Rahmetli Aşık Veysel "Güzelliğin on para etmez" isimli eserinde "Kim okurdu kim yazardı/Bu düğümü kim çözerdi/Koyun kurt ile gezerdi/ Fikir başka başk'olmasa" diyordu, biz de Veysel’in bu ifadesine sonuna kadar katılırdık.

Özellikle 12 Eylül 1980 tarihinde yapılan ihtilal sonrasında Türk milliyetçilerinin bir arada olduğu hiçbir menfaatin güdülmediği bir ekmeğin, kuru soğanın bölüşüldüğü günlerde arkadaşlarımızın tamamı aynı ideal etrafında toplanmakta en ufak bir sorun yaşamazlardı.

Sonra ortaya bambaşka bir dünya düzeni geldi, Sovyet Rusya kağıttan bir karton gibi paramparça oldu, “Dünya yıkılsa bir arada olamazlar” denilen doğu ve batı Almanya birleşti, Demir yumruk Mareşal Tito’nun üniter devlet yapısı ile yönettiği Yugoslavya önce altı sonrada dokuz parçaya bölündü.

Bu kadar dağılma ve parçalanmadan Türk milliyetçilerinin de etkilenmemesi elbette mümkün değildi, bilindiği gibi ilk ayrışma MHP ile BPP arasında yaşandı ondan sonrada Türk milliyetçilerinin yakası bir daha kesinlikle bir araya gelmedi.

Türkiye geçtiğimiz 14 mayıs ve 28 mayıs tarihlerinde iki seçim yaşadı, yaklaşık 35 gün sonra yani, 31 Mart 2024 tarihinde bir yerel seçim daha yaşayacak ve o seçim sonrasında Türkiye’nin nasıl bir siyasi yapı ile yola devam edeceği aşağı yukarı belli olacak.

Son dönemlerde yapılan seçimler normal koşullarda siyasi partiler arasında geçse de işin gerçeği son 3-4 seçim artık kaç parçaya ayrıldığını kimsenin tahmin edemediği Türk Milliyetçileri arasında geçiyor.

Normal şartlarda bir araya gelebilseler tek başına iktidara koşacak olan Türk milliyetçileri kendi aralarındaki anlaşmazlıklar yüzünden  iktidara gelemedikleri gibi başka partilere güç vermekten başka hiçbir işe yaramıyorlar.

1969’da kurulan MHP son birkaç seçimdir AK Parti ile ittifak yapıyor, 31 mart tarihinde yapılacak yerel seçimde de nüfusun ve seçmenin çok büyük bölümünün yaşadığı büyükşehirlerde aday çıkarmıyor sadece AK partinin listelerine meclis üyesi yazıyor işin garibi bununda başarı hanesine yazıyor.

MHP’den kopan BBP bilindiği gibi 14 mayıs tarihinde yapılan seçimde hüsrana uğradı ve artık tabela partisi görünümünden öteye gidecek durumu yok.

MHP’den kopan ve Meral Akşener’in genel başkanlığında siyasete “merhaba” diyen İYİ parti şu günlerde “Üçüncü yol “siyaseti ile seçmene “AK Parti ve CHP’ye mecbur değilsiniz” mesajı veriyor.

Bir dönem İYİ Partide genel başkan yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra partiden ayrılan ve Zafer partisini kuran Ümit Özdağ’da “Sığınmacıları” esas alan siyaseti ile seçmenden oy istiyor.

Bu siyasi partiler ile birlikte MHP’den ayrılan çok sayıda siyasetçinin kurduğu ancak seçmen tarafından henüz tanınmayan birkaç siyasi partinin daha var olduğunu en azından biz biliyoruz.

Bu bilgileri şunun için yapıyoruz. Gün içerisinde sahibi olduğumuz gazetenin ofisine çok sayıda dostumuz, arkadaşımız geliyor. 12 Eylül 1980 ihtilali sonrası kurulan MÇP’ de ve MHP’de omuzu omuza el ele görev yaptığımız ve şu an saçları dökülmüş, dökülmese bile beyazlaşmış arkadaşlarımız ile bir araya geliyoruz.

Söz konusu arkadaşlarımızın nerede ise tamamı yukarıda isimlerini belirttiğimiz yada belirtmeyi unuttuğumuz siyasi partilere dağılmış durumdalar, buraya kadar durum kötü ama bundan daha kötüsü tüm arkadaşlarımız karşısındakine “siz yanlış yaptınız” demekten bir an bile geri durmuyor.

İşin doğrusu bu durumun düzeleceğine yani arkadaşlarımızın bir arada olacağına bizim en ufak bir inancımız kalmadı, AK Parti dahil CHP dahil hangi siyasi partiye baksanız listelerinde çok sayıda Ülkücü-Türk milliyetçisi görmeniz mümkün.

Aşık Veysel’in sesinden “Koyun kurt ile gezerdi /Fikir başka başk'olmasa” türküsünü dinlerken aklımıza bunlar geldi.

Şairin "Fonda bir müzik çalar sen binlerce hayale dalarsın" dediği de tam olarak bu olsa gerek.