Konak Hastanesi Gebze İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Rindol Çonkar, Tip 2 şeker hastalığının kanımızdaki şeker düzeyinin, normal seviyelerden daha fazla yükselmesi olduğunu belirterek açlık ve tokluk kan şekeri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Konak Hastanesi Gebze Uzman Doktorlarından Rindol Çonkar, Tip 2 şeker hastalığı yani diyabetin çok yaygın bir hastalık olduğunu belirterek Tip 2 şeker hastalığı teşhisinin konulabilmesi için açlık kan şekeri ve şeker yükleme testi veya tıptaki adıyla OGTT’nin (Oral Glukoz Tolerans Testi) hastalık tespitinde kullanılması gerektiğini belirtti.
Uzm. Dr. Rindol Çonkar yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
İnsülin, vücudumuzun, kandaki şeker miktarını kontrol altında tutmasına yardımcı olan bir hormondur. Besinlerle aldığımız şekerin yağ ve kas hücrelerimize girmesini sağlar. Böylece vücudumuz, besinlerle aldığımız şekerden enerji elde edebilir. Tip 2 şeker hastalığında, insülin hormonu yeterli miktarda yapılamamakta ya da gereken şekilde kullanılamamaktadır. Bunların sonucunda, kanımızdaki şeker düzeyi, özellikle yemeklerden sonra, normal seviyelerden çok daha fazla yükselir.
Kan şekerinin normal düzeyi 60-110 mg/dl dir.Tip 2 şeker hastalığı teşhisinin konulabilmesi için açlık kan şekeri ve şeker yükleme testi veya tıptaki adıyla OGTT (Oral Glukoz Tolerans Testi) yapılması gerekmektedir:
TOKLUK KAN ŞEKERİ YÜKSEKLİĞİNİN ÖNEMİ NEDİR?
Normal insanlarda 2 tip insülin salgısı olur. İlki, yemekle birlikte başlayan ve hızlı olan insülin salgılanması, diğeri ise daha geç başlayan ve uzun süren insülin salgılanmasıdır. Tip 2 şeker hastalığında yemekle başlayan hızlı ve erken insülin salgısı bozulmuştur. Buna bağlı olarak da tokluk kan şekeri yükselir.
Tokluk Kan Şekeri, genellikle, yemekten 2 saat sonra ölçülür ve kan şekerinizin tok olduğunuz zaman ne kadar arttığını ortaya koyar. Aslında günün büyük bölümü tok ve tokluk sonrası dönemde geçtiği için tokluk kan şekeri önem taşır.
Tokluk kan şekeri yüksekliği, ana öğünlerden 2 saat sonra ölçülen kan şekeri düzeyinin 140 mg/dl üzerinde olmasıdır.
Tokluk kan şekerinin sürekli yüksek seviyelerde olması, damar duvarında hasar yaratır; damar sertliği oluşumuna zemin hazırlayabilir. Bu da kalbi, beyni ya da bacakları besleyen damarları etkileyebilir.