Siyaset kurumu kendi partisini önce iktidara getirmek getirdikten sonra da olabilecek en uzun zaman dilimi içerisinde iktidarda tutmak adına ismine kutuplaşma dediğimiz olguyu hayatımızın her alanında önümüze çıkarmaktan bir an bile geri durmuyor.
Bizde gelenektir, kendisini seçmene en iyi şekilde anlatan siyasi partiyi vatandaş hiç çekinmeden iktidara getiriyor. “Senin bizim ile ilgili hayata geçirmek istediğin politikaları beğendik, bu politikaları hayata geçirebilmen adına sana bir şans veriyorum” diyerek başına taç ediyor.
Söz konusu siyasi parti iktidara geldiği ilk dönemde kendisi dışındaki partilerin ne yaptıklarına yada ne yapacaklarına değil kendi yapacağı hizmetlere bakarak ülkeyi yönetmeye başlar.
Bu zamana kadar görüldüğü gibi seçmen de kendi faydasına çalışmalar yaptığına inandığı siyasi partiye bir dönem daha kredi açmaktan asla geri durmaz.
Ne zamanki iktidarda bulunan siyasi parti seçmene vaat ettiği hizmetleri beceremez, muhalefette iken verdiği sözlerin çok uzağına düşer işte o andan itibaren “vatandaşa nasıl hizmet edebilirim?” sorusuna cevap bulmak yerine “İktidarda daha fazla nasıl kalabilirim?” sorusuna cevap bulacak politikalar geliştirmeye başlar.
Şu an olup bitenlere bakıldığında tam olarak anlatmaya çalıştığımız ikinci yol yani “iktidarı bir miktar daha nasıl uzatabiliriz?” sorusuna cevap bulacak siyasetin hüküm sürdüğü bir dönemi yaşadığımız söylenebilir.
Bizim milletimiz siyasetçiyi sever, siyasetçiye saygıda kusur etmez. Çok partili sisteme geçtiğimiz 1950 seçimleri itibarı ile yazımızın başında da belirttiğimiz gibi kendisini ikna eden siyasi partilere sağcı-solcu demeden iktidara getiriyor.
Ancak kabul etmek gerekiyor ki çok partili siyasi hayata geçmemizin üzerinden 75 yıl geçmesine rağmen bu milletin yüzünün gülmediği, o gün bugündür karnı doyurmaktan, temel giderlerin faturalarını ödemekten bunun içinde gece gündüz çalışmaktan harap olduğu zamanların içerisindeyiz.
Siyasi partiler insanı rahat ettirmek için vardır, Bunun içinde var olan siyasi partilerin iktidarda kalmak gibi bir mecburiyetleri de vardır ancak sırf bir dönem daha iktidarda kalabilmek adına ülkenin zararına olan pek çok politikayı da hayata geçirmenin de hiç kimseye bir faydası yoktur.
Çektiğimiz bunca sıkıntı, karşı karşıya kaldığımız bunca sorunun ana kaynağı bilindiği gibi siyaset kurumudur. Siyaset kurumunun aldığı ya da alamadığı kararların bize yansımasıdır.
Neticede 74 yıldır siyaset kurumunun önce beceriksizliğinden sonrada onların iktidar hırsından perişan olmuş mutsuz bir kitle olup çıktık.
Yazık değil mi bize?