İSTANBUL (AA) - İbn Haldun Üniversitesi Psikoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden (İPAM) 22 kişilik bir ekip, Elazığ'da depremzedelere psikososyal destek vermek üzere 1 Şubat'tan beri bölgede çalışma yürütüyor.
İbn Haldun Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, ekip, 1 doktora öğrencisi, 2 klinik psikoloji yüksek lisans programı mezunu ve 16 klinik psikoloji yüksek lisans tez dönemi öğrencisinden oluşuyor.
Uzman akademisyenlerin gözetiminde çalışmalarını sürdüren ekip, deprem bölgesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın psikososyal destek birimi ile Türk Kızılay koordinesinde bölgedeki depremzedelere psikososyal destek hizmeti sunuyor.
Deprem nedeniyle oluşan hasarların telafisinde ve açılan yaraların sarılmasında, verilen psikososyal desteklerin ciddi bir yararı gözleniyor. Bu bilinçle çalışmalarına devam eden İPAM ekibi, sahada çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Psikolojik destek faaliyetleri Elazığ'ın birçok mahallesinde psikososyal destek çadırlarında, taziye evlerinde, okullarda, camilerde gerçekleştiriliyor. Bu çalışmalar arasında depremden olumsuz etkilenen çocuklara yönelik psiko-sosyal destek ve aile ziyaretleri de önemli bir yer tutuyor.
İPAM mensuplarından İbn Haldun Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık ile Çocuk Psikiyatristi Doç. Dr. Vahdet Görmez de sahadaki İPAM mensuplarına destek vermek ve yürütülen psikodestek çalışmalarına katılmak üzere deprem bölgesinde bulunuyor. Bu kapsamda Prof. Yanık ve Doç. Dr. Görmez, sahadaki Kızılay ekibine de eğitim verdi. Prof. Medaim Yanık, ayrıca Elazığ Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nde tüm saha psikososyal hizmet ekibine de eğitim verdi.
- "Tüm aile bireylerine psikoeğitim yapıyoruz"
Sahada çalışmaları yürüten ekipten uzman klinik psikolog Elif Bestenigar Mert, çocuklarla grup görüşmeleri yaparak çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirterek, aile ziyaretlerinde depremin psikolojik etkileri ile ilgili tüm aile bireylerine psikoeğitimler yaptıklarını bildirdi.
Kişilerde her an deprem olacağına dair kaygı ve beklentilerin bulunduğunu aktaran Mert, şu bilgileri verdi:
"Psikolojik olarak bu konuda alarm halindeyiz. Korku seviyesi bireylerde yetişkin-çocuk fark etmeden genel olarak yüksek. Gelecek hakkında düşüncelerini aldığımızda daha çok olumsuz bildirimlerle karşılaşıyoruz, geleceğe dair umutsuzluk gözlemleniyor. Görüştüğümüz kişilere deprem nedir ve neden olur, deprem öncesinde, esnasında ve sonrasında neler yapabiliriz, deprem sonrasında psikolojik olarak yaşayabileceklerimiz gibi konularda bilgilendirme yapıyoruz. Yaşadıkları duygu durumu ve davranışlar için normalizasyon uyguluyoruz."
- "Normalizasyon için grup ve birey görüşmeleri gerçekleştiriyoruz"
Klinik psikoloji yüksek lisans tez dönemi öğrencisi Hanife Merve Çatan, psikolojik destek faaliyetlerini Elazığ'ın birçok mahallesinde bakanlık ve Kızılay iş birliğinde sürdürdüklerini belirterek, mahallelerin fiziki koşullarına göre kurulan psikososyal destek çadırlarında ya da taziye evlerinde hizmet verdiklerini anlattı.
Çatan, "Yerel halktan muhtarlar ve imamların desteğiyle camilerde, aynı şekilde okul müdürü ve öğretmenlerin desteğiyle okullarda ve gerektiğinde ev ziyaretleri yaparak eğitim ve destek programları düzenliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Klinik psikoloji doktora öğrencisi ve uzman klinik psikolog Dilek Derya Ekinci, deprem sonrasında özellikle çocuk-ergenlerde depremin bir ceza olarak algılandığını fark ettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Benim hedefim iyi biri olmak, düzgün biri olmak' gibi bu algının getirdiği hedefler koyulabiliyor. Bu noktada bilişsel çarpıtmaya temel olan düşünce üzerine görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Cipca adı verilen kriz müdahale programı, felaketi yaşan bireylerin duygularının açığa çıkarılmasında önemli bir fonksiyonu yerine getiriyor. Yetişkinler ise genelde geçmiş kaynaklı bağlantılar kurarak ortaya çıkardıkları suçluluk duygularından bahsedebiliyor. Bu noktada çok derine inmeden suçluluk duygusunu gidermeye yönelik sağaltıma destek olunuyor. Deprem sebebiyle geçmiş travmatik anılarının tetiklenip harekete geçtiği kişiler tespit edilirse ya psikolojik desteğe devam ediliyor ya da gerekirse psikiyatrik destek için yönlendirilme yapılıyor."
Ekinci, deprem sonrasının ortaya çıkardığı en belirgin durumun tetikte olma hali, uyku problemleri, iştahın azalması gibi rutin işleyişi aksatan semptomlar olduğunu kaydederek, "Süreçle birlikte oluşan bu durumların normalizasyonu üzerine bireysel ve grup görüşmeleri gerçekleştiriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Klinik psikoloji yüksek lisans tez dönemi öğrencisi Tahir Akyüz, sahada uzun süreli bir psikososyal destek vermek adına planlar yapıldığını gördüklerini belirterek, "Bu bağlamda, İPAM grubu olarak ilerleyen süreçte de bir rotasyon programına bağlı olarak sahada bulunmamıza yönelik ihtiyacı karşılamak adına gönüllü olduk. 4'er kişilik ekipler halinde birer haftalık döngülerle Kızılay koordinasyonunda sahaya gelmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol