Hollanda ve Almanya'da, Türk bakanlara karşı getirilen yasakları eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu söyledim. Diplomatların dokunulmazlığı vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanları Almanya'ya, Hollanda'ya giderken engelleniyorsa, kabul edilemez. Buna karşı her türlü tepkimizi gösteriyoruz ve göstereceğiz. Hükümete çağrıda bulunuyoruz. Lafta peynir gemisi yürümez. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanını Hollanda'ya sokmuyorlarsa, bakan, kendi büyükelçiliğine gidemiyorsa Hollanda'yla ilişkilerimizi askıya alın" dedi.
HAYIRLARI ÇOGALTACAĞIZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı Bey ve Barbaros Mahalle Merkezi'nin açılışında yağmura karşın büyük bir kalabalık toplandı. CHP'li başkanların yönettiği belediyelerdeki uygulamaları anlatan, Seyhan Belediyesi'nin de bu örnekleri ortaya koyduğunu belirten Kılıçdaroğlu, referandumda 'hayır' oylarının artırılmasını istedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Türkiye bulunduğu konum itibariyle sayılı ülkedir. Kendi bölgesinde en güçlü devlettir. Avrupa Birliği üyesi olmak için müracaat eden 1960'tan beri bekleyen ülkedir. Biz kendi ülkemizde insan haklarını ve demokrasiyi geliştirmek istiyoruz. Medya özgürlüğü istiyoruz. Hukukun üstünlüğünü istiyoruz. Her evde tencere kaynasın huzur barış olsun istiyoruz. Kimliklerimiz, görüşlerimiz, yaşam tarzımız farklı olabilir ama bu ülkede barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Önümüzdeki günlerde referandum süreci var. Sandıkta oylarımızı kullanacağız. Hayırlarımızı çoğaltacağız, buna inanıyorum."
"HOLLANDA İLE İLİŞKİYİ ASKIYA ALIN"
Hollanda ve Almanya'da, Türk bakanlara karşı getirilen yasakları eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu söyledim. Diplomatların dokunulmazlığı vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanları Almanya'ya, Hollanda'ya giderken engelleniyorsa, kabul edilemez. Buna karşı her türlü tepkimizi gösteriyoruz ve göstereceğiz. Hükümete çağrıda bulunuyoruz. Lafta peynir gemisi yürümez. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanını Hollanda'ya sokmuyorlarsa, bakan, kendi büyükelçiliğine gidemiyorsa Hollanda'yla ilişkilerimizi askıya alın. Her türlü desteği vereceğiz. Almanya'da bizim bakanlarımıza engel çıkarıyorlar.
Çağrıda bulunuyoruz Hükümete. Almanya bizim bakanımızı sokmuyorsa, Alman askerlerinin bizim İncirlik'te ne işi var. İsrail gibi olmasın, Rusya gibi olmasın. Gidip sonra özür dilemeyelim. Söz söylüyorsan arkasında duracaksın. Biz her türlü desteği vermeye hazırız. Yurt dışına gidecek tüm milletvekillerimize gitmeyin dedik. Türkiye büyük ülkedir. Büyük ülke olmanın kurallarını yerine getirme zorundadır. İktidara çağrımızdır. Bu işin referandumla bir ilgisi yok. Bu iş milli bir iştir. Sağcısı, solcusuyla Türkiye'nin çıkarlarını savunmak her siyasi partinin ortak görevidir. Biz bu görevi yerine getirmeye hazırız."
Kılıçdaroğlu konuşmanın ardından tesisin açılışın yaptı.
TAZİYE EVİNİ ZİYARET ETTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şakirpaşa Mahallesi'ndeki Mega Spor Kompleksi'nin açılışına katıldı. Kılıçdaroğlu, daha sonra geçirdiği rahatsızlık sonucu bugün yaşamını yitiren Seyhan İlçe Belediyesi CHP'li Meclis Üyesi Mehmet Adıgüzel'in evini ziyaret etti. Burada Adıgüzel'in ağabeyi ve daha önce CHP Milletvekili adayı olan Ahmet Adıgüzel'e taziyelerini ileten Kılıçdaroğlu, daha sonra muhtarlarla yapacağı sohbet toplantısı için Seyhan Oteli'ne geçti.
ÇIKSINLAR BENİ MAHÇUP ETSİNLER
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Seyhan Oteli'nde muhtarlarla bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Daha sonra açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 27.5 yılını devlete verdiğini söyleyerek, "Eğer vatandaşın cebini düşünürseniz sorunların hepsi çözülür. Ama seçildikten sonra 'şu malı götürelim' derseniz vatandaşın değil kendi sorununuzu çözersiniz" dedi.
Vatandaş olarak seslenmek istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, partileri bir tarafa bıraktığını kaydederek, "Hangi partiden olursak olalım bu memlekette huzur içinde yaşamak istiyoruz. Anayasa bizim temel haklarımızı korumalı. Eşit yurttaş olarak birbirimize selam vermeliyiz. Farklı görüşlerimiz, kimliklerimiz, coğrafyalarımız olabilir. Farklı hayat tarzlarımız da olabilir ama sonuçta 80 milyon bir arada kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bize bunu sağlayacak olan ana tema nedir? Ana güvence nedir? Anayasadır. Benim haklarımı, sizin haklarınızı güvence altına almalı. A partisine mensup olanları güvence altına alalım, B'yi dışlayalım. O, toplumu ayrıştırır ve böler. O nedenle anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgeleridir" diye konuştu.
Yeni anayasanın referandumdan geçmesi halinde başkanın hakim tayin etme yetkisi olacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bu sistemde Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinden 12'sini bir partinin genel başkanı tayin ediyor. HSYK'nın 12 üyesinden 6'sını tayin edecek. Düşünün CHP'nin genel başkanı hakim tayin ediyor. Yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı ilkesi bitiyor. Her şey bir kişi oluyor. Yargı bağımsızlığı, yasama, yürütme tamamen 1 kişinin kontrolünde oluyor. Bir kişinin kontrolünde olduğu zaman sorun çıkar. Peki bazı arkadaşlar diyebilir ki 'E olsun ne olacak ki' diyen arkadaşlar olabilir. 'Bir kişi hakim de savcı da vali de kaymakam da tayin etsin. E ne olacak?' Bunu düşünen vatandaşlarımız da olabilir.
Adaletin çok daha ötesinde başka bir tehlike var. Temel tehlikeyi unutmamak lazım. Bir kişiyi ikna ettiğiniz zaman en geç 24 saat içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ele geçirirsiniz. Kızıyorlar, 'FETÖ 35 yıldır devlette yapılandı. 35 yıla gerek yok, 1 kişiyi ikna ettiğiniz zaman 24 saatte ele geçiriyorsunuz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir kişiye teslim edilecek bir devlet midir? Erzurum kongresine bakın, bir adam mı vardı? Oturmuşlar adamlar Türkiye'nin geleceğini düşünüyorlar. Sivas kongresine bakın, bir kişi mi karar veriyor.
Bu iş bir parti meselesi değildir. Bu memleket meseledir. Etrafta bizim parti logomuz yoktur. İnsanımızı seviyoruz ve bu ülke için çalışmak istiyoruz. Demokrasimiz gelişsin. İnsan hakları gelişsin. Birlikte yaşamalıyız. Ayrılık olmamalı. Kavgadan bıktık. Niye kavga ediyoruz. Benim düşüncem başka olabilir, arkadaşımın da farklı olabilir. Farklı düşünceler toplumu ileri taşır, geriye değil. Akıl akıldan üstündür diye ben mi söyledim? Babam, dedem söyledi. Bu toplumun ortak söylemidir. Akıl akıldan üstündür. Hatasız kul olur mu arkadaşlar? Tüm yetkileri birisine veriyorsunuz, bir hata Türkiye'yi felakete sürükler. Bunun vebali büyüktür. Düşünerek gideceğiz sandığa ve öyle oyumuzu kullanacağız."
Yeni sistemde hesap sorulamayacağını belirten Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben bunları anlattığım zaman diyorlar ki 'Bu Kılıçdaroğlu'nu dinlemeyin, doğruları söylemiyor' Ben de kendilerine şunu söylüyorum. Ben yanılmış olabilirim. Daha iyi ya sizin istediğiniz bir televizyon kanalına çıkalım siz de anlatın ben de. Ben yanlış söylüyorsam daha iyi ya. Beni mahcup edersiniz. Dersin ki 'Bak Kılıçdaroğlu sen daha bunu okumadın bu maddede böyle yazıyor. Ben de derim ki kusura bakmayın ben yanılmışın.
Daha iyi ya size böyle bir fırsat veriyorum. Gelin oturun konuşalım. Amerika'da, Fransa'da konuşulur. Liderler çıkar konuşur. Türkiye'de olmaz. Vatandaşın bilgilenme hakkı yok mudur. Bir daha çağrı yapıyorum. Çıksınlar beni mahçup etsinler. Niye çıkmıyorlar. Üstelik şu teklifi de yaptım. Siz yarım saat konuşun bana 15 dakika verin, ona da razıyım. Yeter ki vatandaş görsün. Kim doğruyu söylüyor kim yalan."
Daha sonra Kılıçdaroğlu'na bir partili tarafından çizilen kara kalem portresi hediye edildi.