Sürücü belgemizi yenilemek amacı ile çıktığımız yolda, Kamu kurumlarının ve bazı bankaların işgüzarlıkları yüzünden karşı karşıya kaldığımız olumsuzlukları elimizden geldiği kadar kamuoyuna aktarmaya , aktarırken de bu kurumların yöneticilerinin vatandaşın işini zorlaştırmaktan çok kolaylaştırmak adına iş yapmaları gerektiğini anlatmaya çalıştık.
Bu kadar olumsuzluk sırasında Vatandaşın işini yokuşa sürmekten keyif alan kurumlar olduğu kadar insanların sıkıntısını bilen,dolayısı ile onların yorulmasını istemeyen bürokratlarında olduğunu söylememiz lazım ki işini yapanla yapmayan arasındaki fark ortaya çıksın.
Pazar günü tatil olmasına rağmen Gebze Nüfus müdürlüğünün başında bulunan ve görev aşkı ile dolu olduğunu bildiğimiz Nüfus müdürü Hasan Aydın’ı arayıp “Müdürüm sen sanki bir ara nüfus müdürlüğü tatil günlerinde de çalışıyor şeklinde bir şey söylemiştin, ben sürücü belgesini yenilemek için bir süreç başlatıyorum, hazır başlamışken de artık eskiyen Nüfus Cüzdanımızı da yenileyelim, bugün müdürlük açıkmıdır.?” diye sorduğumuzda Hasan Aydın “Abi kurum bugün kapalı, sen yarın sabah iki adet biyometrik fotoğrafla gel,işini en kolay bir şekilde çözer senide yormayız” dedi.
Pazartesi sabah saatlerinden itibaren bütün günümüzü Sürücü belgesi ile ilgili evraklar aldığı için Nüfus cüzdanımız ile ilgili teferruat vermemiştik, Saat 09.00’gibi Banka-Sağlık ocağı diye deli danalar gibi oradan oraya koştururken aklımıza değiştirmemiz gereken nüfus cüzdanı geldi ve Gebze nüfus müdürü Hasan Aydın’ın odasına girdik.
Hiçbir şekilde abartmadan sadece doğruyu söylemeliyiz ki Hasan Aydın’ın anında ısmarladığı Papatya çayını içip gerekli fotoğrafı çıkartıp, yan tarafta büyük bir özveri ile iş yetiştirmeye çalışan fedakar memur arkadaşın bizi yönlendirmesi ile 16 lira kimlik bedeli verdikten ve imzaları attıktan sonra “Müdürüm benim seninle işim çok çabuk bitti, şimdi anladığım kadarı ile sürücü belgesi ile ilgili evrakları alabilmek için uzun bir maratona çıkacağım, hoşça kal” dememizin üzerinden bilemediniz 4 yada 5 dakika geçmişti ve bizim yapmamız gereken tek iş yeni Nüfus Cüzdanımızın basılıp verdiğimiz ev adresine gelmesini beklemek olacaktı.
Nüfus müdürlüğünden çıktıktan sonra Sürücü belgesi ile ilgili evrakları ele geçirebilmek için verdiğimiz destansı mücadeleyi dün zaten yazdık, o konuyu bir daha tekrar takrar anlatmaya gerek duymuyoruz, Sürücü belgesi için gerekli evrakları tamamlayabilmek için saatlerce koşturmak durumunda kaldığımızdan bir ara “ Evrakları alabilmek için bu kadar koşturduk, yorulduk, Salı sabahı Trafik şube müdürlüğünden randevu aldık, Allah bilir burada yaşadığımız sorunların on mislini de orada yaşayacağız “diye düşünüyorduk ki , ertesi sabah yanıldığımızı anladık.
Üç gün öncesinden Emniyet Genel müdürlüğünün web sahifesinden Sürücü belgemizi yenileyebilmek adına randevu talep etmiş, uygun zamana baktığımızda sistem bize Salı sabahı saat 10.00’da İzmit 42 Evlerdeki Pasaport şubenin yanında bulunan Trafik büroda evraklarınız ile hazır olun” bilgisini vermişti.
İşin doğrusu biz 22 Ağustos Salı günü saat 09.55’de İzmit 42 evlerdeki Trafik büro amirliğinin kapısından girip yaklaşık 30 kişilik bir vatandaş grubunun da orada beklediğini görünce “ Randevu aldık aman bu kalabalığa göre bütün günümüz burada geçecek” diye düşünürken saat tam 10.00’da içeriden bir görevlinin “Sayın Yüksel Ercan” diye seslenmesi üzerine görevli emniyet mensuplarının bulunduğu ofise girdik.
Sıkı durun saat 10.00’da evraklarımız ile birlikte girdiğimiz Trafik büro amirliğinden işlerimizi bitirmiş, Sürücü belgesi gelinceye kadar onun yerine kullanılacak evrakı almış ve görevli bayan memurun” Sizin için yapabileceğimiz başka bir şey varmı.? sorusuna “Hayır çok teşekkür ederiz” dememizin ve büronun dışında bekleyen aracımızın kontağını çevirmemize kadar geçen süre tamı tamına altı dakika olmuştu.
Oradaki görevli bir Emniyet müdürlüğü personeline “Yahu arkadaş işler burada bu kadar çabuk hatta vaktinden daha önce biterken , dün kurumların bize uyguladıkları zulüm size yansımıyormu, Böylesi kolaylık varken vatandaşı iki lira yatırması için saatlerce kuyruklarda bekletenlerin yüzü kızarmıyormu.?” diye sorduğumuzda görevli arkadaş bize “Yüksel Bey yatırılması gereken harçlar konusunda çok fazla şikayet gelmeye başlayınca bizde harçları burada tahsil etme cihetine gittik, kısa bir zaman sonra sürücü belgesi harcını yatırmak isteyen vatandaşlarımızı kesinlikle yormayacağız,işlemlerin tamamını çok kısa bir süre içerisinde burada halledeceğiz” dediğinde kendine “Vallahi vatandaşı çok büyük bir yükten kurtarırsınız hatırı sayılır bir miktarda da sevap kazanırsınız” dedik ve kurumdan ayrıldık.
Bir gün önce karşı karşıya kaldığımız sıkıntılı süreci hatırlıyoruz, bir gün sonra aynı kentin bünyesi içerisinde var olan kurumlarda vatandaşın işlerinin nasıl kolay ve kısa sürede çözüldüğünü görünce aklımıza bizim memleket için kullanılan “Türkiye’de dört iklim birden yaşanıyor, Bir tarafta kar yağışı var diğer tarafta vatandaş denize giriyor” ifadesi geldi, bizde bir gün önce cehennemi yaşadık, bir gün sonra işlerimizin çabuk neticelenmesi vesilesi ile cennete düştüğümüzü sandık.
Sıkıntı galiba kurumlardan çok kurumların başında bulunan idarecilerde, İdarecinin vizyonu biraz geniş olduğu ve çok az bir miktarda risk alabildiği takdirde vatandaşın dumanını çıkaran, yoran,perişan eden bürokratik engellerin anında ortadan kalktığına şahit oluyor seviniyorsunuz.
Hayatımızın her noktasını eline geçiren akıllı telefonlar sayesinde para alıp para gönderiyoruz, Uçak dahil her türlü rezervasyonu yapıyoruz, yemek siparişi, elbise siparişi veriyoruz ancak çok basit işlemler ile ilgili de imkan varken debelenip duruyoruz.
Dünyaya entegre olmak isteyen genç Türkiye Cumhuriyetinin bürokratlarının daha akıllı olması gerekiyor, Sürücü belgesi için istenilen 15 liralık harçtan iki lirasını alan ve “Beyefendi 13 lirayı ben alamıyorum Vergi dairesine gitmeniz gerekiyor” diyen bankacının “iki lirayı tahsil ederken kaybettiği zamanı, verdiği belgenin bedelini” amirine anlatması durumunda Türkiye var olan problemlerini daha kolay çözecektir.
“Beyefendi ben iki lirayı aldım, 13 lirayı Vergi dairesine yatırın” diyen bankacının eyyamcılığı diğer tarafta canını dişine takmış vatandaşın işini biran önce görebilmek için çırpınan bürokratın yaptıklarını da boşa çıkartıyor,Sonrada biz oturup ağzımızı yaya yaya “Bürokratik oligarşiden, Ceberrut Devlet anlayışından” dem vuruyoruz.
Önce kendimizi düzeltmemiz gerekirken..