İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu; TBMM CHP Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun katılımlarıyla, Kabataş-Mecidiyeköy metro hattında incelemelerde bulundu.İSTANBUL (İGFA)- İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kabataş-Mecidiyeköy metro hattı arasındaki son rayların kaynatma işlemini, TBMM CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu tanıklığında gerçekleştirdi. “Bütün bu ulaşım aksiyonları, İstanbul’un yoğunlaşan nüfusuna çözüm bulma gayreti” diyen İmamoğlu, kenti bekleyen en büyük sorunlardan birinin “Kanal İstanbul” olduğuna vurgu yaptı.
Kanal İstanbul’un, şehir ve ülke için büyük bir tehdit olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İstanbul'a bugün var olan ulaşım aksları; yani caddesi, sokağı vesairesine yüzde 20 daha artı bir yük getirecek. Su ihtiyacından, kanalizasyon ihtiyacından vesairesine kadar, 2-2,5 milyonluk bir kent... Ki hiçbir zaman bu tür tasarımlar, çizildiği hatta kalmaz. O bir virüs gibi devam eder” dedi. Hattın birinci etabı olan 18 kilometrelik, 15 istasyonlu bölümü, 28 Ekim 2020’de işletmeye alındı. İşletmeye alındığı günden bu yana, aylık ortalama yüzde 99,94 servis elverişliliği performansına ulaşan hatta, 137.326 başarılı sefer gerçekleştirilip, toplam 32 milyon yolcuya hizmet verildi.
“TRANSFER MERKEZİ İHTİYAÇLARINI ÇÖZEN BİR PROJE OLUŞTURDUK”
Kabataş’ın yaklaşık 5-6 yıldır şantiye görünümünde olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Orada bir kısım proje tartışmaları yaşandı. Bu proje tartışmaları sonucunda önce bir proje yapıldı. Buna büyük bir tepki gösterildi. Sonra bir başka proje yapıldı. O da transfer merkezi ihtiyacını karşılayan bir boyutta değildi. Sonra biz, Kabataş'a bir proje çalıştık. Uzun bir çalışma yürütüldü orada. Gerçekten hem çevreci hem de çevreyi rahatsız etmediği gibi, transfer merkezi ihtiyaçlarını da çözen bir proje oluşturduk. Bu arada inşaatı başladı. Yani kuruldan izinleri çıktı. Dolayısıyla eş güdümlü bir şekilde hem Kabataş'taki bu transfer merkezimiz bitecek hem de bu bahsettiğim 2024’e kadar Kabataş'a ulaşan bu hat, bir nevi insanlarımızı Mahmutbey'den Kabataş'a kadar ulaştırmış olacak” dedi.
“Bütün bu ulaşım aksiyonları, İstanbul’un yoğunlaşan nüfusuna çözüm bulma gayreti” diyen İmamoğlu, “Burada özellikle hem Cumhuriyet Halk Partisi hem İYİ Parti, ki gerçekten Millet İttifakı’nın ana unsurları olan iki kıymetli partimizin bir arada olduğu noktada şunu söylemek isterim ki; şehrimizi tehdit eden, kentleşmeyi vahşi hale getiren, bugünkü koşullarda dahi neredeyse 20 milyon aktif nüfusu besleyen ve konut rezerviyle bunun çok daha üstünde de rezervi olan bir kente ilave sorgusuz, sualsiz, araştırmasız bir takım rezervlerin katılmak istenmesi, katılmasının istenmesi bu şehrin var olan sorunlarına çözüm bulmaya çalışırken, yeni sorunlarla boğuşmaya dönük bir kapı aralamadır” ifadelerini kullandı. Kenti bekleyen en büyük sorunlardan birinin “Kanal İstanbul” olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi:
“BÜYÜK SORUN, BÜYÜK TEHDİT”
“Bu, büyük bir sorun. Bu büyük bir tehdit. Yani ne yazık ki yapılmasında, Montrö Antlaşması’nın ne kadar böyle hani lüzumsuz vesaire gibi cümlelerle anıldığı noktada, bugün aslında ne kadar tarihi bir mirasın bize kaldığını, uluslararası platformda da görüyoruz. O işin ayrı boyutu. Ama çevresel etkisi, şehir yaşamına etkisi… Yani İstanbul'a bugün var olan ulaşım aksları; yani caddesi, sokağı vesairesine yüzde 20 daha artı bir yük getirecek. Yani bunun su ihtiyacından, kanalizasyon ihtiyacından vesairesine kadar 2-2,5 milyonluk bir kent... Ki hiçbir zaman bu tür tasarımlar, çizildiği hatta kalmaz. O bir virüs gibi devam eder. Yani o Çatalca’nın güzel ormanlarına doğru girer. Durusu'nun, o güzel Terkos'un etrafını işgal etmeye başlar. Şehirleşmenin İstanbul'daki seyrini, hepiniz en az benim kadar çok iyi biliyorsunuz. Bu bağlamda, bugünün ihtiyaçlarını çözen, bugün ihtiyaçlarını çözmeye dönük yeni projeler arayışında olan İstanbul şehrinin önüne, bu tür tehditlerin koyulmaması konusunda gerçekten hem Cumhuriyet Halk Partimizin hem İYİ Partimizin yüksek desteklerini de arzu ettiğimizi, istediğimizi belirtmek istiyorum.”