CHP Kocaeli Milletvekili Av.Fatma Kaplan Hürriyet, Adana Aladağ'da yangın sonucu hayatlarını kaybeden kız öğrencilerin cemaetlerin kucaklarına itildiğini, devletin insanlara eşit eğitim şansı vermemesi yüzünden hayatlarından olduklarını söyledi.
Hürriyet şunları söyledi:
Adana'nın Aladağ ilçesinde bulunan Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda önceki akşam çıkan yangında 12 kız öğrencimizi diri diri yanarak can vermesine tanık olmak zorunda bırakıldık. Cemaatlerin kucağına itilen ve hiçbir şeyden haberi olmayan masum evlatlarımız, devletin insanlara eşit eğitim şansı vermemesi yüzünden hayatlarından olmuşlardır.
Kimdir bu öğrenciler? Köylerinde okulları bulunmadığı için çocuklarını bu yurda vermekten başka çaresi kalmayan ailelerimiz. Anayasamızda apaçık maddelerinde yer aldığı biçimiyle devlet; gençlerin beden ve ruh sağlığını korumakla mükelleftir. Ancak hükümet bu mükellefiyeti yerine getirmek üzere bir çaba harcamamaktadır. Aksini iddia eden varsa, Adana’da yitip giden evlatlarımızı hatırlaması kâfidir.
Yanan binanın ahşapla, yerlerin de halıyla kaplı olması nedeniyle alevler kısa sürede üst katları sarmış, yangın merdivenine açılan kapının kilitli olması nedeniyle yavrularımız merdiven kapısının önünde can vermişlerdir. Oysa; Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliğinin, yurt binalarında aranacak şartlar bölümünü içeren ilgili maddesine göre binanın kagir, prefabrik, çelik veya betonarme olması gerekmekteydi. Buradan da anlaşıldığı üzere; Adana’da 12 yavrumuzu toprağa vermemize neden olan yangında büyük bir ihmal olduğu ortadadır.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak acı olayla ilgili yaptığı “Yurt Milli Eğitim Bakanlığınca izinlidir” açıklaması ile aslında suçlunun kim olduğunu da göstermiştir. Söz konusu yurdun izin ve denetimi Milli Eğitim Bakanlığı ve mülki amirliklerce yapılması gerekliyse, orada ölen çocuklarımızın sorumluları da bu kişilerdir.
Bu noktada sormamız gereken soru şudur; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti yurt yapmaktan aciz midir?” Kime ait olduğu kim tarafından açılmasına müsaade edildiği belli olmayan tabut görünümlü yurtlar neden ülkemizin geleceği olan yavrularımıza reva görülmektedir.
Oysa, ülkemizde arz fazlası bekleyen yüz binlerce konut bulunurken, 6 milyonu aşkın üniversite öğrencisinin yalnızca yüzde 8’i yurtlarda barınabilmektedir. Bunun yanı sıra dün içimizi yakan Adana yangınında olduğu gibi orta öğrenim çağındaki evlatlarımızın da yurt ihtiyaçları bulunmaktadır. Ancak; devletimiz kendi yurt açmaya gönüllü olmamalı ki, geleceğimiz olan kızlarımızı ne idiü belirsiz yurtlarda kalmasına izin vermektedir.
Oysa, ülkemizde arz fazlası bekleyen yüz binlerce konut bulunurken, 6 milyonu aşkın üniversite öğrencisinin yalnızca yüzde 8’i yurtlarda barınabilmektedir. Bunun yanı sıra dün içimizi yakan Adana yangınında olduğu gibi orta öğrenim çağındaki evlatlarımızın da yurt ihtiyaçları bulunmaktadır. Ancak; devletimiz kendi yurt açmaya gönüllü olmamalı ki, geleceğimiz olan kızlarımızı ne idiü belirsiz yurtlarda kalmasına izin vermektedir.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), AKP döneminde arsa ofisi gibi çalıştırıldığı için ellerinde satılmayan konutları öğrenci yurduna çevirmek akıllarına gelmemektedir. Bugüne kadar 641 bin konut üreten TOKİ’nin elinde satılmayan 100 bin dolayında konut vardır.
TOKİ’nin elinde bulunan arz fazlası konutları öğrenci yurdu şeklinde tasarruf edilmeli, öğrencilerimizin güvenliği kimliği meçhul kişilerin elinden alınmalıdır. Çocuklarımızı bir tarikatın kucağından alıp, başka bir tarikatın kucağına bırakmak akıl karı bir iş değildir.
Çıkan yangında hayatlarını kaybeden çocuklarımıza bir kez daha Allahtan rahmet, ailesi, yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. TOKİ’nin elinde bulunan arz fazlası konutları öğrenci yurdu şeklinde tasarruf edilmeli, öğrencilerimizin güvenliği kimliği meçhul kişilerin elinden alınmalıdır. Çocuklarımızı bir tarikatın kucağından alıp, başka bir tarikatın kucağına bırakmak akıl karı bir iş değildir.