Özel oturum ve paneller ile devam eden Kartepe Zirvesi’nde bir şehrin ve şehirde yaşayanların mutlu olması için nelere sahip olması gerektiği anlatıldı

'Kentleşme ve Mutlu Şehir' teması kapsamında toplanan Kartepe Zirvesi’nde dünyanın farklı yerlerinden gelen akademisyen ve uzmanların katılımı ile devam ediyor. Beril Dedeoğlu Salonunda “Mutluluğun Dinamikleri” paneli gerçekleştirildi. Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği panelde şehirlerde insanları mutlu eden etkenler ele alındı. Prof. Dr. Şeker, "Mutlu şehir kent yoksulluğunun olmadığı ve insanların eşit imkanlarda hizmet aldığı şehirlerdir" dedi.

Dünya Mutluluk Raporundan örneklerle sunumuna başlayan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, “Dünya mutluluk raporuna baktığımızdan G20 ülkeleri arasında sadece 5 ülke mutluluk sıralamasında ilk 20’de bulunuyor. Yapılan araştırmalara bakıldığında insanların gelir artışı insanı belli bir noktaya kadar mutlu ediyor. Belli bir seviyeden sonra insan geliri ile mutlu olamıyor. Kamu harcamalarına bakıldığında kamu harcamaları genel olarak insanı mutlu ediyor. 

Kamu harcamalarının etkin ve yerinde olması gerekiyor. Örneğin yerel yönetimler yıllık bütçelerinde şehrin ihtiyaçları için harcama gerçekleştiriyor. Yapılan harcamalar sonucunda halk mutsuz ise yapılan kamu harcamalarının yerinde olmadığını gösteriyor. Yani kamu harcamalarının insanların ihtiyacına göre ayarlanması gerekiyor. İnsanların mutlu olmasında gelir dağılımının da önemi bulunuyor. 

Örneğin İstanbul’a baktığımızda nüfusun yüzde 80’i toplam gelirin yüzde 48,4’ü alırken en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik azınlık kesim toplam gelirin 51,6’sına sahip bulunuyor. Şimdi bu duruma baktığımızda, toplumun büyük bir kısmı toplam gelirin yarısından daha azına sahip oluyorsa o şehir de insanlar mutlu olabilir mi? 

Yerel yönetimlerde ulaşım, çevre hizmetleri, yeşil alanlar, sosyal hizmetler, belediye iletişim kanalları, kültür sanat ve spor faaliyetleri şehirdeki insanların mutluluğunu arttırıyor. Mutlu şehir kent yoksulluğunun olmadığı ve insanların eşit imkanlarda hizmet aldığı şehirlerdir” dedi.

Doç. Dr. Lisa Law, “Burada olmak benim için büyük bir onurdur. Ben Türkiye’ye ilk defa geliyorum. Bir şehrin mutlu olmasında en büyük etken çevredir. İnsanların yaşadığı şehirde sahile yakınlığı, güneş alması, üretilen gıdanın temizliği ve diğer çevresel etmenler insanların mutlu olmasında önem taşıyor. 

Kamusal alanlarda suyun doğru bir şekilde kullanılması gerekiyor. Şehirlerin içerisinde geçen su yolları güzel ve temiz tutularak güzel yaşam alanlarına çevrilebilir. Şehirlerde ağaçlarla gölge alanları oluşturulabilir. Mutlu bir şehir için en önemli şeylerden birisi çevredir. Gelecek nesiller için çevre etkinlikleri önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

Mutluluğun insanın iç dünyası ile alakalı olduğu ve bu durumun kişiden kişiye değiştiğini ifade eden Doç. Dr. Murat Yalçıntaş, “Mutluluk bir isteği özlemi yerine geldiğinde duyumsanan sevinçtir. İnsanları mutlu eden temel dinamiklere bakmamız gerekiyor. Maslow’un gereksinimler teorisi bir piramit ile izah edilmektedir. Bu piramide göre insanın ilk olarak fiziksel ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. 

İkinci olarak güvenlik, üçüncü sevgi ve ait olma, dördüncüsü saygı ve son olarakta insan kendini geliştirmesi gerekiyor. Soru şu; bireyin mutluluğunu gerçekleştirmede mekanın bir etkisi bulunuyor mu? Bu sorunun cevabını da İbni Haldun vermiştir. Haldun, ‘Coğrafya kaderdir’ ifadesini kullanmıştır. Hakikaten insanın yaşadığı coğrafya yaşayışını, kültürü ve yaşam biçimini etkilemektedir. 

Maslow’un teorisinden yola çıkarsak şehirde insanın ilk olarak temiz bir hava alması gerekiyor. Yani insanın temiz bir havaya ihtiyacı var. Daha sonra insanın temiz ve sağlıklı yiyeceğe ihtiyacı bulunuyor. İnsan yaşadığı şehirde huzura ihtiyacı var. Şehirlerde insanların sağlıklı kalabilmesi için yeteri kadar spor alanlarının bulunması gerekiyor. Bir diğer mevzu da stres, şehirlerde yaşayan insanların stres sahibi olmaması gerekiyor” şeklinde konuştu.