BALIKESİR (AA) - Türkiye Kent Konseyleri Birliğinin düzenlediği, Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Kent Konseyleri Sempozyumu, Avlu Konferans Salonu'nda başladı.
Açılış konuşmasını yapan Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı, katılımcılara teşekkür etti. Kent konseylerinin şehirler için önemine dikkati çeken Sabancı, sempozyumun verimli geçmesini diledi.
Toplantının belediye başkanları özel oturumunda, "Geleceğin Kentlerinde İşbirliği ve Dayanışma" başlığıyla şehirlerin geleceği ve kent konseylerinin bu gelecekteki yeri ele alındı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yaptığı konuşmada başkenti ortak akılla yönetmeye çalıştıklarını söyledi.
Bir kişinin doğrusuna karşın çoğunluğun yanlışı ile hareket edildiğinde oluşan hatanın paylaşıldığına dikkati çeken Yavaş, şöyle devam etti:
"Belediye başkanları olarak harcadığımız paralar bizim paralarımız değil. Kendi paramızı harcamayacağımız bir yere vatandaşın parasını harcamamalıyız. Ortak akılla kenti yöneteceksiniz, çoğunluğun verdiği yanlış karar bir kişinin verdiği doğru karardan iyidir. Buralarda sizin adınıza binlerce kişi tartışıyor. Uzun uzun tartışıldığında sonuç iyi oluyor ve bu da iyi bir yönetim modeli olur. Ankara'da 1200 sivil toplum örgütü, 5 bin gönüllü var. Sorunları konuşup çözüm önerileri sunuyorlar. Kent konseyi karar aldığında ayrıca başkan uygulamalı."
Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise kentlerin geleceğine yerelden başlayarak ulusal ve global olmak üzere her açıdan bakılması gerektiğini anlattı.
Belediye başkanlarının 5 yıllık hizmet süresi için seçildiğini vurgulayan Büyükakın, bazı projelerin bu hizmet süresi içinde tamamlanamayacağını, belediye başkanlarının plan yaparken sadece kendi hizmet süresini değil, geleceği planlayıp toplumu da sürece en başta dahil ederek çalışmalarını yapması gerektiğini ifade etti.
- "Şehirlerin meseleleri bazen uzun vadeli işler gerektirir"
İklim değişikliği, salgın ve dijital güvenlik konuları yanında sorunlara hem makro hem mikro ölçüden bakılmasının önemine değinen Büyükakın, "Ben de siyaset yapıyorum, bizim yaptığımız işin doğasına ilişkin meseleler var. Bizler 5 yıllık dönemler için seçiliyoruz. Bir siyasetçiden bunları duymak size garip gelebilir. Biz miyobuz. Önümüzdeki 5 yıllık süreyi görürüz. Ama şehirlerin meseleleri bazen uzun vadeli işler gerektirir." dedi.
Büyükakın, kentsel dönüşüm gibi işlerin uzun zaman istediğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün çalışmaya başlasanız üzerindeki yapıların arsa sahiplerine ait olmadığını araştırmak, göründüğü katların gerçekten tapulu olup olmadığı konusunda çalışma yapmaya başladığınızda, hele hele varisler gibi konular gündeme geldiğinde orası için bir kentsel dönüşüm yapmak istediğinizde zaten 5 yıl gerektiğini görürsünüz. Fakat bu süre zarfı içinde bir başkanın dönemi bitiyor. Ancak hazır projeleri başkanlar hayata sokabilirler. Bir tarafta kentsel dönüşüm gibi bir gerçek. Mesela Kocaeli, İstanbul gibi deprem riski altındaki şehirlerde bir taraftan bunu yapmanız gerekirken diğer taraftan 5 yıllık bu dönemle ilgili hesapları yapmak zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla politikacıların miyopluğu, görme bozukluğu, çaresizliği neyle çözümlenecek, büyük meseleler ile küçük meseleler arasındaki bağ nasıl kurulacak, işte bunun tam adresi kent konseyidir."
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ise şehir ve siyasetçilerin bir arada olması gerektiğini aktardı.
Özellikle sürdürülebilir kalkınma hedeflerini şehrin hep birlikte yapmasının önemine işaret eden Yılmaz, belediyelerde her sorunu çözecek kalifiye eleman olmadığını, bu bağlamda kent konseylerinin önerilerinin ayrı bir değer kazandığını ifade etti.
Başkan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bir belediye başkanı bence demokratik seçiliyor. Halka manifestosunu açıklayarak seçiliyor. En çok oyu alan seçiliyor. Nüfusa oranlı meclis üyeleriyle başa geliyor. Belediye başkanlarının yetki ve sorumluluklarını herkesin farklı algıladığı bir süreç yaşadım ben. Hele hele Balıkesir gibi bir şehrin ikiye bölünmesi ve tüm şehir olarak bütün şehir olması. Belediye başkanlarının liyakati, öz geçmişi sorgulanmıyor. Sanki o işler için özel yetişmiş, her şeyi ile dört dörtlük altyapısı hazır sanılıyor.
Bir belediye başkanının en büyük görevi şehri temsil etmek. Bunu bıçağı elinde her şeye o karar veriyor ve kesiyor, konumlandırıyor şekline sokarsa, Mansur Başkanın söylediği gibi tek bir akıl çok da iyi yapabilir çok da kötüye götürebilir. Bunun sigortaları ve planlanmış yol haritası olması lazım. Belediye başkanı bütünü bir arada korumalı. Bütün kaynağı da tek tarafa değil, grupların beklentileri aralığında karşılayabilir olmalı."
Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, şehirler konusunda her şeyin planlanması gerektiğinin altını çizerek, "Dünyanın bütün insanları bir ay sadece kırmızı et yese herhalde 1-2 derece ya da 3 derece dünyanın ısısı artıyor. Bu kadar ciddi planlamaya ihtiyaç var. Onun için cumhuriyet kurulurken, daha sonra gelen hükümetler Türkiye’de bir Devlet Planlama Teşkilatı kurmuşlardı. Plansız hiçbir şey olmaz, aylık maaşınızı bile planlamak zorundasınız." değerlendirmesinde bulundu.
Ardahan'ın Türkiye için stratejik önemine vurgu yapan Demir, özellikle göç konusunda planlama yapılmasını istedi.
Sempozyum, 21 Kasım'da sona erecek.
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol