Halk arasında idrar yolu enfeksiyonu olarak bilinen “böbrek iltihabı” veya “böbrek enfeksiyonu” tedavi edilmediğinde ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor.
Böbrek iltihabının etkilerinin genellikle bakteri ve virüs kaynaklı olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Böbrek enfeksiyonuna yol açan bakterilerin büyük bir bölümü bağırsaklarda bulunan ve sindirime yardımcı olan mikroorganizmalardır. Vezikoüreteral reflü yani mesanedeki idrarın böbreklere doğru geri kaçmasına yol açan anomali, böbrek taşları, at nalı böbrek, gelişmemiş küçük böbrek, polikistik böbrek gibi böbreklerinde doğumsal anomaliler bulunanlar, az su içen, kabızlık çeken, idrarını tutan kişilerde de böbrek enfeksiyonun gelişme riski oldukça yüksek” açıklamasında bulundu.
Böbrek iltihaplarının pek çoğunun idrar yollarının alt kısmında yani mesane veya üretrada başladığını, daha sonra enfeksiyonun ilerlediğini ve böbrekte de enfeksiyonun geliştiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Hastalığın başlangıcındaki ağrı, idrar değişikliği, idrar yaparken yanma, yüksek ateş, üşüme, titreme, bulantı ve kusma gibi belirtiler dikkate alınıp takip edilmeli. Eğer belirtiler önemsenmez ve tedavi edilmezse enfeksiyon böbreğe doğru ilerleyerek daha şiddetli bir tablonun gelişmesine yol açabilir. Böbrek enfeksiyonları tedavi edilmezse böbrekte hasar, böbrek absesi, böbrek yetmezliği ve hipertansiyon gibi ciddi durumların gelişmesine neden olabilir” dedi.
Kadınlar risk altında
Bakteri ve virüs kaynaklı olan enfeksiyonların büyük bir bölümünün bağırsaklarda bulunduğunu ve sindirime yardımcı olduğunu belirten İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Özellikle kadınlarda ilerleyen genital enfeksiyonlar, idrar yollarına geçerek enfeksiyon oluşmasına neden olabiliyor. Risk grubunda olan kişilerin hastalık başlangıcındaki belirtileri olduğunda bir uzmana gözükerek gerekli tahlilleri yaptırması ve uygun antibiyotik tedavisi ile sıvı desteği alması gerekir. Sık idrara çıkma, idrarda koku, halsizlik ve kasıklarda ağrı gibi belirtiler olduğunda mutlaka bir uzmana başvurulmalı” uyarısında bulundu.
Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, böbrek sağlığı için alınması gereken 7 önlemi şu şekilde sıraladı:
Yeterli miktarda sıvı alımına dikkat edin
Avustralya ve Kanadalı araştırmacılara göre, yeterli sıvı tüketimi kronik böbrek hastalığı gelişimi riskini azaltıyor. Geleneksel bilimsel görüşe göre günlük 1.5- 2 litre su tüketmeniz sağlığınız için ideal ancak en doğru miktar için doktorunuza danışın.
Hareketli bir yaşam benimseyin
Düzenli olarak yürüyüş, hafif koşu, bisiklete binmek gibi egzersizleri yaparak hem dinç bir bedene sahip olur hem de varsa fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz.
Kan şekerinizi düzenli kontrol edin
Diyabet, kronik böbrek hastalığına neden olan hastalıklar içinde ilk sırada. Diyabete bağlı böbrek hasarının (diyabetik nefropati) erken dönemde tanınması sonrasında uygulanacak tedaviler sayesinde böbreklerdeki hasar geri döndürülebiliyor veya hızı düşürülebiliyor.
Kan basıncınızı ölçtürün
Hipertansiyon, kronik böbrek hastalığına yol açan bir faktör olabileceği gibi, böbrek hastalığının sonucu olarak da gelişebilir ve tansiyon yüksek seyrettikçe hastalığın ilerlemesi de hızlanır.
Tuz tüketimine ve sağlıklı beslenmeye dikkat edin
Dünya Sağlık Örgütü bir günde alınması gereken tuz miktarının 5 gr. olduğunu söylüyor. Ancak ülkemizde günlük ortalama tuz tüketimi 18 gr. civarındadır. Yemek masalarınızda tuzluk bulundurmayın ve yemeklerinizi baharat ve bitkiler (nane, kekik vb.) ile tatlandırın.
Tütün mamullerinden uzak durun
Sigara içimi böbrek kan akımında azalmaya neden olur. Böylece böbrekler yeterince süzme yapamaz ve atık maddeler vücutta birikir. Sigara içen kişilerde böbrek kanseri gelişme riski de yüksektir: yüzde 50.
Gelişigüzel ilaç kullanmayın
Doktor reçetesi olmadan ağrı kesici ilaçlar kullanmayın. Bu ilaçlar bazen kullanıldıkları doz ve süreyle ilişkili olarak bazen de bunlardan bağımsız olarak böbrek hasarı oluşturabiliyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Hakkında
Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden iş birliği Anadolu Sağlık Merkezi'nin sağlığın merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol