BALIKESİR (AA) - MİRAÇ KAYA - Çanakkale Savaşları'nda sırtladığı ağır top mermisini kundağa yerleştirerek İngiliz zırhlı donanması "Ocean"ın vurulmasını sağlayan ve Osmanlı Ordusunun muharebeleri kazanmasında büyük pay sahibi olan Seyit Onbaşı, vefatının 82'nci yılında anılıyor.
Abdurrahman Efendi ve Emine Hanım'ın oğlu Seyit Ali, Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı, o dönem adı Çamlık köyü olan Kocaseyit Mahallesi'nde 1889'da dünyaya geldi.
Osmanlı Ordusuna 1909'da yazılıp askerliğe başlayan Seyit Ali, 1912'de Balkan Savaşları'na katıldıktan sonra topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'ne gitti.
Çanakkale Boğazı'nı geçmek için 18 Mart 1915'te İtilaf Devletleri'nin başlattığı saldırı sırasında işgal güçlerinin gemilerinden yapılan atışlarla tabyadaki topların büyük bölümü kullanılamaz hale geldi. Bu sırada sadece, Seyit Ali'nin görevli olduğu Rumeli Mecidiye Tabyası'ndaki top sağlam kaldı.
Mermiyi topa kaldıran vinç sisteminin bozulması üzerine Seyit Ali, silah arkadaşı Niğdeli Ali'nin de yardımıyla devasa top mermisini sırtlayarak kundağa yerleştirdi ve top ateşlendi.
Atılan mermi, dönemin en donanımlı gemilerinden "Ocean" zırhlısını yan yatırdı. "Ocean", daha sonra Nusret Mayın Gemisi'nin döktüğü mayınlardan birine çarparak alabora oldu ve battı.
Muharebelerin ardından köyüne dönen Seyit Ali, ormancılık ve kömürcülükle uğraştı, Hacı Osman Ağa'nın zeytinyağı fabrikasında çalıştı. "Çabuk" soyadını alan 5 çocuk babası Seyit Onbaşı, zatürreye yakalanması sonucu 1 Aralık 1939'da 50 yaşında vefat etti.
Savaşlardaki kahramanlığıyla tarihteki yerini alan Seyit Ali Çabuk'un naaşı, sonradan ismi Kocaseyit olarak değiştirilen köyüne defnedildi. Kabrin çevresinde anıtı ve müzesi de bulunan Seyit Onbaşı, vefatının 82'nci yılı dolayısıyla törenle yad edilecek.
- Köyüne dönmesi ve Atatürk ile diyaloğu
Seyit Onbaşı'nın kızının torunu olan ve Kocaseyit Müzesi'nde görev yapan Muhammet Yıkar, AA muhabirine, Koca Seyit'in 9 yıl askerlik yaptıktan sonra köyüne döndüğünü söyledi.
Büyük dedesinin, 150 kilometre uzaklıktaki Çanakkale'den köyüne yürüyerek 13 günde geldiğini aktaran Yıkar, şöyle konuştu:
"Gece köyüne ulaşıyor ve eşinin başka biriyle evlenmiş olabileceğini düşünerek evine gitmiyor. Sabah eve kimsenin girip çıkmadığını görünce hanımına seslenerek eve geliyor. Ninem 8 yaşında, kapıya çıkıyor bakıyor ki yabancı birisi. Annesine dönüp 'Ana kapıda uzun boylu saçlı sakallı biri var. Bizim köylü değil, ben ondan korktum' diyor. Hanımı geliyor kapıya, bakıyor, o bile inanamıyor, 9 yıl olmuş. Demiş, 'Seyit hoş geldin ama seni biz öldün biliyorduk.' O da 'Hayır ölmedim, sağ salim döndüm' demiş."
Yıkar, Seyit Onbaşı'nın 10 yıl boyunca hiç kimseye savaşlarda çok ağır bir top mermisi kaldırdığını, geminin batırılmasını sağladığını anlatmadığını dile getirdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, savaşlardan 11 yıl sonra Havran'a yol açılışı için geldiğini belirten Yıkar, şunları kaydetti:
"Atatürk, açılıştan sonra nahiye müdürüne 'Bu bölgede bir Seyit Onbaşı olacaktı, benim onu görmem lazım' demiş. Seyit Onbaşı eve gelerek kendisini Atatürk'ün yanına götürecek olan askerlere kıyafetinin uygun olmadığı için gidemeyeceğini söylemiş. Daha sonra askerlerle Edremit'e giden Seyit Onbaşı'nın durumunu gören nahiye müdürü, Seyit Onbaşı'yı tıraş ettirip elini ayağını yıkattırıyor. Sabah da kendi ceketini giydiriyor. Koca Seyit uzun boylu olduğu için de nahiye müdürünün ceketi küçük gelmiş. Kolları kısa, yakası bir araya gelmemiş. Atatürk, Seyit Onbaşı ile sohbet ederken ona 'Sen savaşın kaderini değiştirdin, buraya gelmişken sana maaş bağlayıp gideyim' demiş. Koca Seyit de 'Hayır Paşam, biz o zaman görevimizi yaptık, maaş için değil' demiş, istememiş. Sadece, odun kömürü işi yaptığı için orman askerlerinin kendisine çok karışmamasını istemiş. Atatürk de nahiye müdürüne o şekilde talimat vermiş."
Yıkar, Koca Seyit'in zeytinyağı fabrikasında hamallık yaptığı sırada üşütmeden dolayı zatürre olduğunu ve 50 yaşında vefat ettiğini sözlerine ekledi.
Ailesiyle Balıkesir'in Edremit ilçesinden kahraman askerin kabrini ziyarete gelen Ramazan Sezgin de Çanakkaleli olduğunu, Seyit Onbaşı'nın kendisi için çok değerli olduğunu vurguladı.
Çanakkale'deki törenlere de katıldığını dile getiren Sezgin, "Çocuklarımız da okulda tarihimizi öğreniyorlar, biz de öğrendikleri bilgiler pekişsin diye bu ziyareti gerçekleştirdik. Onlar için de iyi oldu, öğrenip tanıyorlar. Ecdadımızı tanımak, bilmek çok önemli." dedi.
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol