Bütün büyükşehirlerde olduğu gibi Kocaeli sınırları içerisinde bulunan yerleşim merkezlerindeki keşmekeşlik artık içerisinden çıkılamaz bir hale gelince vatandaş konu ile ilgili olarak bulduğu her yetkiliye “Bu trafik nasıl düzelecek?” sorusunu daha fazla seslendirmeye başladı.
Büyükşehir Belediyesi sınırlarının yeniden belirlenmesi dolayısı ile Valilik binası esas alınıp her taraf büyükşehir olup köy kalmayıp her taraf mahalle olunca Jandarma mecburen orta yerden çekilmiş güvenliği sağlayan diğer birim olan Polis kuvvetlerinin sayısı da yetersiz kalınca trafik sıkışıklığına çözüm bulacak birimde nerede ise kalmadı.
Başta büyükşehir olmak üzere bütün ilçe belediyeleri bünyesinde bulunan Zabıta kuvvetleri günün 24 saati hemen her işe koşturmak zorunda kalıp mecburi bir şekilde trafik ile de ilgilenmeye başladılar ancak Emniyet birimlerinde bulunan yetkinin yüzde onu kadar yetkisi olmayan zabıta bu yapısı ile de “yerinde say marş marş” gibi enerjisini durduk yerde harcayıp gidiyor.
Artan trafik yoğunluğu dolayısı ile özellikle şehir merkezlerine artık bırakın araç ile yürüyerek bile gitme imkanı nerede ise yok, Yıllar yılı ihmal edilen çalışmalar dolayısı ile araçların artıp cadde ve sokakların yetersiz hale geldiği şu günlerde herkes trafiğin kilidini açacak bir anahtar aramakla meşgul.
Bu konuda yani trafiğin rahatlatılması noktasında vatandaşlarımızın özelikle de araç sürücülerinin daha uzun bir süre trafik kurallarına uyma gibi bir durumlarının olmadıkları görülüyor. Artan araç sayısı dolayısı ile son derece karışık bir hale gelen trafik için artık zabıtanın daha aktif bir hale getirilmesi gibi bir mecburiyet var.
Yerleşim merkezlerinde zaten dar olan cadde ve sokaklara park eden araçlara Trafik polisleri yetişebildikleri ölçüde ceza yazıyorlar ve bu yazılan cezalarda son derece etkili oluyorlar, Son dönemlerde önemli ölçüde artan trafik cezaları sürücüleri ister istemez daha dikkatli olmaya yönlendiriyor.
Ancak zaten yetersiz olan Polis sayısı 15 Temmuz tarihinde sahnelenmek istenen darbe girişimi sonrasında bilinen sebepler dolayısı ile daha da azalınca emniyet güçlerinin trafik ile ilgilenme yüzdesi daha da aşağılara düşmüş oldu.
Belediyelerin bünyesinde yıllardır zabıta birimleri var, yukarıda da belirtiğimiz gibi zabıtalar hayatımızın hemen her noktasında bizimle beraber, Son dönemlerde zabıta kuvvetleri trafik ile de ilgili olsalar da hepimizin bildiği gibi emniyet güçlerinin elinde bulundurdukları yetkilerin çok az bir kısmına sahip durumdalar.
İşte böyle bir nokta da TBMM’de alınacak bir karar ile zaten yerleşim merkezlerinde motorize bir şekilde 24 saat dolaşan Trafik zabıtalarına “Ceza Kesme” yetkisi verilir ve asayiş ile ilgili yetkileri biraz daha genişletilirse sanıyoruz ki sorunlar biraz daha hafifleyebilir.
İçerisinde bulunduğumuz günlere kadar belediye başkanları yapılacak seçimlerde oy kaybına uğrayacakları kaygısı ile bünyelerinde bulunan zabıtalara “Aman vatandaşa karşı dikkatli olun sizin yapacağınız en ufak bir hata direk olarak belediye başkanına yansıyacaktır” şeklinde talimat verdiklerinden zabıtanın da ister istemez eli kolu bağlanmış oluyordu.
Geldiğimiz noktada şehir trafiğinin rahatlaması adına zabıtanın yetkilerinin fazlalaştırılması en azından “Ceza yazma yetkisinin “verilmesi ile içinden çıkılmaz bir hale gelen trafiğin azda olsa rahatlayabileceği, araç sürücülerinin de “ Trafikte yanlış yaparsam zabıta anında ceza yazar” endişesi yaşayacağından trafikte bir miktar rahatlamanın olacağına inanıyoruz.
Şu sıralarda Zabıtanın yetkilerinin arttırılması ile ilgili belli belirsiz bir takım çalışmaların yapıldığını duyuyoruz, hazır vatandaş trafikten bu kadar “yanıp-yakılmışken “ adımların daha hızlı atılacağını düşünüyoruz.
Trafik Keşmekeşliği sırasında emniyet müdürlüklerini arayıp “Burada bir sıkıntı var bir ekip gönderebilirmisiniz” şeklindeki talebe “Ancak adli bir hadise olursa gelebiliriz lütfen zabıtayı arayın” cevabını alan vatandaş Zabıtayı arıyor ancak zabıtanın da yetkisi yok.
Artık zaman kalmadı, vatandaşın canını yakacak ve hepimizi derinden etkileyecek bir hadise meydan gelmeden zabıtaya ceza kesme yetkisi verilirse yukarıda da belirttiğimiz gibi geçici de olsa bir rahatlama olacaktır, aksi takdirde her geçen gün trafikte meydana gelebilecek olaylar hepimizin hayatında derin yaralar açacaktır.