Türkiye son derece ilginç bir ülke. Dikkat edin bundan 30 yıl önce, 40 yıl önce konuşulan problemler ne ise bugün de aşağı yukarı aynı problemleri konuşuyor, o problemler etrafında dönüp duruyoruz.
Normal bir batı ülkesinde askerlik çağına gelmiş bir gencin hayata atılmak adına yapacağı çalışmalar aşağı yukarı bellidir.
Oradaki bir gencin şu an kaç ay olduğunu bilmediğimiz askerlik görevini yaptıktan hemen sonra "-Acaba iş bulabilecek miyim, gönlümden geçen işe başlayabilmek için iktidardaki partiye üye olmalı mıyım?" şeklinde bir kaygısının olduğuna biz asla inanmıyoruz.
Bizim memlekette ise dikkat edin henüz askerden gelen bir gencin iş bulabilmek sonra da evlenebilmek adına verdiği olağanüstü mücadele bir türlü bitmek bilmiyor.
Siyasetin hayatımızın her alanında egemen olduğu kabul edildiğinde inanın 20'li yaşlardan sonra alacağı ya da alamadığı mesafe tamamen siyasete bağlı olarak gelişiyor.
Etrafımıza bakın son 20 yılın zenginleri ve rahat hayat yaşayanların yaklaşık yüzde seksenlik bölümü o bölgede bir şekilde iktidar partisinin belediye meclis üyesi olarak görev yapanlardan oluştuğu siyasetçilerden oluştuğu anlaşılacaktır.
Özellikle büyük şehirlerde uzun yıllardır belediye yönetimleri değişmiyor. Belediye yönetimleri değişmeyince de o partiye yakın siyasetçilerden başkasına iş yapma açısından sıra gelmediği görülüyor.
Hal böyle olunca işin dışında kalan, herhangi bir siyasi partiye yakın olmayan insanımızın hayatını kolaylaştırmak adına yapacakları fazla bir şey kalmıyor. Kendi ülkesi sınırları içerisinde herhangi bir marka üretemeyen, dolayısı ile hayatını dış ülkelerden alacağı yatırımlara bağlayan siyaset makamı bu yardımlar gelmeyince büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kalıyorlar.
Zaten iyi olmayan ekonomik durumumuz dövizde ki dengesizlikler dolayısı ile her geçen gün biraz daha zayıflıyor,
Her gün iş akdi feshedilen çok sayıda insanımız eve ekmek götürememenin sıkıntısını yaşıyor.
Yeni istihdam alanlarının açılamaması bundan sonrası içinde umutların kırılmasına vesile oluyor.
Sürekli belirtiyoruz, AB'nin pek çok ülkesinde de yeraltı madenleri yok, petrol yok
ancak o ülkelerin bütün dünyanın bildiği markaları var.
Bizim dışımızdaki ülkelerin ortaya çıkardığı markalar sayesinde o ülke insanları son derece rahat. Her türlü dertten uzak bir hayat yaşarlarken, biz özlediğimiz refah düzeyini bir türlü yakalayamıyoruz.
Bu sıkıntılı sürecin daha belli zaman devam edeceği ortada. Bir türlü bir araya gelemeyen siyasetçiler, ne zaman düzeleceği belli olmayan siyasi üslup dolayısı ile vatandaşın zaten olmayan umudunu tamamen yitirmiş durumda.
-Vatandaşın ekonomik durumunun bir an önce düzelmesi lazım.
-Vatandaşın içerisine düştüğü umutsuzluktan sıyrılması lazım.
-Siyasetçilerin kullandıkları kavga dilini biran önce terk etmeleri lazım.
-Siyasetçinin insana hizmet sanatı olan siyaseti daha güzel bir üslup ile yapmaları lazım.
-Yoksa bu sürecin bizi her geçen gün daha büyük umutsuzluğa düşürmesi içten bile değil.
Ömür bitiyor ama içerisinde bulunduğumuz sıkıntılardan kurtulmak adına bir adım bile atamıyoruz.
Nereye kadar?
Bilen yok.