Özal-Demirel-Gül

GÜNDEM

Özal-Demirel-Gül



Yazımıza bir hakkı teslim ederek başlamak istiyoruz, biz AK Partili değiliz ancak siyasete bir  partinin Kasımpaşa ilçe başkanlığında başlayıp İl başkanı, Belediye başkanı, Milletvekili, Başbakan ve en sonunda da Cumhurbaşkanlığı makamına kadar ulaşma başarısını gösteren Recep Tayyip Erdoğan’ın bu başarısının siyaset yapmak isteyen herkese örnek olması ve istenildikten sonra siyasetin talep edilen her başarıyı o insanın önüne sereceğinin de en büyük ispatıdır.

1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyetinin 1950’de çok partili hayata geçmesi ile kendisine güvenen ve “Benim bu ülke için yapacaklarım” var diye düşünen her siyasetçi adayının kartlarını doğru oynadığı takdirde siyaseten var olan basamakları da tek tek çıkacağı gerçeği de Cumhuriyetimizin en büyük kazanımları olsa gerek.

Türkiye önümüzdeki Nisan ayında koşar adım Referanduma doğru gidiyor, Vatandaş Nisan ayında sandığa gidip vereceği oylar ile Türkiye’de var olan sistemin değişmesine yada değişmemesine vesile olacak kararı alacak, sonrasında ise sandıktan ister EVET çıksın ister HAYIR çıksın Türkiye yeni bir siyasi mecraya doğru ilerlemeye başlayacak.

Önceki gün AK Partiye yakın bir Televizyon kanalında denk geldiğimiz bir açık oturumda isimlerinin önünde Prof. ya da Dr. ibaresi bulunan 3 kişilik bir tartışmacı grubun tamamı “Türk milleti Nisan ayında vesayeti yerle bir edecek ve ilk defa sivil bir Cumhurbaşkanı seçecek” ifadesini kullanınca “Eh be kardeşim Allahtan korkmadığınız belli ama hiç değilse kuldan utanın” demekten kendimizi alamadık.

12 Eylül 1080 ihtilali öncesi Demokrasi mücadelesi verilen bu uğurda da başbakan ve bakanların asıldığı bir ülke olarak anıldığımız noktada şu an tamamı Rahmetli olan Süleyman Demirel’in, Bülent Ecevit’İn, Necmettin Erbakan’ın, Alparslan Türkeş’in “Sivil Demokrasi gelmesi” adına ne büyük mücadeleler verdikleri de bizim yaş grubu tarafından iyi kötü hatırlanmaktadır.

12 Eylül İhtilali sonrası bugünlerde “Demokrasi havarisi” kesilen sevgili vatandaşlarımızın yüzde 92 oranındaki verdikleri oy ile Cumhurbaşkanlığına seçilen Kenan Evren’in neresinin “Sivil Cumhurbaşkanı” olduğu ile ilgili sorular bizim anılarımızda halen daha tazeliğini koruyor.

ANAP’ın iktidarı döneminde bir taraftan Kenan Evren’den kurtulmak diğer taraftan da daha sivil bir yönetime geçebilmek adına dönemin başbakanı Turgut Özal’ı asla sevmememize rağmen onun 09 Kasım 1989- 17 Nisan 1993 yılları arasında ki dönemde Cumhurbaşkanlığı makamına çıkmasına en fazla biz sevinmiştik.

Turgut Özal’ın vefat etmesinden sonra 16 Mayıs 1993-16 Mayıs 2000 tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı makamına çıkan Süleyman Demirel kadar sivil, onun kadar darbelerin ve darbecilerin azizliğine uğramış, onun kadar büyük sıkıntı çekmiş Çoban Sülü olarak anılmaktan kesinlikle gocunmamış, İslamköy’den çıkıp Cumhurbaşkanlığı makamına oturan daha sivil hangi siyasetçi vardı ki.?

Süleyman Demirel sonrası Cumhurbaşkanlığına seçilen Anayasa Mahkeme Başkanı Ahmet Necdet Sezer bize göre en demokratik ve en geniş siyasi yelpaze ile cumhurbaşkanı olan isimdir, Cumhurbaşkanlığı adaylığına giden süreçte Bağımsız Ahmet Necdet Sezer, Fazilet Partili Nevzat Yalçıntaş, MHP'li Sadi Somuncuoğlu, DYP'li Rasim Zaimoğlu, Bağımsız Mehmet Mail Büyükerman, ANAP'lı Yıldırım Akbulut, DYP'li Doğan Güreş, DYP'li, Ahmet İyimaya, ANAP'lı Agah Oktay Güner, DSP'li Oğuz Aygün’de adaylık için başvurmuş ancak Bülent Ecevit-Devlet Bahçeli-Mesut Yılmaz-Tansu Çiller ve Recai Kutan’ın ortak imzası ile aday gösterilen Ahmet Necdet Sezer 330 TBMM’de 330 oy alarak Demirel sonrası Cumhurbaşkanı seçilmiş ve 16 Mayıs 2000-28 Ağustos 2007 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı yapmıştır.

Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı sonrası dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’de “Cumhurbaşkanı adayımız kardeşim Abdullah Gül’dür” şeklindeki açıklaması ile 28 Ağustos 2007-28 ağustos 2014 tarihleri arasında Cumhurbaşkanı olarak diğer isimleri gibi bu memlekete hizmet etmiştir.

Turgut Özal’ı, Süleyman Demirel’i, Ahmet Necdet Sezer’i ve Abdullah Gül’ü “sivil siyasetçi” saymayan ve Nisan ayında yapılacak Referandumda “Türk milleti ilk kez sivil bir Cumhurbaşkanı seçerek Askeri vesayete son verecek” diye düşünen ve isimlerinin başında Prof. Doç. Dr. yazan bu aklı evveller hadi diğer siyasi partileri bıraktık muhtemelen AK Partiyi de “Askeri Vesayetin” temsilcisi olarak görüyorlar ki böyle bir akıl yürütüyorlar.

Ahmet Necdet Sezer’in seçilmesi sırasında DYP’de milletvekili olan ve Sezer’in karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkan DYP’li Ahmet İyimaya’dan bile “Yahu arkadaşlar yazıktır milleti bu kadar enayi yerine koymayın” şeklinde bir açıklama gelmediğine göre siz varın artık gerisini hesap edin.

Sürekli belirttiğimiz bir meseleyi tekrar yazıyoruz, Referandumdan EVET çıkabilir HAYIR’da çıkabilir, sandıktan ne çıkarsa çıksın Türkiye’de siyaset hep var olacak, Türk insanı dünya durdukça daha çok lider seçecek ancak bugün “Askeri Vesayete son” diye çığlık atan vatandaşlarımızda ara sıra “Yahu ben Sivil Demokrasi diye ortalığı yıkıyorum ama 12 Eylül 1980 sonrası Beşli cuntanın başı Kenan Evren’e de yüzde 92 oy verdim” şeklindeki eyyamcılığı da asla unutmamalıdırlar.

Bizi bu tür sıkıntılardan kurtaracak ve toplumu sükunete davet edecek kişiler siyasetçilerdir, Siyasetçi dün seçmeni nasıl sakin kafa ile ikna etti ise bugünde o yolu deneyerek peşinden koşturmanın yollarını aramalıdır, aksi bir durum zaten iyiden iyiye kamplaşan bu milleti birbirine daha fazla düşman etmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır. 


Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.