Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün "Açık alanlarda maske takma zorunluluğunu kaldırdık. Bundan sonra hiçbir yerde HES kodu istenmeyecek" şeklindeki açıklamasından hemen sonra okuduğunuz gibi biz de 'Pandemide ikinci yarı' başlıklı bir yazı kaleme aldık.
Açık havada maske takma zorunluluğunun kaldırıldığı sabah gazeteye gitmek üzere evden çıkarken “Maskelerinizi alalım mı almayalım mı?” şeklinde küçük bir gel-git yaşasak ta “Gazeteye maskeyi takmayacağız ama yanımızdan da ayırmayacağız” yazdık dolayısı ile sözümüze sadık kalmak adına maskelerimizi giydiğimiz montun cebine koyarak kapıdan çıktık.
Normal şartlarda Google bizim ev ile gazete ofisi arasındaki mesafeyi sadece 80 metre olarak gösteriyor, Merdivenlerden inip cümle kapısından çıktıktan sonra elimizi yüzümüze götürdüğümüzde maskenin olmadığını hissettiğimizde kendimizi sanki çok uzun yıllardır bizimle yürüyen bir yol arkadaşımızdan mahrum kalmış gibi hissettik.
“Bu kadar kısa mesafede vatandaş maske yasağının kalkması ile ilgili ne düşünüyor çarşıyı şöyle baştan başa dolaşalım görelim bakalım vatandaş 2 yıldır yüzünden ayırmadığı maske ile yollarını ayırabilmiş mi.?” sorusuna cevap bulabilmek adına mesafeyi biraz uzatma kararı aldık.
Bir taraftan karşımızdan gelen vatandaşların kaçta kaçı maskesiz diye dikkatli bir şekilde analiz yapıyor bir taraftan da “maskeye bu kadar alışmışken birden bire neden çıkardık bakalım bizi tanıyanlar maskesiz Yüksel Ercan’ı daha kolay tanıyabilecekler mi” sorusuna cevap aramaya başladık.
İşin doğrusu her ne kadar Sağlık bakanı Fahrettin Koca "Artık açık havada maske takma zorunluluğu yok" şeklinde açıklama yapmış olsa da vatandaşların çok büyük bir kısmı belki alışkanlıktan belki de “salgın henüz bitmedi ne olur ne olmaz ben birkaç gün daha maske ile dolaşayım” diye düşündüklerinden olsa gerek yollarına maske ile devam etme kararı almışlardı.
Gazetedeki rutin işlerimizi yoluna koyduktan sonra öğlenden sonra saat 15.00’te ve saat 17.00’de tekrar yollara düştük. Sabah saatlerindeki kadar olmasa bile maske ile dolaşan çok büyük bir kitlenin var olduğunun farkına vardık.
Yasak kalkmasına rağmen iş yerlerinin büyük bir çoğunluğunda “Maskesiz girilmez” tabelalarının olduğu gibi durduğunu görünce özellikle iş yeri sahiplerinin en azından kendi sağlıklarını güvence altına almak adına “Maskesiz girilmez” tabelasını kaldırmadıklarını anladık ancak iş yerine maskesiz giren bir vatandaşa “Maskenizi takın” ikazı yapıldığında "Sağlık Bakanı maskesiz dolaşması serbest bıraktı haberin yok mu?” şeklindeki sorusu karşısında nasıl bir tavır alacaklar doğrusu merak ediyoruz.
Bu şekildeki bir kargaşanın biz en az bir hafta daha devam edeceğini sonraki günlerde ise maske kullanımının kendi kendine hayatımızdan çıkacağını düşünüyoruz, ancak maske kullanımının kapalı alanlarda daha uzun bir süre kullanılacağından hiçbir şüphemiz yok.
En azından biz kapalı alanlarda maske kullanmaya devam edeceğiz.