Türk Ocakları Kocaeli Şubesi Doğu Türkistan'da yaşatılan Çin zulmü hakkında basın açıklaması yaptı.
Türk Ocakları Kocaeli Şube başkanı Yücel Alpay Demir yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Büyük Türk milleti, saygıdeğer basın mensupları.
9 Aralık 1948’de Paris’te toplanan BM Genel Kurulu’nda soykırım suçunun önlenmesine ve cezalandırılmasına dair sözleşme imzalanmıştı.
Bu vesileyle Türk dünyasının kanayan yarası Doğu Türkistan meselesine, Doğu Türkistan’da sistematik bir şekilde uygulanan insan hakları ihlallerine, soykırıma dikkatlerinizi bir kez daha çekmek istiyoruz.
Yıllardır dinleri, dilleri ve kültürleri yüzünden çeşitli baskılara maruz kalan Doğu Türkistanlı soydaş ve dindaşlarımızın özellikle son zamanlarda yoğunlaşan bir sindirme ve soykırım hamlesine maruz kaldıkları açıktır.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin önce tamamen inkar ettiği, mızrak çuvala sığmayınca da sözde mesleki eğitim ve aşırılıkla mücadele adı altında meşrulaştırmaya çalıştığı post modern Nazi kampları uygulaması, aydın, sanatçı ve bilim adamlarının sudan bahanelerle hapislerde süründürülmesi, müslüman ailelerin evlerinde Komünist Partisi görevlilerinin zorunlu misafir olarak bulundurulması gibi pek çok insanlık dışı uygulama 2 yıldır dünya kamuoyu tarafından da bilinmektedir.
Türk Ocakları olarak Türk dünyasının bu kadim medeniyet merkezinde yaşanan bu faciaya kamuoyunun dikkatini çekmek için çeşitli toplantılar yaptık ve imza kampanyaları düzenledik.
Daha düne kadar rektörlük yapan Taşpolat Tayip bey idama mahkum edilmiş, Uygurlar'ın haklarını savunan bilim adamı İlham Tohti’ye müebbet hapis cezası verilmiştir.
Araştırmacılar yaklaşık olarak 1.5 milyon kişinin yargılama olmaksızın kamplarda tutuklu bulunduğunu tahmin etmektedir.
Bu tutuklular katı bir gözetim altında, psikolojik baskılara tabi tutulmakta, ana dillerini, dinlerini ve kültürlerini terk etmeye zorlanmaktadırlar. Kampların dışındaki müslüman Türk halk ise çok yoğun izleme sistemleri, kontrol noktaları ve kişilerin birbirlerini gözetlemeleri gibi temel insan haklarını alenen ayaklar altına alan yollarla büyük bir baskı altında yaşamaktadırlar.
Son dönemde basına sızdırılan Çin belgelerinde kamplarla ilgili talimatlar ortaya çıkmış, asla merhamet gösterilmemesi emri ifşa edilmiştir.
Ortaya çıkan söz konusu kılavuzda, öğrenci olarak nitelenen tutukluların Çin kültürüne asimilasyonu ve tutukluların sıkı gözetim altında tutulması için oluşturulan sistemin ayrıntılarını ortaya koymaktadır.
Bu şekilde devam etmesi halinde, emsali görülmemiş bir soykırıma dönüşecek olan bu uygulama ve baskıların gündeme getirilmesi, asla Çin’in iç işlerine karışmak olarak değerlendirilmemeli; ekonomik ve stratejik işbirliği düşünülerek milyonlarca müslüman Türk’ün, tüm dünyanın gözü önünde asimilasyona uğramasına izin verilmemelidir.
Çin'in, Doğu Türkistan’da uzun süredir terörizm ve dini aşırılık bahanesiyle devam ettirdiği bu ırkçı tutumundan, insan hakları ve inanç hürriyeti kısıtlamalarından ve yeniden eğitim kampları adıyla açık hava hapishanesi şeklinde kurduğu çağdaş Nazi işkence kamplarından bir an önce vazgeçmesi, yasadışı bir şekilde gözaltında tuttuğu bir milyondan fazla müslüman Türk soydaşımızı serbest bırakması çağrısında bulunuyor; başta Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticileri olmak üzere uluslararası toplumu bu konuda duyarlı davranmaya ve çözüm üretmeye davet ediyoruz.
Bir takım çevreler ABD’nin bu meseleyi, Çin ile arasındaki dünya hakimiyeti mücadelesinde kullandığını ileri sürerken, Bir kesim de Çin ile olan ticari faaliyetleri dolayısıyla Çin zulmünü tamamen inkâr ediyor.
Biz tam tersine, şayet Çin Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerini güçlendirmek ve karşılıklı güveni artırmak istiyorsa bu baskı politikalarına son vermesinin bütün tarafların yararına olacağını savunuyoruz.
Türk Ocakları olarak bizim tek arzumuz, Doğu Türkistan’daki müslüman Türk varlığına karşı yürütülen bu gayrı insanî kampanyanın sona erdirilmesidir. Kardeşlerimizin emperyalistlerin savaşında malzeme olmasına hayır diyoruz. Doğu Türkistan diye bir yer olmadığını, Uygurların Türk olmadığını iddia ederek tarihi ve Türk kimliğini inkar eden Çin hükümetini; Türkiye ve diğer Türk devletleriyle iyi ilişkiler kurmak istiyorsa bir an önce bu yoldan dönmeye ve Doğu Türkistan’ın Türk kimliğini silme hevesinden vaz geçmeye çağırıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, Türk Konseyi'ni, İslam Konferansı Teşkilatı'nı ve Birleşmiş Milletleri, Çin’e bu insanlık dışı uygulamaları sone erdirmesi için çağrıda bulunmaya ve gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.
Bu bağlamda, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının bu konuda ortak tavır geliştirmek için bir araya gelmelerinin acil bir görev olduğu açıktır.
Türk Ocakları olarak ülkemizin bütün bölgelerinde bu konuda hassasiyet gösteren diğer kuruluşlarla birlikte sesimizi yükseltmeleri için her türlü girişimde yer alacağımızı Türk milletine ve dünyaya ilan ediyoruz ve inanıyoruz ki; Türk medeniyetinin bu muazzez ve mukaddes beşiği, Kaşgarlı Mahmutlar'ın Yusuf Has Hacipler'in Osman Baturlar'ın Yusuf Alptekinler'in yurdu, sonsuza dek Türk ve müslüman olarak kalacaktır.
Yüce Türk milletine ve kamuoyuna saygılarımızla.
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol