Bakınız küresel sermaye denilen yapı ile kendini “Kâinat İmamı” olarak gören kişinin (FETÖ) yönettiği yapının dünyaya bakışı arasında büyük bir paralellik ilk bakışta görülür.
Küresel sermayenin üs bölgesi ABD olmakla beraber, tüm dünyadaki devletlerin tasarruflarından oluşan finans kaynaklarını kullanmaktadır.
Örneğin Japonya, ABD ‟ye büyük oranda ihracat yapmaktadır; amabu ihracatın bedelinin önemli bir bölümü Amerika finans piyasalarında tutulmaktadır.
Bu Avrupa ve diğer dünya ülkeleri içinde geçerlidir.
Küresel sermaye hiçbir coğrafyaya bağlı olmayan sınırı bütün ülkeleri kapsayan bir yapıdır.
Sadece bu açıdan olaya bakıldığında bile kendini herhangi bir ülkeye, millete bağlı görmeyen 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ terör örgütünün, liderine “kâinat imamı” denmesinin nasıl örtüştüğü gün gibi ortadadır.
Bu yapıyı özelde Türkiye’de ve dünyanın diğer ülkelerinde taşeron olarak kullanan ABD istihbarat teşkilatı CIA ‘nın desteklediği Küresel Sermayedir.
Küresel sermayenin stratejik nihai amacı, ulus devlet anlayışını ortadan kaldırmak, devletler arasındaki sınırı anlamsızlaştırmak ve sermayenin belirlediği bir yönetim modeliyle birbirine entegre olmuş küresel devlet yapılanmaları ortaya çıkarmaktır.
Bu yapı, küresel düzeyde paraya ve sermayeye hükmeden şirketlerden oluşur. Borsa ve finans piyasaları bu küresel şer çetelerinin kontrolü altındadır.
Ülkemizde bu küresel şer çeteleri ve yerli işbirlikçilerinin 15 Temmuz darbe girişimi ile devlet ve millet kavramlarını çökertme girişimi, yerli ve milli güçler tarafından başarısızlığa uğratılmıştır.
Başkomutanımızın sarsılmaz iradesi, aziz milletimizin vatan sevgisi, demokrasi inancı ve Allah’ın yardımıyla ülkemiz üzerine karanlık planlar kuranların planları başlarına geçirilmiştir.
Bu kanlı darbe girişimini gerçekleştiren “üst akıl “ CIA ‘nın desteklediği küresel sermayedir.
Yerli işbirlikçileri ise FETÖ terör örgütünün yanı sıra küresel sermayeden beslenen siyasi, ticari, idari ve sivil toplum görünümlü taşeronlarıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın üç yıldır her toplantıda, her konuşmalarında, bulduğu her fırsatta bu tehlikeye karşı uyarılarına kulaklarını tıkayan her kademedeki yöneticilerdir.
Kendilerine karşı yapılan en ufak bir haklı veya haksız eylem ve söylemlere hak ve hukuku rafa kaldırıp nefislerine yenilenler, vatana ve millete karşı, ülkenin birlik ve dirliğine karşı küresel şer çetelerinin büyütüp beslediği yerel işbirlikçilerini görmezden gelme ve hoş görü abidesi olma yolunu seçmişlerdir.
Hatta bu kişilerle, bunca ihanetlerine rağmen ticaret ve siyaset ortaklığını halen devam ettirenler görülmektedir.
Bu küresel şer çeteleri ve yerli işbirlikçileri ne yaparlarsa yapsınlar bu aziz milletin sarsılmaz inancını kıramayacaklardır.
Yerli ve milli güçlerin vatan sevgisiyle oluşturduğu kaleyi yıkamayacaklardır.
İşte gördünüz, millet olma şuurunu taşıyan herkes, birliğimize, dirliğimize, vatanımıza karşı yapılan saldırılara karşı nasılda bütün benlerinden sıyrılıp kenetlendi.
Merhum Akif ne güzel buyurmuş:
Merhum Akif ne güzel buyurmuş:
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
