi birliğe alın' diye yalvarıyor değiliz.
Biz, AB'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin de AB'ye ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. Ancak bölgemizde ve dünyada yaşanan son gelişmeler şunu gösteriyor: AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı, Türkiye'nin AB'ye ihtiyacından fazladır. AB ülkelerinin ve sorumlularının bu açık, basit ve net gerçeği görecek kadar akla ve izana sahip olduklarını umut ediyorum.
Türkiye, son birkaç yıldır oldukça zorlu bir süreçten geçiyor. Bölgemizde ortaya çıkan jeopolitik riskler, ekonomi ve ihracat üzerimizde bir baskı oluşturuyor. Dünya ekonomisi küresel kriz sonrasında hala tam olarak toparlanabilmiş değil. Küresel ekonomide ve bölgesel jeopolitikte bunlar yaşanırken, Gezi olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimleri gibi çok zorlu hadiselerle boğuşmak durumunda kaldık.
Şükürler olsun, bütün bu zorluklara rağmen, dimdik ayaktayız. Böyle zamanlarda temel makroekonomik göstergeleri korumak büyük önem taşıyor. Zira temel sağlamsa gerisini bir şekilde halledebiliriz. Bu sağlam temel üzerinde daha yenilikçi, rekabetçi, verimli ve yüksek katma değerli bir üretim yapısına geçebiliriz.
Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki, Ar-Ge Reform Paketi'nin de etkisiyle önümüzdeki süreçte Ar-Ge Merkezi sayımızı önce 500'e, ardından 1000'e çıkarmayı hedefliyoruz. Özel sektörümüzün de bu hedefi bizimle paylaşıyor olması çok önemlidir. Kocaeli Sanayi Odası'na da bu konuda çağrıda bulunuyorum. Kocaeli Sanayi Odası'nın her üyesinin ya Ar-Ge merkezi veya tasarım merkezi olması gerekir diye düşünüyorum. Bu konuda beraber çalışalım ve bu şehirdeki Ar-Ge ve tasarım merkezi sayısını artıralım."
Bakan Özlü daha sonra Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nu makamında ziyaret etti.
Doğan Haber Ajansı
Son Güncelleme: 16.11.2016 14:18
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol