Saadet Partisi İzmit İlçe Başkanı Samet Gürsoy, İzmit'te başlatılan kentsel dönüşüm süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Gürsoy, bu sürecin halkı zor durumda bıraktığı gibi İzmit'in tarihi dokusuna da zarar verdiğini ifade ettiği açıklamasında; "Başta kentsel dönüşüm sağlıklı bir süreç izlenerek ortaya konmalıdır. İzmit tarihin bize bıraktığı bu coğrafyadaki en güzel emanetlerden biridir. Bu miras, İzmit’in tarihi dokusuna uygun bir vizyonla korunmalı ve ihya edilmelidir.
Ne yazık ki bugüne kadar bu anlayışa uygun bir yaklaşım ortaya çıkmadı. Yıllardır iktidarda olanlar, bu tarih ve doğa harikası şehrin kıymetini bilemediler. Binlerce yıl denize uzanan, tarihe yaslanan bu şehir doğasındaki estetik zenginlikle buluşturulamadı.
NEVZAT DOĞAN'IN VER-AL POLİTİKASI
Saadet Partisi İzmit İlçe Başkanı Samet Gürsoy açıklamasını şöyle sürdürdü:
İzmit'in değişik semtlerinde hayata geçirilmek istenen kentsel dönüşüm planlamaları İzmit kamuoyundan gizlenmekte, mahalle sakinlerinin elinden evleri arsaları alınarak yüksek vaatlerle ikna edilmeye çalışılmaktadır.
Bağçeşme mezarlığından Kertil tekke meydanına kadar olan alanda bulunan arsa ve bina sahiplerinden yerleri kat karşılığı alınmaya çalışılırken karşılaşacakları risk ve sürprizler konusunda da ne yazık ki güvence verilememektedir. Sözleşmeye yanaşmayan yer ve bina sahiplerine de psikolojik baskı yapıldığı iddia edilmektedir.
Anlaşması yapılan binaların üzerlerine asılan tabelalardan anlaşıldığına göre projenin İzmit dışından bir firmaya verildiği anlaşılmaktadır. Adı geçen Ver-Al İnşaat’ın Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın hemşerisi olması dolayısıyla imkân sağlandığı iddiaları kamuoyunu rahatsız edici boyutlara ulaşmışken İzmit’in emanetini elinde bulunduran Sayın Nevzat Doğan’dan ses çıkmamaktadır.
ŞEHRİN SİLUETİ DE MİRASI DA KAYBOLACAK
Gürsoy yaptığı açıklamada bu işin muhatabını öğrenmek istediklerini dile getirerek şu iddialara cevap beklediğini söyledi:
Şirket yetkilileri proje tanıtımlarında mevcut binaların yerine yaklaşık 2500 adet daire, alışveriş merkezi sinema salonu on dört katlı otel ve rezidans olacak şekilde düzenleme yapıldığını ifade etmektedir.
İşin siyasi ilişkilerle kotarılması yanında asıl tehlike göz ardı edilmektedir. Kentsel dönüşüm adı altında beton yığınlarının kümelendiği bir hayalet ortaya çıkacaktır. Tarihi İzmit yamaçlarının silueti bozulacak ve bu süreçte pek çok görünen güzellikler ve yer altında bekleyen tarihi zenginlikler heba edilecektir.
Bağçeşme sırtlarının yeşil dokusu yerine gökyüzüne tırmanan on dört katlı beton yığınları ile eski İzmit’in tarihi mirası yok edilecektir. Denizden şehre doğru gözümüze sokulan demir ve beton duvarlar arasında kaybolan bir şehrin geri dönüşümü de hiçbir zaman mümkün olmayacaktır.
Düne kadar İstanbul’da yapılan garabet uydu semtlerden sonra dikey mimariden şikayet eden iktidar bu ruhsuz ve karaktersiz dikey projelerini İzmit’e reva görmektedir. Bu birbirine ve şehre yabancı beton kuleler arasında mahalle kavramı, kent kültürü ve tarihe tanıklık eden bağlar büsbütün ortadan kaldırılacaktır.
Bugün kentleri yönetenler, ellerinde teknolojik imkanlar var diye devasa iş makinaları ile yüzlerce yıldır yaşayan şehrin yüzünü yırtmaya ve karnını yarmaya cesaret edememelidir. Yapılacak yıkım ve silinecek hafıza bir daha geri döndürülelemeyecektir.
Suni bir semt İzmit’in kalbinde yükselecek İzmit'in mirasını yiyecektir. Hemen yanı başındaki konakların, Orhan Camiinin ve birçok sit alanının yer aldığı tarih koridoru, çok katlı betonlar arasında ezilecek ve silinecektir.
İnşaat sürecinde tarihi kalıntılar ortaya çıkacak, zarar görecek ve inşaat süreçleri zora girecektir. Bu kadar risk ve hata ihtimali söz konusu iken mevcut ve muhtemel sorunların muhatabı kim ya da kimler olacaktır? Evleri alınan insanlara 'verirken bana mı sordunuz' denilecektir.
Sayın Cumhurbaşkanının 17 Ocak 2017 tarihinde yaptığı açıklamayı dinlememiş olmalıdır. Sayın Nevzat Doğan, Cumhurbaşkanımız "Batı medeniyeti sahip olduğu devasa üretim kapasitesine rağmen insanlığın mutluluğuna aynı oranda katkı sunamıyor. Bizim medeniyetimizde şehirler, mahalleler ve sokaklar insanın yaratıcısına yönelişinin simgesidir.
Rant odaklı anlayışla şehir inşası gerçekleştiremeyiz. İnsan öncelikli inşa anlayışı ile yola devam etmeliyiz. İnsanların şehirler üzerinde hakkı varsa şehirlerin de insanlar üzerinde hakkı var. Ben dikey değil yatay mimariden yanayım. Medeni olacaksak böyle olacağız" demedi mi? Duymadınız mı, yoksa dinlemediniz mi?
VİCDANINIZI DİNLEMİYORSANIZ SAYIN CUMHURBAŞKANINI DİNLEYİN
Gürsoy açıklamasını şöyle tamamladı:
Muhafazakâr demokrat bir partiye mensupsunuz. Referandumdan hiç mi ders almıyorsunuz. Halka kulak verin; hayalleriniz Bağçeşme mezarlığına gömülmesin. Sayın Nevzat Doğan rant anlayışının yanında mı yer alacak yoksa İzmit halkının, İzmit'in mirasının ve geleceğinin yanında mı yer alacak. Saadet Partisi olarak diyoruz ki yapılması gereken, kentsel dönüşümü de hakkaniyetli yürütmek zorundasınız.
Yıllardır bu şehri siz planlıyorsunuz. Yeni yerleşim alanlarında modern mimari ile de estetik projeler yapabilirsiniz. Şehrin kuzey kısımlarında yüzlerce dönümlük arsa alanları üzerinde bu şehre nefes aldıracak, doğal dokuya uygun ferah projeler yapabilirdiniz. Bugüne kadar aklınıza bile gelmemiş olması bile artık ayıp ve kabahat sayılır.
Bu vizyon ve mimari anlayış yoksunluğu yetmezmiş gibi beş on yıllık yerel yönetim süreçlerinde binlerce yıllık tarihi hafızayı yok etmeye hakkınız yok. İzmit ve İzmitli sadece emanetlerinizdir.
Yapmanız gereken tek şey, size emanet edilen bu şehri korumak, kurtarmak ve daha yaşanır hale getirmektir. Üst üste yığılan on dört ev rant dışında bu şehre ne kazandıracaktır. Yüksek maliyetler ve sıcak paralarla bu semtlerde yaşayan insanların elinden hatıralarını ve İzmitlilerden bu ortak mirası almaya çalışmayın.