Son yüzyıl içerisinde dünyamız iki büyük savaş ve iki büyük yıkımla karşı karşıya kaldı. Üçüncü büyük savaşta kapımızı çalmadan, bacamızdan içeri girmiş durumda. Dünyanın paylaşılması ve egemenlik alanlarının yeniden belirlenmesi adına çıkarılan bu savaşlar, büyük acıların yaşandığı, yıkım ve gözyaşının sıradanlaştığı, insanların ölmek veya öldürmek üzere programlandığı bir dönemin adıdır.
            Dünyaya büyük bir yıkım, kan ve gözyaşı yaşatan bu savaşların üçünde de bu gün bizi Ermeni çetelerine karşı soykırım yapmakla suçlayan Almanya devletini başat rolde görebiliriz. Birinci Dünya Savaşında İngiltere ve Fransa’ya karşı Osmanlı Devletini parçalamak ve Ortadoğu bölgesinde yeni keşfedilen siyah altın petrolün kontrolünü elinde tutmak adına bir paylaşım savaşına giren Almanya sıkıştığında, geniş gününde üzerinde parçalamak üzere plan kurduğu Osmanlı devletinden yardım istemekten çekinmemiştir. Bu savaşın sonucunda kendiyle birlikte Osmanlı Devletinin de parçalanıp yıkılmasına neden olmuştur.

            Birinci Dünya Savaşının daha acıları tazeyken, henüz yaraları sarılmamışken dünyamız yine bir paylaşım ve egemenlik savaşıyla tanıştı. Ne yazık ki , adına İkinci Dünya Savaşı dediğimiz bu savaşın mimarı da Almanya ve onun kan ve gözyaşından beslenen lideri Adolf Hitler olmuştur. Bu savaş süresince 6 milyon Yahudi’yi sistematik olarak soykırıma tabi tutan bu eblehler, barış ve hoşgörüyü temel ilke olarak kabul etmiş, dünyadaki bütün mazlum ve ezilmiş milletlere kucak açmış bir medeniyetin temsilcileri olan ecdadımızı soykırım yapmakla suçlaması, insanı tam anlamıyla cambaza bak cambaza dedirtiyor.


            Bugünde dünyamız yine büyük bir kaos, kan, yıkım ve gözyaşı demek olan üstü örtülü bir üçüncü dünya savaşı ile yüzleşiyor. Evet, yine tahmin edebileceğiniz gibi bu bir egemenlik ve paylaşım savaşı ve taraflarından biride Almanya’nın başını çektiği AB ve Çin, diğer taraf ise ABD’nin Cumhuriyetçi Kanadı, Rus Lider Putin ve Ulus Devlet anlayışını savunan diğer devletler.

            Tıpkı 1.Dünya Savaşında olduğu gibi, 2.Dünya Savaşında kaybettiği gibi, bu savaşı da Türkiye olmadan çok kısa bir süre içinde kaybedeceğini anladıkça güya dostluk elini açıyor, Türkiye bu oyuna gelmeyince de saldırganlaşıyor. Geniş günlerinde PKK ve türevleri terörist gruplar eliyle ülkemizi bölmek ve parçalamak için planlar yapan, teröristleri maddi ve manevi olarak koruyup kollayan, yenilmesi adeta kader olmuş bu devlet, dar güne düşünce beni koruyun ve kollayın diye Türkiye’yi adeta mesken tuttu. Bunu başaramayınca da kendi alnındaki karayı, ceddimize, milletimize sürmeye çalışıyor.


            Rahmetlik ERBAKAN Hocam olsaydı “hadi oradan, hadi oradan “derdi. Türkiye eski Türkiye değil. Bu gün Türkiye, dünyanın nereye gittiğini bilen, akıl ve bilim ışığında geleceği öngören ve planlayan bir Lider ve kadrosuyla yönetiliyor. Milletimizin her bir ferdi tarih bilinciyle donanmış, akıl ve feraset sahibidirler. Biz bu oyunu artık yemeyiz. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37