Dünya, yeni bir paylaşım savaşıyla karşı karşıya. Birinci Dünya Savaşının nedenlerini sonuçlarına bakarak izah etmek daha gerçekçi olur.
Bu savaş sonucunda İngiltere ve Fransa, arka planda aralarında yaptıkları Sykes-Picot Anlaşması ile Ortadoğu’yu ve bütün İslam coğrafyasını aralarında bölüştüler.
Dünya sistemi bu iki küresel gücün başat aktör olduğu bir yapıdan oluştu.
İkinci Dünya Savaşıyla birlikte Sykes –Picot Anlaşması ve dünya sistemi, ABD ve Sovyet Rusya arasında Kırım’da Yalta Konferansında yeniden güncellendi.
Dünyada egemenlik alanları yeniden belirlendi.
Bu sistem Sovyet Rusya’nın yıkılmasıyla son buldu.
O günden bugüne kadar küresel sermaye renkli devrimler yaparak bu boşluğu doldurmaya çalıştı.
Ancak bugün Suriye’de artık iyice ortaya çıkmış bir dünya savaşı var.
Son zamanlara kadar, terör örgütleri ve örgütsel yapılar üzerinden verilen bu savaş, artık devletlerin isimleri zikredilerek yapılıyor.
Bir tarafta ABD ve ortakları var, diğer tarafta Rusya, İran, Irak, Suriye rejimi saf tutmuş gözüküyorlar.
Yeni bir dünya savaşının yaşandığına ilişkin tüm veriler ortaya çıkmış durumda.
Bundan öce ki tüm savaşlar gibi bu savaşta bir danışıklı dövüş olduğu yakın zamanda ortaya çıkacaktır.
ABD ve Rusya yeniden iki kutuplu bir dünya için birbirleriyle restleşerek paslaşıyorlar.
Egemenlik alanlarını yeniden belirliyorlar.
Bu restleşerek paslaşma anlaşmasına uygun olarak Rusya önce kendi bahçesi olarak kabul ettiği, Gürcistan’ı, ardından Kırımı, Ukrayna’nın doğusunu hedef haline getirip mayınları temizledi.
Ukrayna ve Gürcistan, küresel sermayenin renkli devrimler yoluyla etkin olduğu ülkelerdi.
Artık bu bölgelerde Rusya’nın hâkimiyeti sağlanmış oldu.
Perde önünde bu iki devlet birbirlerini kıyasıya eleştirirlerken perde arkasında zaferlerini kutlamak için kadeh tokuşturduklarını görmemek için kör olmak lazım.
Bu iki devletin belli bir plan çerçevesinde anlaştıkları paylaşım modeline aykırı hareket eden ülkeleri terör örgütleri eliyle cezalandırıyorlar.
İşbirliği o kadar ileri bir boyuta taşınmış ki birinin ayağına siz bastığınızı sanıyorsunuz figanı diğeri patlatıyor.
Birinin yeşil ışık sinyaline karşı diğeri kırmızı ışığı hiç bekletmeden yakıyor.
Kasım ayında ABD ‘de yapılacak başkanlık seçimlerini Donald Trump‘ın kazanması durumunda bu iki kutuplu dünya için bütün şartlar olgunlaşmış olacak.
Trump ile Putin’in birçok konuda benzer düşünceler taşıdıklarını verdikleri demeçlerden anlıyoruz.
O halde bu iki kutuplu yenidünya düzeninin işlerlik kazanması için ABD’de seçimleri Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ‘ın kazanması gerekir.
Bana göre de ABD derin devletinin desteklediği aday Donald Trump kazanacaktır.
Danışıklı döğüş olarak adlandırdığımız, restleşerek paslaşma olarak sahada gördüğümüz bu iki küresel gücün eskiden kalma yeni stratejilerini aklımızdan çıkarmadan adımlarımızı atmalıyız.
Bu iki küresel devletin bir birlerine karşı sert açıklamalarını böyle okumalıyız. 
