BİLİM Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 2016 yılını 2.9 büyüme ile tamamladıklarını belirterek, "Bu yılın ilk çeyreğine ait öncü göstergeler de oldukça olumlu geliyor. İnşallah bu büyüme artarak devam edecek. Referandumdan çıkacak olan 'Evet' kararı ekonomik hayatımızın kılcal damarlarına kadar nüfuz edecektir" dedi.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Kocaeli'nin Gebze İlçesi'nde Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayicilerle bir araya geldi. Faruk Özlü toplantıda yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
"Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması için, hedeflerine ulaşması için sanayimizin hem nicelik, hem de nitelik olarak büyümesi ve gelişmesi büyük önem taşıyor. Bugün 2016'nın son çeyreğine ve yılın tamamına ilişkin büyüme verileri açıklandı. Türkiye son çeyrekte yüzde 3 buçuk, 2016'nın tamamında ise yüzde 2.9 oranında büyüme kaydetti.
Bizim orta vadede revize edilmiş mali program rakamımız 3.2'ydi. Türkiye'de siyasi ortamın meydana getirdiği belirsizlik sanayicilerimizin önünü görememesine sebep oldu. Bu sebeple beklentinin altında büyümüş olmamıza rağmen bunu büyük bir başarı olarak söylemek gerekir. Türkiye'nin maruz kaldığı hadiselere herhangi bir ülke maruz kalsa inanın 2.9 büyümeyi, eksi büyüme olur. Geçen sene son çeyrekte büyüme kaydediyoruz yüzde 3 buçuk.
Bu ekonominin iyi sinyaller verdiğini gösteriyor. Geçen sene 2016'nın ilk çeyreğinde büyüme yüzde 4 buçuk, ikinci çeyrekte yine 4 buçuk, 15 Temmuz'un tesiri ile eksi 1 nokta 8 küçülüyoruz. Son çeyrekte toparlıyoruz yüzde 3 buçuk oluyoruz. Darbe girişiminde eksiye düşmemiz genel olarak bizi kötü etkiliyor ve 2016'yı 2.9 ile tamamlıyoruz."
Ekonomideki bahar havasının 16 Nisan'dan sonra kendisini iyiden iyiye hissettireceğini belirten Özlü, şöyle konuştu:
"Bu yılın ilk çeyreğine ait öncü göstergeler de oldukça olumlu geliyor. İnşallah bu büyüme aynı şekilde, hatta artarak devam edecek. Mesela dün açıklanan ekonomik güven endeksi sonuçları bu gerçeği teyit ediyor. Ekonomik güven endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre tam yüzde 5 oranında arttı. Bu da ekonomiye ve ülkenin geleceğine duyulan güvenin açık bir yansımasıdır. Ekonomideki bu bahar havası, Allah'ın izniyle 16 Nisan'da etkisini iyiden iyiye hissettirecektir. 16 Nisan referandumundan çıkacak olan evet kararı, ekonomik hayatımızın kılcal damarlarına kadar nüfuz edecektir. En küçük esnaftan en büyük holdinge kadar tüm ekonomik aktörler referandumun olumlu etkisini iliklerine kadar hissedecektir."
'ÜLKENİN İSTİKRARINI TEMİNAT ALTINA ALAN İYİ BİR SİSTEME İHTİYACIMIZ VAR'
Bakan Özlü, iyi bir sisteme ihtiyaçlarının olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bizim umutlarımız, rüyalarımız, düşlerimiz var. Bizim insanımıza, şehirlerimize ve ülkemize dair hayallerimiz var. Mesela bugün bir üretim üssü olan Kocaeli'nin dünya çapında bir teknoloji üssüne de dönüşmesinin hayalini kuruyoruz. Bir genç arkadaşımızın Bilişim Vadisi'nde kuracağı bir firmanın küresel bir markaya dönüşmesinin hayalini kuruyoruz. Türkiye'nin yüksek gelir grubundaki ülkelerden biri olmasının hayalini kuruyoruz. Türkiye'nin küresel çapta ekonomik ve siyasi bir güce dönüşmesinin hayalini kuruyoruz.
Bir şeyin hayalini kurabiliyorsanız onu gerçekleştirebilirsiniz demektir. İnşallah bu hayallerimizi gerçekleştireceğiz, hedeflerimize birer birer ulaşacağız. Bunu başarmak için gereken hemen her şeye sahibiz. Tarihimiz, coğrafyamız, insan kaynağımız, son 15 yılda kazandığımız özgüven. Hayallerimizi gerçekleştirmemizin önünde tek bir eksik var o da iyi bir sistem. Ülkenin istikrarını teminat altına alan bir sisteme ihtiyacımız var.
Üç kuvveti, yani yasama, yürütme ve yargıyı, evrensel standartlara taşıyan bir sisteme ihtiyacımız var. Ülkenin daha iyi, daha hızlı, daha verimli yönetilebildiği bir sisteme ihtiyacımız var. Türkiye'nin zaman kaybına tahammülü yok. Zamanın ne kadar önemli bir kıymet oluğunu özellikle iş dünyamız çok iyi biliyor. Güven ve istikrar sağlanamazsa, devlet ağır ve hantal bir şekilde çalışırsa biz yatırımları, üretimi, ihracatı, ticareti istediğimiz seviyelere taşıyamayız. İstikrar ve hız olmazsa, bilimde, teknolojide, yüksek katma değerli üretim yapısına geçişte, hedeflediğimiz seviyeleri tutturamayız."