Hayatımızın her anında bizi yönlendiren siyaset arenasına çıkabilmek, çıktıktan sonra da orada kalabilmenin ne kadar zor olduğunu bilmeyen yok. Herkesin bir birinin kuyusunu kazdığı, kimsenin en yakınındakinin bile gözünün yaşına bakmadığı siyasetten bahsediyoruz.
Kocaeli kamuoyu bugünlerde Milletvekili Fikri Işık’tan bahsediyor. 24 Haziran tarihinden sonra kabinede yer almayan ve siyasete sade bir milletvekili olarak, ancak ilk günkü aşk ile Kocaeli sınırları içerisindeki yerleşim merkezlerinde adım atmadık yer bırakmayan Fikri Işık’ın bu olağanüstü performansı kimisini kıskandırıyor, kendisini yıllardır sessiz ve sakin bir şekilde takip eden ve siyaset demek sadece Bakanlık demek değildir diye düşünen birisi olarak bizi de keyiflendiriyor.
Aşağıdaki yazıyı bundan yaklaşık 6 ay önce yazmış ve başlığını da "Kocaeli’nin Fikri Işık’a teşekkür borcu var" koymuştuk. Kocaeli’ne iki bakanlık ve bir başbakan yardımcılığı getirme başarısını yakalamış bir siyasetçiye övgüler dizilmesi gerekirken, bugünlerde adeta saha dışına çıkartılmak istenilen bir siyasetçiye yapılmaya çalışılan haksızlığı anlayabilmek mümkün değil.
Bizden beş yaş küçük yani 1965 Gümüşhane doğumlu Fikri Işık, her ne kadar ilkokula memleketinde başlamışsa da ailesinin son derece kalabalık Gümüşhaneli nüfusun bulunduğu Hereke’ye göç etmesi sebebi ile ilkokul ikinci sınıftan itibaren eğitimine Kocaeli’nde devam ediyor.
Fikri Işık, ilkokulu Hereke Sümer İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi İzmit İmam-Hatip Lisesi’nde tamamlıyor. Üniversite eğitimini de Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fen Bilimleri Eğitimi Matematik Öğretmenliği bölümünde 1989 yılında tamamladıktan sonra bizim de bir süre danışman olarak görev yaptığımız Özel Seymen Eğitim Kurumları’nda öğretmenlik yapmış.
1999 yılında biz MHP’den Kocaeli Milletvekili adayı olarak Çayırova’dan, Köseköy’e kadar her gün 4-5 yerde, milletvekili seçildiğimiz takdirde cezaevinde bulunan bölücübaşı Abdullah Öcalan’ı asacağımız, yine aynı seçimde MHP’den Antalya milletvekili adayı olan başörtülü Nesrin Ünal’ı başı kapalı halde TBMM’ye almamak gibi bir gaflete düşen Meclis başkanını yumruklayacağımız şeklinde hamaset dolu nutuklar atıp, vatandaştan da bize olağanüstü gaz veren alkışlardan sonra havalarda uçarken, Fikri Işık’ında aynı tarihte yani 1999 yılında Fazilet Partisi’nden Hereke belediye başkan adayı olduğunu öğrendik.
Tabi seçim akşamı sandıklar açıldığında biz milletvekili seçilemedik. Aynı gün Fazilet Partisi’nden Hereke belediye başkan adayı olan Fikri Işık’ın da bizim gibi seçilemediğini öğrendik. Zira sandıklar açıldığında CHP’nin adayı Ahmet Arıt Hereke belediye başkanı seçilirken, FP adayı Fikri Işık’ta CHP-DYP ve ANAP’tan sonra seçimi dördüncü sırada tamamlayarak belediye başkanlığı serüvenini kapatıyordu.
Aradan yaklaşık 2 yıl geçti. Tayyip Erdoğan ve arkadaşları tarafından AK Parti Türk siyasi hayatına merhaba dedi. Partinin kurulmasından sonra muhtemelen siyaset yapsam mı yapmasam mı diye düşünen Fikri Işık, kendisini bu günlere getiren süreci “20 Ekim 2001 tarihinde kurucu il başkanımız Nihat Ergün beyin daveti üzerine AK Parti Kocaeli kurucu il yönetim kurulu üyesi ve AR-Ge’den sorumlu il başkan yardımcısı olarak göreve başladım” sözleri ile kamuoyuna duyuruyordu.
O başlangıç tarihinden itibaren Fikri Işık’ın siyaset merdivenlerini baş döndürücü bir şekilde tırmanması hepimizin gözleri önünde cereyan etti. İl başkan yardımcılığı ile başlayan yeni siyasette önce il başkanlığı, hemen sonrasında da Kocaeli milletvekilli olarak TBMM’ye merhaba diyen Fikri Işık, ODTÜ mezunu bir matematikçi olarak dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından Milli Eğitim Komisyon başkanı olarak görevlendirildi.
Kendisinden önceki Bakan Nihat Ergün’ün yerine Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak görevlendirildiğinde dostları çok sevindi. Siyaseten rakibi olanlarda "Başbakan Erdoğan Kocaeli’de yatay bir geçiş yapıyor, kısa bir zaman sonra Fikri Işık’ı görevden alır ve Kocaeli’de bakansız bir şehir olarak yola devam eder" düşünüyorlardı ki Işık, ikinci kez aynı bakanlıkta görevlendirilince, siyasi rakipleri de işlerin kendi düşündükleri gibi olmadığını da yavaş yavaş anlamaya başladılar.
Her kabine değişikliğinde artık Bakanlar Kurulu dışında kalacak denilen Fikri Işık, 15 Temmuz öncesi Milli Savunma Bakanı olarak kabinede görev alınca kendisinin Kocaeli’de ki siyasi rakipleri bu kez de "Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı icracı bir bakanlıktı etki alanı fazla idi. Milli Savunma Bakanlığı memur bakanlık hiçbir etkinliği olamaz" edebiyatı yapmaya başladılar.
Hepimizi derin acılar içerisinde bırakan 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Milli Savunma Bakanı olarak son derece başarılı bir sınav veren Fikri Işık, Milli Savunma Bakanlığı görevi sona erer ermez, Kocaeli’de yaşayan partili partisiz hemen herkesi sevindiren bir gelişme ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. Hatta bazı zamanlarda Başbakan Binali Yıldırım’ın yurt dışına gitmesi sırasında vekaleti kendisine bırakması dolayısı ile Başbakanlık makamını birkaç günlüğüne de olsa Kocaeli’ye gelmesine vesile oldu.
Fikri Işık bir siyasi partinin genel başkanı değil. Dolayısı ile genel başkan olarak siyasete başlamayan birisinin Başbakan ya da Cumhurbaşkanı olarak beklentiye girmesi de zaten söz konusu değil. Bu yüzden Fikri Işık’ın bu iki makam dışında, var olan son derece önemli bakanlıklar dışında Başbakan yardımcılığı gibi bir makamı Kocaeli sınırları içerisinde taşıması her türlü takdirin üzerindedir.
24 Haziran sonrasında artık kabul etmek gerekir ki Türkiye’de siyaset tamamen değişti. Siyasete bağlı olarak yönetim mekanizması da değişti. Değişen bu yapı içerisinde Fikri Işık, bugüne kadar bulunduğu makamlar kadar hatta onların daha üstü bir noktada görevlendirilebilir miydi? Elbette ki bu olurdu ancak bu takdir bilindiği gibi sadece ve sadece 24 Haziran tarihinde Cumhurbaşkanı olarak seçilen Tayyip Erdoğan’ın uhdesinde idi ve Erdoğan’da şimdilik Fikri Işık ile ilgili bir tavassutta bulunmadı.
Ancak unutmamak gerekir ki Fikri Işık halen daha TBMM’de Kocaeli milletvekili olarak bulunuyor ve Tayyip Erdoğan’a bir telefon mesafesinde. Yarının Türkiye’ye ya da Fikri Işık’a neler getireceğini tahmin etmek zor ancak bu zamana kadar kendisine verilen tüm görevleri başarı ile yerine getiren Işık’ın bundan sonra da gerekli olduğunda anılacak ilk kişi olacağı konusunda en azından bizim kanaatimiz tamdır.
Bütün bu anlatmaya çalıştığımız gelişmelerden sonra diyeceğimiz odur ki Çayırova’dan, Köseköy’e kadar olan sınırları kapsayan Kocaeli’de yaşayan her kesin, ODTÜ mezunu başarılı bir Anadolu gencinin dişleri ile tırnakları ile kaza kaza var olduğu siyaset arenasında Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Başbakan yardımcılığı gibi hepimizin göğsünü kabartan makamları ilimize getirmesi dolayısı ile bütün Kocaeli’nin Fikri Işık’a teşekkür borcu olduğunu düşünüyoruz.
Bir kez daha belirtiyoruz yarınların Fikri Işık’a siyaseten neler getireceğini Allah bilir. Ancak yarın ne olacağını bilmeden 1999 yılında Hereke belediye başkan adaylığı ile başlayıp mübarek Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan Yardımcılığı gibi şimdilik sonlanan olağanüstü bir kariyer için bile Fikri Işık’a helal olsun demek gerekiyor.
Bir düşünür "Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir" diyor. Bize de düşen siyaset gibi ayakta durmanın çok zor olduğu mecrada uzun yılladır başarılı bir şekilde mücadele eden dostlarımızı alkışlamaktır. Zira böylesi başarılar Allah’ın yarattığı her kula nasip olmuyor ki.
Biz çok uzun yıllar sonra Fikri Işık ile aynı partide siyaset yapma imkanı bulduk. Ancak yazımızın başında da belirttiğimiz gibi daha AK Parti Kocaeli İl başkanı iken tanıdığımız ve siyaseten aldığı mesafeleri an be an izleyip dostlarımıza "Bir insanın azim ettiği, çaba gösterdiğinde nasıl başarılı olacağına en iyi örnek Fikri Işık’tır" diye örnek gösterdiğimiz bir siyasetçinin arkasından konuşmak Allah’ın da hoşuna gitmez, Allah’ın yarattığı kullarında hoşuna gitmez.
Bizden söylemesi.