Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi’nin yayımladığı yeni tebliğe göre tahsil edilmeyen kamu alacaklarının zaman aşımı süresi 5 yıl olarak belirlendi.
Vergi borçlarında da bu durumun uygulanması gerektiğini ama pratikte uygulanmadığını ve vatandaşın zaman aşımı hakkının elinden alındığını söyleyen Rehber Hukuk Bürosu Kurucu Avukatı Ahmet Çetinkaya “Zaman aşımına uğramış borçlar eksik borçlardır ve alacaklı tarafından talep ve dava edilemez. Yani zaman aşımına uğramış bir alacağı devlet dahi olsa zorla alamaz. Bu durumda olan vatandaşlar haklarını mutlaka hukuki yollardan aramalı” dedi.
16 Nisan 2016 Cumartesi günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Tahsilat Genel Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile tahsil edilemeyen kamu alacaklarının zaman aşımı süresi 5 yıl olarak belirlendi. Borçlu vatandaşlardan ya da şirketlerden 5 yıl içinde tahsil edilemeyen tüm alacaklar silinecek.
Buraya kadar her şey borçlu vatandaşlar ve şirketlerin lehine görünüyor fakat vergi borçlarında durum biraz farklı. Bu tebliğin şirketler ve vatandaşlar için çok avantajlı düzenlemeler getirdiğini söyleyen Rehber Hukuk Bürosu Kurucu Avukatı Ahmet Çetinkaya yayımlanan tebliğe göre kamu alacaklarının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağını dile getirdi.
Bunu bir örnekle açıklayan Çetinkaya “2016 yılında ödenmesi gereken bir kamu borcunun 2016 yılında ödenmemesi durumunda, bu borçla ilgili zamanaşımı 2017 takvim yılının başından itibaren işlemeye başlayacak ve 31.12.2022 tarihinde sona erecek. Böylece süresi içinde tahsil edilemeyen borç devlet tarafından silinmiş olacak” dedi.
Ancak vergi borçlarında durumun diğer kamu borçlarından biraz farklı olduğunu ve zaman aşımı süresinin dolmasına çok kısa bir süre kala borçlu mükellefler adına 1’ er liralık ödemeler yapıldığını ve bu sayede zamanaşımı süresinin kesildiğini belirten Çetinkaya “zaman aşımı süresinin kesilmesi de zaman aşımı süresinin durdurulmasından farklı bir durumdur, yani zaman aşımının kesilmesi sürenin en baştan yeniden başlamasıdır” dedi.
PEKİ BİR MÜKELLEF KENDİSİNE HİÇ BİR FAYDA
SAĞLAMAYAN 1 LİRALIK ÖDEMEYİ NİYE YAPSIN?
Avukat Ahmet Çetinkaya bu soruyu, “Bu durum öncelikle hayatın olağan akışına aykırıdır. 5 yıla yakın bir süre ekonomik imkansızlık veya farklı sebeplerle devlete borcunu ödeyemeyen vatandaşın zaman aşımı süresinin dolmasına kısa bir süre kala 1 liralık ödeme yapması akla ve mantığa aykırı bir durum olmasına rağmen uygulamada bu duruma sıkça rastlanmaktadır.
Bunun asıl nedeni vergi dairesi çalışanlarının zaman aşımını kesmek için mükellefler adına bu parayı yatırıyor olması. Eskiden bu paraları vergi dairesi memurları kendi aralarında 1 er lira toplayarak ödüyorlardı.
Fakat bilgisayar sistemine geçildikten sonra vergi dairesi memurları tahsilattan arta kalan çok küçük miktarlardaki (kuruş bazında) kaydi paraları zaman aşımına uğrayacak hesaplara eşit miktarda mahsup ederek zaman aşımını kesiyorlar.
Bunu yapmalarının nedeni ise onları denetleyen üstleri tarafından yapılan baskı. Halbuki bu paraların tahsil edilememesine vergi memurları değil zaman zaman mükelleflerin art niyetleri ve kurumlar arası iletişimsizlik neden olmaktadır” diyerek cevapladı.
DEVLETİN BU YASAYI ÇIKARMA SEBEBİ NE O ZAMAN?
Devletin bu yasayı çıkarırken ki asıl amacının da tam olarak reel alacağının ne kadar olduğunu belirlemek olduğunu dile getiren Çetinkaya, zaman aşımına uğraması engellenen bu alacakların devleti de yanılttığını söyledi.
Tahsil kabiliyeti olmamasına rağmen devletin hala alacak bakiyesi altında yer almaya devam eden bu tür alacakların bütçe hesaplamalarında da yanılgıya neden olduğunu ve bu yüzden Maliye Bakanlığı’nın acilen bu konuya bir çözüm bulması gerektiğini ısrarla ifade etti.
Avukat Çetinkaya vatandaşa tanınan bu hakkın vatandaş tarafından kullanılmasının önüne geçen ve uygulamada sıkça rastlanan bu duruma bir an önce son verilmesinin hukuka olan güvenin sarsılmaması adına çok önemli olduğunu belirtti.
ZAMAN AŞIMININ VATANDAŞA SAĞLADIĞI YARAR NEDİR?
Tahsil zamanaşımına uğrayan alacağın Borçlar Kanunu hükümlerine göre eksik borç haline geldiğini de değinen Avukat Ahmet Çetinkaya, bu borçlarda da bir borcun söz konusu olduğunu fakat borçlu kendi isteği ile ödeme yaparsa bu ödemenin geçerli olacağını söyledi.
Çetinkaya “Bu tür borçlar, alacaklı tarafından talep ve dava edilemeyen borçlardır. Yani zaman aşımına uğramış bir alacağı devlet dahi olsa zorla alamaz. Bu durumda olan vatandaşlar haklarını mutlaka hukuki yollardan aramalı” diyerek sözlerini bitirdi.