Elbette bu yaralar sarılacak. Elbette acılar dinecek… Evet yangın sadece Akdeniz ve Ege Bölgesi’ni değil, tüm Türkiye’yi kapsadı. O ormanlarla birlikte hepimizin yüreği de yanıyor. Yanan ağaçlar, binlerce ölen canlılar ve insanlar, hepimizin ciğerinin bir parçasını aldı gitti. Sıcaklık had safhada, rüzgar korkunç. Havadan destek çok az. Kiralık ve desteğe gelen uçaklar ile helikopterler yetmiyor. İnsanlar, karadan elinden geleni yapıyor ama etkilemiyor...

Ve o güzelim ormanlar bir bir yok oluyor.

Ülkemizin tarihinde bu çapta yangın olmamıştı. Şimdiden o güzelim koylardaki, dağlardaki ağaçlar yanıp gitti. Tepeler kel kaldı. Ve Türkiye olarak yangına teslim olmuş durumdayız. Şimdi de bu soysuzlar sosyal medyada açıklamalar yapmaya başladı.

Allah kimseyi çaresiz bırakmasın! Oturup halimize ağlarız ama elimizden bir şey gelmez. Canın sağ olması tek tesellidir. Ama gidenler veya yananlar... Daha kötüsü umursamazlık… Bir anda her şey değersizleşir. Malum, lüks yaşam, para ve itibar… Hepsi yok olur gider.

Bu yangınların hepsi insan kaynaklı yangınlardır. Yangınların yüzde doksan dokuzu insan kaynaklıdır. Öyle aşırı sıcaktan orman kolay kolay yanmaz. Bence doğa bizden intikamını her türlü alıyor. Giderek betonlaşan ülkemiz, sürekli çevre katliamları ile gündeme gelirken maalesef bunun sonuçlarını ağır ödüyoruz. En büyük sorun insanlar. Başroldeki bu canlı yani insan her şeyi yok etmeye devam ediyor.

Sayın Vali, defalarca yazdım ‘havai fişekler ve maytapları yasaklayın’ diye… Bunlar devam ettikçe şehir merkezin de de yangınlar çıkacak. Kırsal kesimlerde bağ evlerinde atılan havai fişekler bakımsız hozan bağları yakar. Bunların atılmalarını yasaklayın.

Doğayı korumak bu kadar zor mu?