Kahve tüketimi miyom riskini artırıyor

Sinsi ilerleyen ve yaşla birlikte artan miyomlar, kadınlarda sık görülen sağlık problemlerinden biri. Araştırmalar, kafein kullanımının miyom oluşumunu tetiklediğini gösteriyor.
Uzmanlar, günde 3 kupadan fazla kahve içen 35 yaş altı kadınlarda miyom riskinin daha yüksek olduğunu söylüyor. Miyomların en çok 15-45 yaş arasında görüldüğünü belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Dede, “Miyomlar hamilelik döneminde yerleşim yerine bağlı olarak erken doğum riskini artırabilir ve gebeliği olumsuz yönde etkileyebilir” dedi.

Kadınlarda sık görülen sorunlardan biri olan miyomlar, rahmin kas tabakasından gelişen ve genellikle iyi huylu seyreden tümörlerdir. Miyomların büyük bir kısmının belirti vermediğini, doktora gidildiğinde veya tetkikler esnasında tesadüfen fark edildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Dede, “Miyomların başlıca belirtileri arasında kadının adet döngüsünde olağan dışı değişiklikler, kasık bölgesinde basınç hissi, bağırsaklarla ilgili huzursuzluklar, idrar yapmada zorlanma, sık idrara çıkma ya da idrar kaçırma, sırt ve bel ağrısı, ağrılı cinsel ilişki, çarpıntı, halsizlik gibi anemi belirtileri yer alıyor” şeklinde konuştu. 

Miyomların kadınlık çağının iyi huylu tümörleri olarak adlandırıldığını belirten Prof. Dr. Murat Dede, miyomların özellikle kadınlık hormonlarına hassas olduğunu belirterek “Östrojen, miyomların ortaya çıkmasını ve büyümesini tetikleyen bir unsur.  Bu yüzden 15-45 yaş aralığında daha sık görülen miyomların, menopoz dönemine girilmesiyle, yani doğurganlık çağının son bulmasıyla kaybolacak kadar küçülmeleri beklenir” dedi.  

Hamilelik döneminde miyomların erken doğuma neden olabildiğini ve gebeliği olumsuz etkileyebildiğini söyleyen Prof. Dr. Murat Dede, “Hamileliğin 12. haftasına kadar östrojen artışı nedeniyle miyomlar hızlı bir büyüme sergilerken, bu büyüme 12. haftadan sonra durma eğilimine girer. Tedavi ise lohusalık bitiminde hasta değerlendirilerek yönetilebilir” şeklinde konuştu.

Miyomların tedavileri konusunda cerrahi ve cerrahi dışı pek çok yöntemden söz edilebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Murat Dede, “Eğer hastanın herhangi bir şikâyeti yoksa genellikle düzenli takipler yeterli olur. Fakat acil tedaviler kapsamında kanamayla ilgili problemleri çözmek için farklı yöntemler kullanılabilir.
Bunların yanı sıra tedavilerde; ağrı kesici ve antienflamatuar ilaçlar, ilaçlı spiraller, hastada geçici menopoz etkisi yapan iğneler, doğum kontrol hapları ve moleküler düzeyde yeni grup ilaçlar da kullanılıyor” dedi. Cerrahi tarafta da uygulanan birçok yöntem olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Dede, kişiye özel tedavilerle miyomların kontrol altına alınabileceğini belirterek “Düzenli doktor kontrolleri ihmal edilmemeli” önerisinde bulundu.

Miyom ameliyatı olan hastalarda miyomların tekrar etme olasılığının yüzde 10’lara yakın olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Dede, “Bu hastaların 10 yıllık takipleri sonucunda, yüzde 45’inin rahim ameliyatına girdiği görülüyor” dedi. Prof. Dr. Murat Dede, miyomlarda risk faktörlerini şöyle sıraladı:

• Yaş (+40) 

• Erken yaşta adet görmek (10 yaş) 

• Aile öyküsü 

• Obezite, hipertansiyon

• Daha önce doğum yapmamış olmak 

• Geç yaşta ilk doğumunu yapmak

• Kahve tüketimi