JEOLOJİ mühendisi Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, depremleri 48 saat öncesinden belirleyebilen bir sistem olmadığını belirterek, İtalya’da 6.5 büyüklüğündeki depremden önceki sarsıntılar nedeniyle yöneticilerin tehlike oluşturan binalara girilmemesi uyarılarıyla can kaybının önüne geçildiğini söyledi.
Yard. Doç. Dr. Gündoğdu, Avcılar Belediyesi’nin halkı bilgilendirmek amacıyla Zübeyde Hanım Evlendirme Dairesi salonunda her ay düzenlenen toplantısına katıldı. Gündoğdu toplantıda, İtalya’da Pazar günü meydana gelen ve son açıklamalara göre 6.5 büyüklüğündeki depremin, 48 saat öncesinden uyarılar yapılması sonucu can kaybı olmamasına ilişkin haberleri değerlendirdi.
Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, İtalya'da 6 Nisan 2009 tarihinde L'Aquila kentinde yaklaşık 300 kişinin öldüğü 6.3 büyüklüğündeki depremden sonra, halkı yanlış yönlendirmekle suçlanan 7 İtalyan bilim insanının, 6’şar yıl hapis cezasına çarptırıldığını ancak bu cezanın yüksek mahkemeye götürülmesi sonucu beraat ettiklerini söyledi.
Gündoğdu, şöyle konuştu:
"Bu orada olan 5’inci büyük deprem. Depremler silsilesi 2009’da başlıyor. Son depremi önce 7.2 son olarak 6.5 büyüklüğünde verdiler. Orada 10 gün önce 6.1 büyüklüğünde deprem var. 6.1’den sonra olan depremler arttı. Yani bunlar 6.5 depreminin öncüsü oldu. Çünkü kırılan alan yukarı doğru gidiyor. Depremi önceden belirleyen bu konuda İtalya’da bir çalışma yok.
Depremi sadece birkaç saniye öncesinde tahmin edilen erken uyarı ve önceden tahmin ettiğimiz bilgiler var. İtalya’daki halk orada zaten sürekli sallandığı için zaten tedirginlik içerisinde. Kent, kültür kent konumundaki eski binaladan oluşuyor. 10 gün önce yine büyük bir deprem oldu. Orada öncü ve artçı depremler birbirine karıştı gibi.
Sürekli sallantı olduğu için oradaki ilgili kurum uyarıyor. ‘Sağlam olanlar girebilirler ama diğerleri için girmeyin’ deniliyor. Can kaybı olmadı. Deprem tam kentin ortasında değil biraz uzak noktada oluyor. 2009’da 300 kişinin öldüğü deprem, tam kentin ortasındaydı. Orada parça parça faylar var. Bu faylar çok büyük boya sahip değil ama düşey hareketlerde bizim Gediz’deki gibi olabilir."
Yard. Doç. Dr. Gündoğdu, 6.5 büyüklüğündeki son depremde 2009 yılındaki gibi Radon gazı ve mikro depremlerin arttığına dair bir durum olmadığını, son depremde daha önceki kayıplar, daha önce yargılanan Büyük Riskler Komisyonu üyelerin, yargı sürecinin de etkisiyle halka yapılan uyarıların sonuç verdiğini ekledi. Gündoğdu, bir soru üzerine günümüz teknolojisi ile yapay büyük depremler yaratılamayacağını söyledi.