Eklem içindeki sorunları tedavi etmek amacıyla yapılan, küçük kesilerle gerçekleştirilen artroskopik cerrahi yöntemi özellikle diz, omuz, kalça, dirsek, el ve ayak bileği gibi eklemler için uygulanıyor.

Artroskopik cerrahinin hastalar için daha az ağrı ve daha kısa iyileşme süresi sunduğunu belirten Bayındır İçerenköy Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Görkem Kıyak, artroskopik cerrahi uygulamaları hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Artroskopik cerrahi diz, omuz, kalça, dirsek, el veya ayak bileği gibi eklem boşluklarına, sadece 1 santimetre boyutunda 2 veya 3 küçük kesi ile girilerek yapılan, eklem içindeki hasarların onarılmasını sağlayan modern bir tedavi yöntemi.

Artroskopik cerrahinin önemli bir tedavi yöntemi haline geldiği günümüzde, küçük kesilerle özellikle diz, omuz ve ayak bileği eklemlerinin tüm bağ onarımları, menisküs ve kıkırdak temizlik veya onarımları gerçekleştiriliyor.  Dirsek, el bileği gibi dar eklemlerde ya da kalça gibi derin yerleşimli eklemlerde ise artroskopik müdahale yırtıkların veya yapışıklıkların temizlenerek ağrı azaltılması amacıyla kullanılıyor.  Son yıllarda kalça eklemi artroskopilerinde gelişmeler hızlanıp bağ tamiri seçenekleri ortaya çıkmış olsa da diz ve omuz eklemlerindeki kadar geniş müdahale imkânı hala sağlanamıyor. 

ARTROSKOPİK CERRAHİNİN AVANTAJLARI

Artroskopik müdahalelerin minimal invaziv yöntemler sayesinde daha hızlı iyileşme süreci, daha az ağrı ve daha küçük yara izleriyle önemli avantajlar sunduğunu belirten Doç. Dr. Görkem Kıyak bu avantajları açıkladı:

  • Kanama Riski Minimumdur: Artroskopik cerrahide kanama riski minimumdur. Bunun iki temel nedeni vardır: İlk olarak, diz, dirsek veya ayak bileği gibi eklemler için turnike uygulaması ile kan akışı geçici olarak durdurulabilir. İkinci olarak, çok küçük kesiler kullanıldığı için damarlar zarar görmez.
  • Yanlış Tanı Olasılığı Azdır: Eklem içi görüntüleme sayesinde cerrah, müdahaleden önce net bir şekilde eklem içini gözlemleyerek yanlış tanı koyma olasılığını ortadan kaldırır.
  • Kısa İyileşme Süresi: Artroskopik cerrahi ile iyileşme süresi açık cerrahiye kıyasla çok daha kısadır, hastalar daha hızlı iyileşir.
  • Kozmetik Avantajlar: Küçük kesiler sayesinde, artroskopik cerrahi kozmetik açıdan çok daha az yara izi bırakır.
  • Erken Fizik Tedavi: Bu yöntem, erken dönemde fizik tedaviye başlanmasına olanak tanır, böylece iyileşme süreci hızlanır.
  • Azalan Yara Ağrısı: Artroskopik cerrahiden sonra yara ağrısı, açık cerrahiye göre büyük oranda azalır, bu da hastaların daha rahat bir iyileşme süreci geçirmelerini sağlar.

EN SIK UYGULANAN ARTROSKOPİK MÜDAHALELER

Eklem problemlerini tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan etkili bir yöntem olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Görkem Kıyak, artroskopik cerrahide en sık uygulanan artroskopik müdahaleleri açıkladı:

Menisküs Yırtığı Temizliği veya Onarımı: Menisküsler, diz eklemi içinde kemikler arasında yer alan ve fasulye şeklinde olan iki önemli dokudur. Temel görevleri, yürüme, koşma ve zıplama gibi hareketler sırasında iki kemik arasında oluşan basıncı emerek eklem kıkırdağını korumaktır. Zaman içinde hareketsiz yaşam, kilo alımı ve genetik faktörler gibi nedenlerle oluşan dejenerasyon veya travmalar sonucunda menisküslerde yırtıklar meydana gelebilir. Bu durum, dizde takılma hissine ve ağrıya yol açar. Ayrıca, eklem içinde serbest hareket eden yırtılmış menisküs parçaları, kıkırdak yüzeyde aşınma ve tahribata neden olabilir. Menisküs yırtığı cerrahisinde temel hedef, mümkün olan en fazla menisküs dokusunu korumaktır. Yırtılmış menisküs parçası, eklemden çıkarılabilir veya özel dikiş teknikleri kullanılarak onarılabilir. Bu yaklaşımlar, diz fonksiyonlarının korunmasını ve gelecekte oluşabilecek eklem sorunlarının önlenmesini amaçlar.

Ön Çapraz Bağ Yaralanması Onarımı: Ön çapraz bağ, dizin stabilitesini sağlayarak kaval kemiğinin öne kaymasını engelleyen önemli bir yapıdır. Genellikle futbol, basketbol, voleybol veya kayak gibi spor aktivitelerinde şiddetli burkulmalar sonucu yaralanır. İlk anda şişlik ve ağrı görülür, ancak birkaç hafta içinde bu belirtiler azalır. İyileşme sonrası dizde dönüş hareketlerinde boşalma hissi, ağrı ve şişlik oluşabilir. Zamanla kıkırdak ve menisküs hasarları kaçınılmaz hale gelir. Bağın yeniden işlevsel hale getirilmesi için hastanın kendi tendonları veya kadavradan alınan greftler kullanılır. Hastanın tendonları daha hızlı uyum sağladığından öncelikli tercih edilir. Greftler, bağın anatomik pozisyonuna uygun şekilde kemikte açılan tünellere sabitlenerek onarım gerçekleştirilir ve dizin stabilitesi yeniden sağlanır.

Akromioplasti: Artroskopik akromioplasti, omuzun darbe sendromu (impingement sendromu) olarak bilinen rahatsızlığın cerrahi tedavisidir. Bu sendrom, omuz kemerini oluşturan kemik yapıların anatomik varyasyonlar nedeniyle omuz hareket boşluğunu daraltması sonucu gelişir. Daralma, ergenlik döneminde var olmasına rağmen, kaslar üzerindeki yıpratıcı etkiler genellikle 30 yaşın üzerinde kendini gösterir. Ağrı, özellikle kolun kaldırılmaya çalışıldığı 60 ila 120 derece arasında belirginleşir. Bu ağrının nedeni, anatomik daralma nedeniyle omuz kaslarının kemik doku altında sıkışması ve bunun sonucu olarak kaslarda yıpranma meydana gelmesidir. Fizik tedavi ve medikal tedavi ile şikayetleri geçmeyen hastalar için artroskopik akromioplasti uygulanır. Bu işlemde, omuz altındaki daralmış boşluğa yaklaşık 1 cm boyutlarında 2 ya da 3 küçük kesi yapılır. Boşluğa su verildikten sonra, bir kamera yerleştirilir ve kaslara baskı yapan kemik yüzeyi görüntülenir. Aynı giriş deliklerinden özel aletler kullanılarak, baskıya neden olan kemik bölgesi yaklaşık 5 mm kalınlığında tıraşlanır ve boşluk genişletilir. Bu mekanik basının ortadan kalkması ile birlikte ağrı, genellikle 4 hafta içinde tamamen kaybolur. Artroskopik akromioplasti, minimum invaziv bir yöntem olup, hastaların hızlı bir iyileşme süreci yaşamasını sağlar.

Tekrarlayan Omuz Çıkıkları: Tekrarlayan omuz çıkıkları, genellikle travma sonrası omuz eklemini çevreleyen kapsülün yırtılması sonucu oluşur ve daha nadiren genetik olarak aşırı eklem elastikiyeti olan bireylerde görülür. İlk kez meydana gelen omuz çıkıklarının tedavisinde, eklemin yerine oturtulması sonrası fizik tedavi yeterli olabilir. Ancak, tekrar eden omuz çıkıkları durumunda cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelir. Çünkü eklem her çıktığında, eklem yuvasında takılmaya bağlı olarak kıkırdak üzerinde çentik şeklinde zedelenmeler oluşur ve bu tekrarlayan zedelenmeler, genç yaşlarda eklem kireçlenmesine yol açabilir. Cerrahi tedavide amaç, yırtılan eklem kapsülünü onararak kemik yüzeyine yeniden tutturmaktır. Bu işlem sırasında, kemiğe dikiş uygulanamayacağı için “kemik çıpaları” adı verilen özel implantlar kullanılır. Bu çıpalar, gemileri suya sabitleyen çıpalara benzetildiği için bu ismi almıştır ve kemik içinde eriyebilen ya da erimeyen çeşitleri bulunur. Çıpa, vida şeklindeki bir parça ve buna bağlı iplerden oluşur. İpler, yırtık eklem kapsülünden geçirilip düğümlenerek kapsülün kemiğe sabitlenmesi sağlanır. Tüm bu cerrahi işlemler, omuz eklemine açılan yaklaşık 2 cm boyutunda üç küçük kesi ile artroskopik yöntemle gerçekleştirilir.

Kış hastalıklarına karşı 8 kritik öneri Kış hastalıklarına karşı 8 kritik öneri

Omuz Eklemi Kas – Tendon Yırtıkları: Omuz kas-tendon yırtıklarının %90'ı, tıbbi literatürde "rotator kılıf" olarak adlandırılan kas grubuna ait supraspinatus kasının, omuz başına bağlandığı bölgede meydana gelir. Bu kas, kolun yana doğru açılmasına ve dışa döndürülmesine yardımcı olur. Yırtık durumunda, bu hareketlerde belirgin bir ağrı ve kuvvetsizlik ortaya çıkar. Ağrı genellikle omuz başından başlayarak kola ve dirseğe doğru yayılır ve uyku sırasında yırtık omuz üzerine yatıldığında daha şiddetli hissedilir. Tendon yırtıklarının tedavisinde, yırtık bölgeye cerrahi müdahale ile ulaşılır. Omuz altındaki boşluğa açılan yaklaşık 2 cm boyutunda üç küçük kesi aracılığıyla yırtığın olduğu bölgeye erişilir ve tendonun kemikten ayrıldığı yere yeniden tutturulması sağlanır. Bu işlem sırasında, tekrarlayan omuz çıkıkları tedavisinde de kullanılan kemik çıpaları kullanılır. Çıpalar, tendonu kemiğe sağlam bir şekilde sabitleyerek eski işlevselliğini geri kazandırmayı amaçlar. Bu cerrahi müdahale, genellikle artroskopik yöntemle gerçekleştirilir ve minimum invaziv bir yaklaşımla yapılır.

Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, İş Kule, Tuzla , Ataköy ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

·         www.bayindirhastanesi.com.tr