Ballıkayalar'ın "kuş dedektifi" 10 yıldır yaban hayatının izini sürüyor

- Kocaeli'nin Gebze ilçesinde yaşayan kuş gözlemcisi Ümit Malkoçoğlu, gözlemleri sırasında çektiği fotoğrafları "Kocaeli'nin Yaban Hayatı" adlı fotoğraf sergilerinde doğaseverlerle buluşturuyor- Malkoçoğlu:- "Doğada her şey yolunda mı, doğadaki denge hala korunuyor mu, insan etkisi ya da çevre tahribatı ne durumda? Bunun en önemli göstergesi kuşlar. Yani o alanda ne kadar çok kuş türü varsa her şey yolunda gidiyor demektir"

11 Nisan 2021 Pazar 13:04
Ballıkayalar'ın

KOCAELİ (AA) - ŞENGÜL AZBAY - Kocaeli'nin Gebze ilçesinde yaşayan kuş gözlemcisi 47 yaşındaki Ümit Malkoçoğlu, 10 yıldır Türkiye'nin en büyük tabiat parklarından Ballıkayalar'daki yaban hayatını yakından takip ediyor.

Çocukluk yıllarında yaban hayatına ilgi duyan ve bu merakı zamanla kuş gözlemciliğine dönüşen Malkoçoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca mart ayında "Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı" olarak kabul edilen Ballıkayalar'da adeta dedektif titizliğiyle iz sürerek doğadaki canlı yaşamın kayıt altına alınmasına katkıda bulunmaya çalışıyor.

Gebze'de kitabevi sahibi olan Hacettepe Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü mezunu Malkoçoğlu, AA muhabirine, eşi ve 21 yaşındaki oğluyla doğayla iç içe yaşamayı sevdiklerini söyledi.

Oğluyla uzun yıllar kuş gözlemlerini beraber yaptıklarını aktaran Malkoçoğlu, doğadaki her canlının bir görevi olduğunu ve dünyanın dengesinin bozulmaması için canlıların korunması gerektiğini vurguladı.

Malkoçoğlu, doğanın, sakinleştirici bir gücü olduğunu, doğayı tanımanın, doğayla iç içe yaşamanın, şehir hayatının sıkıcı ve boğucu ortamından uzaklaşmaya yardımcı olduğunu anlatarak, gözlem çalışmaları sırasında hem kuşları ve hem de diğer canlıları tanıma fırsatı bulduklarını kaydetti.

- "Sabah saatleri bizim için altın saatler"

Malkoçoğlu, doğayı tanıdıkça dünyadaki sistemi ve dengeyi daha iyi anladığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Mart, nisan ve mayıs aylarında kuş gözlemi, çalışmalarımız arasında daha fazla yer tutuyor. Ballıkayalar'ı yaklaşık 10 yıldır düzenli olarak gözlemliyorum. İş düzenimi buna göre ayarladığım için yazın saat 05.00 gibi yaklaşık 20 dakikada buraya gelebiliyorum. 2 ya da 3 saat gözlem yapıyorum. Sonra saat 09.00 gibi iş yerimi açabiliyorum. Kuşlar ve diğer canlılar, sabah saatlerinde daha aktif. Dolayısıyla onları gözlemlemek bu saatte çok daha iyi oluyor. İnsan etkisi de bu saatlerde daha az oluyor. Türler, daha doğal olabiliyor. Sonra hava ısındıkça onlar da daha korunaklı yerlere çekilebiliyorlar. O yüzden sabah saatleri bizim için canlıları görmek ve gözlemek açısından altın saatler."

Hem Türkiye'deki hem de dünyadaki kuş gözlemcilerinin, çalışmalarının kayıt altına alındığı bir veri bankası bulunduğunu aktaran Malkoçoğlu, şöyle devam etti:

"Yaptığımız gözlemlerin bir anlam ifade edebilmesi ve veri olarak yorumlanabilmesi için bunları bir merkezde, bir havuzda toplamanız gerekiyor. Bunlar ontologlar tarafından anlamlı veriler, haritalar haline dönüştürülüyor. Bu kuş türü bölgedeki varlığı iyiye mi kötüye mi gidiyor, bunları rahatlıkla yorumlayabiliyorlar. Kuşlar, bu anlamda çok önemli gösterge türler. Doğada her şey yolunda mı, doğadaki denge hala korunuyor mu, insan etkisi ya da çevre tahribatı ne durumda? Bunun en önemli göstergesi kuşlar. Yani o alanda ne kadar çok kuş türü varsa her şey yolunda gidiyor demektir."

- "Ballıkayalar'ın derin kısımları yüzlerce canlı türüne ev sahipliği yapıyor"

Malkoçoğlu, kuş gözlemi yapmak için dürbün ve kuş gözlem kitabının olması gerektiğini ancak bunun çıplak gözle de yapılabileceğini anlatarak, şehir merkezinde de kuşları gözlemlemenin mümkün olduğunu, salgın sürecinde insanların bunu balkonlarından da gerçekleştirebileceğini dile getirdi.

Ballıkayalar'ın canlı çeşitliliği açısından zengin ve değerli bir yaşam alanı olduğuna işaret eden Malkoçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Büyük bir sanayi ve insan yerleşiminin arasında kaldığı için bu özelliği birkaç kat daha artıyor esasında. Burayı genelde piknik alanı olarak biliyoruz ama onun ötesinde alanın daha derin kısımları yüzlerce canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Şehrin dibinde böyle bir zenginlik inanılmaz. Bölgede şu ana kadar 120 kuş türünü tanımladık. Akademik çalışmalar, 500'e yakın bitki türünün olduğunu söylüyor. Sadece benim fotoğrafladığım 20 ayrı orkide türü var. Kelebek türleri 100'e yaklaştı, yani inanılmaz bir canlı çeşitliliği var. Çok uzaklara gitmeye gerek yok, bunları tanımak ve görmek için. Bu şekilde bilerek, araştırarak buraya gelindiği takdirde rahatlıkla kuş gözlemciliği, kelebek gözlemciliği, yaban hayvan gözlemciliğini yapmanız mümkün."

Malkoçoğlu, gözlemlerle yaban hayatını kayıt altına almaya çalıştığı Ballıkayalar'da nadir görülen kuş türlerine de rastladıklarını belirterek, gözlemleri sırasında çektiği fotoğrafları "Kocaeli'nin Yaban Hayatı" adlı fotoğraf sergilerinde doğaseverlerle buluşturduğunu sözlerini ekledi.

Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37