Covid-19’un çok yüksek bulaş özelliğine sahip olan ve bu nedenle hızla yaygınlaşan Omicron varyantına karşı güçlü bağışıklık sistemi kilit rol oynuyor.
Fonksiyonel Tıp çalışmaları yürüten Acıbadem Fulya Hastanesi Uzmanı Dr. Aynur Ketene, bağışıklık sisteminin vücudu enfeksiyonlara, diğer hastalıklara ve zararlı maddelere karşı koruyan savunma sistemi olduğunu belirterek “Bağışıklık sistemi; kronik yorgunluk, uzamış stres, hareketsizlik, uykusuzluk, sağlıksız beslenme, vücut için elzem vitamin-mineral eksiklikleri ya da gelişigüzel kullanımları, toksin maruziyetleri, sedanter yaşam ve hipertansiyon-diyabet gibi kronik bir hastalığın varlığından olumsuz etkilenir. Yaşlanma ile birlikte hormonal-biyokimyasal işleyişin değişmesine bağlı olarak da bağışıklık cevabı azalır” diyor.
Aşılı olanların ve güçlü bir bağışıklık sistemine sahip kişilerin Omicron’u hafif belirtilerle atlatabildiğini söyleyen Dr. Aynur Ketene, aşısız, eksik aşılı, kronik hastalığı olan ya da bağışıklık sistemi zayıf kişilerin ise ağır geçirebildiğine dikkat çekiyor. Dr. Aynur Ketene, bağışıklık sistemini güçlendirmenin 8 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
BU BESİNLERİ MUTLAKA TÜKETİN
Mevsim sebze ve meyveleri, baklagiller, çiğ kuruyemişler, haftada en az üç gün fırında pişirilmiş balık tüketmek, yoğurt-kefir-turşu gibi fermente ürünleri eksik etmemek, sağlıklı yağlar (zeytinyağı, çörekotu yağı, avokado yağı, omega 3 balık yağı) tüketmek, hazır-paketli katkı maddeli trans yağ içeren gıdalardan uzak durmak gerekiyor.
Yeşil yapraklı sebzeler içerdikleri A, C, E, K vitaminleri folik asit, demir, selenyum, çinko, magnezyum mineralleri nedeniyle, mor renkli sebzeler ise yüksek antioksidan içerikleri nedeniyle bol miktarda tüketilmelidir. Dondurulmuş ürünlerin besin değerinin azaldığı unutulmamalıdır.
YETERLİ VE KALİTELİ UYKUYA DİKKAT EDİN
Melatonin hormonu gece 23.00-03.00 saatleri arasında salgılanan en güçlü antioksidanlardandır. Gece boyunca vücudu toksinlerden arındırıp, ertesi güne hazırlar. Bu nedenle özellikle bu saatler başta olmak üzere yeterli ve kaliteli uykuya özen gösterin. Bununla birlikte; melatonin yapımı için triptofan aminoasidi içeren et-tavuk-yumurta yemeye özen gösterilmeli; magnezyumdan zengin yeşil sebzeler, fındık, ceviz, badem gibi gıdalar her gün tüketilmelidir.
BOL SU İÇİN
Günde en az 2 litre su içmek hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi ve toksinleri atabilmesi için gereklidir. İçilen suyun pH’sı ve kaynağı da önemlidir. Toksinlerden uzaklaşmak için daha sağlıklı olabilecek cam şişeler veya arıtma sular kullanılmalıdır.
DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN
Düzenli egzersiz; kan dolaşımını, enerji düzeyini, bağışıklığı, antioksidan savunma kapasitesini, uyku kalitesini artırırken stres hormonlarını azaltır. Kilo kontrolüne yardımcı olur. Egzersiz mümkün olduğunca açık havada yapılmalıdır.
D VİTAMİNİNİZİ KONTROL ETTİRİN
D vitamini bağışıklık sistemi hücrelerinin aktifleşebilmesi için gereklidir. En güzel D vitamini kaynağı güneştir. Pencerenin ardından güneşten fayda sağlanamayacağı için ya pencere açık tutulmalı ya da açık havaya çıkılmalıdır. Hekime danışılmadan, D vitamini ölçümü yapılmadan gelişigüzel yüksek doz D vitamini alımı böbrek taşlarına neden olabilir. Bu nedenle mutlaka hekime danışmak gerekir.
TOKSİNLERDEN UZAKLAŞIN
Sigara, alkol, gereksiz ilaç kullanımı, deterjanlar, şampuanlar, makyaj malzemeleri, saç boyaları, plastik kaplar, kirli hava, yüksek gerilim hatları, florlu diş macunları, alüminyumlu deodorantlar, amalgam diş dolguları, klorlu yüzme havuzları, GDO’lu paketli- katkı maddeli gıdalar, pestisitler gibi toksinler vücuda ekstra yük oluşturmakta ve bağışıklık sistemini olumsuz etkilemektedir.
Bağırsaklar sağlıklı değilse sağlıklı bir bağışıklık sisteminden söz edilemez. Bağırsak florasını bozan en önemli risk faktörleri gereksiz kullanılan antibiyotikler, antibiyotik içeren hayvansal gıdalar, pestisitler, paketli, katkı maddeli, hazır, glüten içeriği yüksek gıdalar ve uzamış strestir.
Bu nedenle bağırsak florasını bozabilecek gıdalardan mümkün olduğunca uzak durun. Yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdaların ve bol lifli sebze-meyvelerin tüketimi dost bakterilerimizi besleyerek bağışıklık sistemini destekler.
GELİŞİGÜZEL VİTAMİN KULLANMAYIN
Enzimlerin, hormonların, biyokimyasal işlevlerin yapılabilmesi için vücudun vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır. D vitamini, B kompleks vitaminleri, C vitamini yanında magnezyum, selenyum, çinko, bakır, demir gibi mineraller vücudun olmazsa olmazlarıdır. Ancak vitamin ve mineraller birlikte çalıştıklarından, birinin fazla tüketilmesi diğerinin azalmasına yol açabilir. Doktor kontrolü olmadan hiçbir vitamin ve mineral gelişigüzel kullanılmamalıdır. Aksi taktirde uzun vadede ciddi tehlikelere yol açabilir.
NEFES EGZERSİZİ YAPIN, GÜLMEYİ UNUTMAYIN
Yoga, meditasyon, nefes egzersizlerinin sağlığa faydaları yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Dolaşım, sindirim, sinir ve endokrin sistemi uyararak bağışıklık sistemini aktive ederler. Nefes egzersizleri ile diyaframın uyarılması bizi sakinleştiren, uyutan, iyileştiren, sindirim sitemimizi çalıştıran parasempatik sinir sisteminin uyarılmasını sağlar. Kahkaha atmak da vagus sinirini uyararak stresi, kaslardaki gerginliği azaltır, bağışıklığı artırır.