Saadet Partisi Ekonomik İşlerden sorumlu Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Paşa Ali Gümüş ilimizin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatarak, "Bu mezar evler sorununu çözmek, depremde yakınlarını kaybedenler için kimsesizler mezarlarını açmaktan daha mı önemsizdir?” ifadesini kullandı.
İÇLER ACISI BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Paşa Ali Gümüş, “Son zamanlarda yaşanan depremlerin de etkisiyle depremler gündemimizden hiç düşmemektedir. Biz saadet Partisi olarak Mart ayının ilk haftasının tüm ülkemizde deprem haftası olarak kutlanmasını vesile kılarak İlimizin depremle olan imtihanına göz atmanın yararlı olacağını düşünüyoruz.
99 depreminden sonra yaraları sarma konusunda yaşanan iyileştirme çalışmalarını elbette görmezden gelemeyiz. Kurumsal sahiplenmelerde, okul ve resmi kurumların tadilatlarında, yeni yapılaşmalarda başarılı çalışmaların gerçekleştirildiği bilinmektedir. Ancak bazı alanlarda önlem alma bakımından mesafe kat edilemediği de aşikâr olarak görülmektedir.
Mesela gündemden hiç düşmeyen ve mezar ev olarak bahsedilen hasar almış binlerce bina ilimizde hala ayakta durmaktadır. Binlerce insanın bu evlerde oturduğu bilinmektedir. Depremin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen bu mezar evler için henüz bir çözümün bulunamaması, devletin tüm kurumları için içler acısı bir tablodur. Çevre ve Şehircilik Bakanımız, depreme dayanıklı olmayan yapı stokunu milyonlarla ifade etmektedir.
Allah göstermesin Kocaeli ve çevresinde meydana gelebilecek bir depremde Kocaeli'ndeki bu hasarlı binaların yıkılacağı söylenmektedir. Bu binalarda ikamet eden binlerce insanın olumsuz anlamda etkileneceği net olduğu halde devletin kurumları, valilik, kaymakamlıklar ve belediyeler bu konuda nasıl acziyet içerisinde olabilmektedir?
Büyük umutlarla çıkarılan kentsel dönüşüm kanunu, bu hasarlı binalara neden çözüm bulamamıştır? Bu mezar evler sorununu çözmek, depremde yakınlarını kaybedenler için kimsesizler mezarlarını açmaktan daha mı önemsizdir? Gölcük Belediye Başkanı’nın, kimsesiz mezarlığı açılışında tüm ekibiyle birlikte poz vermek yerine hasarlı binalarla ilgili neler yaptığına açıklık getirmesi daha anlamlı olmaz mıydı?
NİÇİN İLİMİZDE HALEN DAHA DEPREM KRİZ MERKEZİ YOK?
Çok net ifade etmek gerekir ki, İlimizde depreme hazırlık yapma ve tedbirler alma konusunda çok iyi bir görüntü verilmemektedir. Mesela ilimizde İstanbul'da bulunan AKOM gibi bir kriz merkezi neden hala yoktur? Deprem anında afetin yönetileceği bir merkez neden hala oluşturulamamıştır? İmkânlarımız mı yetersizdir?
Elbette hayır. Peki, sorun nedir? Sorun, depremin bu İlin yöneticilerinin önceliği olmamasıdır. Deprem önceliğimiz olsaydı bunca anlamsız yatırımın yerine AKOM gibi bir kriz merkezi kurmak Büyükşehir Belediyemizin öncelikleri arasına girerdi. Mesela Kadıköy Mahallesinde yapılan katlı otopark ve pazar yeri binası en güncel örneğimizdir.
Tramvay çalışmalarında da gördüğümüz plansızlık, öngörüsüzlük ve düşüncesizlik bu binada da karşımıza çıkmıştır. Büyük paralar böyle heba edilmektedir. Otopark ve kapalı pazar için yapılan bu bina boş kalmaması için İcra Dairelerine verilmiştir.
SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEZ
Biz Saadet Partisi olarak havanda su dövme anlamı taşıyan bu tür plansız işleri yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Çünkü bu işler bu milletin paralarıyla yapılmaktadır. Yazık değil midir bu milletin paralarına. Ya da otopark yapmak, afet yönetim merkezi yapmaktan daha mı önemlidir? Kısaca bu şehir bir afetle karşılaştığında afeti nereden yönetecektir bilmiyoruz.
Bilen varsa lütfen bunu kamuoyuyla paylaşmalıdır. Hasarlı binalar konusuyla kriz merkezi konusu, yani sadece bu iki konu bile ilimizin depreme hazırlığını ya da hazırlıksızlığını çok net ortaya koymaktadır. Vatandaşlarımızın bu öngörüsüz işlere imza atan ancak deprem hazırlıkları konusunda pansuman tedbirlerinden öteye adım atmayan bu yönetim anlayışını iyi tanımalıdır.
Yani kimsesizler mezarlarını açarken hasarlı mezar evlere kulağını tıkayan yöneticilere mahkûm olmadıklarını vakit geçirmeden anlamalıdırlar. Çünkü son pişmanlığın fayda vermeyeceğini anlamak için elim bir afet beklemek gerekmiyor. Bilakis halkımızın; günü kurtarmak için çalışmayan, yaptıklarının hesabını vereceğini bilen Saadet kadroları ile yollarını buluşturması gerekiyor.