Çok uzun yıllar önce ticaret odasının düzenlediği bir etkinlik sonrasında organize edilen tanışma ve kaynaşma yemeğinde iki İtalyan işadamı ile tanışmıştık.
İtalyan işadamlarının çok sık aralıklar ile Türkiye’ye geldiklerini öğrendiğimizde, "Burada ilginizi çeken nedir?” sorusunu yönelttik. İşadamlarından birisi “Bizim İtalya’da önümüzdeki ay, ondan sonraki ay, hatta gelecek yıl ne yapacağımız aşağı yukarı bellidir. Dolayısı ile İtalya’da bizim için monoton bir hayat var. Halbuki Türkiye tam anlamı ile aksiyon dolu bir ülke. Bırakın bir ay sonrasını yarın sabah ne olacağı belli değil bu durum ister istemez bizi de heyecanlandırıyor” cevabını vermişti.
Son birkaç gündür dövizde özellikle de dolarda meydana gelen inişli çıkışlı durumu gördüğümüzde nedense aklımıza İtalyan işadamının “Türkiye heyecan ülkesi” ifadesi geldi, bırakın 24 saati yarım saatte hatta dakikalar içerisinde meydana gelen ve işin garibi 84 milyon vatandaşın hayatını bire bir ilgilendiren bu iniş çıkış hemen hepimizi hayret bir o kadarda şaşkınlık içerisinde bıraktı.
Bu kadar aksiyonu bol bir ülkede yaşamak son derece monoton bir hayat yaşayan Avrupalı için heyecan verici olabilir ancak nerede ise gelen her günün önceki günü arattığı bir noktada bu kadar aksiyonun artık bizi de yorduğunu söylememiz gerekiyor.
Birkaç kez daha belirtmiştik bizim zaten dövizle, faizle ya da para ile ilgili meselelere son derece uzak bir hayatımız var. Belki ticareti iyi bilmediğimizden belki iktidar denilen o sihirli yapının sürekli çok uzağında bulunduğumuzdan olsa gerek, bugünlerde elindeki yüz lira ile dolar alıp yükselmesini bekleyen vatandaşlarımızın içerisinde bulunduğu sıkıntılar ile karşı karşıya kalmadık.
Epey bir zaman sonra yurt dışına çıkmak adına vize almak için ilgili kuruma gidip vize masrafı için istenilen 100 euronun karşılığı olan bin 375 lirayı döviz bürosuna verince nasıl bir bela ile karşı karşıya kaldığımızı da anında anlamış olduk.
Normal olarak bir ABD dolarının bir Türk lirası olması gerekirken 17 liraya çıkması sonrasında 13 lira civarına inmesi nerede ise milli bir bayram olarak kabul edildi, halaylar çekildi, davul zurna eşliğinde halk oyunları oynandı.
Muhtemeldir ki yaşadığımız aksiyon dolu günler bundan sonrada daha uzun bir zaman devam edecek, döviz çıkınca halk sinirlenecek indiğinde sevinç gösterileri atılacak ama içerisinde bulunduğumuz sıkıntılar bir türlü sona ermeyecek.
Bizim üretmekten ve ürettiğimiz ürünleri bizim dışımızdaki ülkelere ihraç etmekten başka hiçbir şansımız yok. Ülkede üretim olmayınca ister istemez dışarıdan sıcak para bulmak gibi bir mecburiyet ortaya çıkıyor ve artık alışık olduğumuz aksiyonlar 7/24 yaşanmaya başlıyor.
Bu kadar aksiyona kalbimiz nasıl dayanacak ?
İşin doğrusu cevabı bizde bilmiyoruz.