31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçime artık sayılı saatler kaldı. Söz konusu tarihte 81 il, 900 civarında ilçe, 350 civarında belde ve 50 binden fazla muhtarı seçmek için sandık başına gidecek, tercih kullanacak.
Adaylar talep ettikleri makamları kazanmak adına bulundukları yerleşim merkezlerinde aylardır saha çalışması yapıyorlar. Seçim kazanmak adına siyaseten var olan tüm yollar denendi, karşılarına çıkan her seçmenden oy desteği istendi.
Seçime çok sayıda parti ve o partilerin adayları kazanıyor ancak kazanılacak koltuk sadece ve sadece bir tane.
Dolayısı ile orta büyüklükte bir yerleşim merkezinde kazanmak için yarışan 25 adaydan 24 tanesi kaybedecek, sadece bir aday kazanacak.
Aylardır ekipleri ile birlikte saha çalışması yapan adaylar hesap üzerine hesap yaptılar. Adayların yanlarına gelen ve isimleri siyaset bezirganları olan belli sayıdaki isimler benim şu kadar oyum, bu kadar oya hükmediyorum diyerek adaylar karşısında prim yapmanın yollarını aradılar.
Ancak artık o günler geride kaldı. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi seçime artık sayılı saatler kaldı. Böyle bir noktada aylardır yakın çevrelerine "-Arkadaşlar işimiz tamam biz kazandık" diye umut aşılayan adaylar, şu sıra meseleye biraz daha endişeli bir göz ile bakmaya başladılar.
Birden fazla kez seçime katılan ve seçimi kaybetmelerine rağmen 31 Mart tarihinde yapılacak seçimde şansını deneyen adayların tamamı, "-Biz aylardır elimizden gelen çalışmaları fazla fazla yerine getirdik, sahada ayak basmadık bir tek nokta bırakmadık. Bundan sonrası sadece ve sadece seçmene kalmış. Böyle bir yarışta kazanmak da var kaybetmek de. Biz kazanırsak diğer adayların bizi tebrik etmelerini bekleyeceğiz, yarışa katılan bir siyasi partinin adayı kazanırsa bize de düşen gidip onları tebrik etmektir" diye düşünüyorlar.
Seçim yarışına katılan herkes elbette ki kazanmayı düşünüyor ancak onlara bu imkanı sağlayacak olan da başından beri belirtmeye anlatmaya çalıştığımız gibi seçmenin engin sağduyusudur.
Seçime katılan tüm adaylara tavsiyemiz sandıktan çıkacak olan her neticeye hazır olmaları ve o neticelere saygı duymalarıdır. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde derdini seçmene iyi anlatan her siyasi parti ve o siyasi partilerin adayları seçim kazandılar, uzun yıllardır yönetimde söz sahibi oldular.
Kazanmak ile kaybetmek arasındaki ince çizgiyi hazmettiğimiz kadar demokrat, bir o kadar da insan oluruz.
Dolayısı ile kazanmanın da kaybetmenin de bizim için olduğunu asla unutmamamız gerekiyor.
Demokrasinin gereği de budur.