Algı yönetimi, 21.yüzyılın en önemli silahıdır.
Devletler kendi hedefleri doğrultusunda uyguladıkları politikaların meşruiyetini sağlamak için psikolojik operasyon, algı yönetimi, halkla ilişkiler dâhil birçok yöneteme başvurular.
Özellikle iletişim çağı dediğimiz bu yüzyılda bu yöntemler çok daha fazla önem arz ediyor.
Toplumu, devletleri ikna etmek, moral ve motivasyon değerlerini manipüle etmek için sık sık başvurulur.
Toplumu, devletleri ikna etmek, moral ve motivasyon değerlerini manipüle etmek için sık sık başvurulur.
ABD Tenis Birliği tarafından düzenlenen FED CUP ’ta Almanlar tamda böyle bir psikolojik operasyona maruz bırakıldılar.
FED CUP ‘ta ABD ile Almanya’nın Tenis Milli Takımlarının karşılaşması öncesi yapılan seremonide Nazi döneminin sembolü haline gelen marşın çalınması sporcular üzerinde moral ve motivasyon bozucu bir tesir yaptığı gibi sanırım Alman toplumu üzerinde de aynı etkiyi bırakmıştır.
Bu iki büyük devlet tarihte birçok kez karşı karşı karşıya geldiler. Her seferinde Almanya’nın yenilgisi ile sonuçlandı.
İlk olarak I. Dünya Savaşında ABD İtilaf Devletlerinin yanında sonradan savaşa girmesiyle savaşın seyri hızla değişmiş Almanların mağlubiyeti ile sonuçlanmıştır.
Birinci Dünya savaşının mağlup Almanya’sı 1939 yılına kadar hızlıca kendi toparlamış ve büyük bir ekonomik ve askeri güç haline gelmiştir.
Birinci Dünya savaşının mağlup Almanya’sı 1939 yılına kadar hızlıca kendi toparlamış ve büyük bir ekonomik ve askeri güç haline gelmiştir.
II. Dünya Savaşının başlaması ile birlikte Norveç, Danimarka, Lüksemburg, Hollanda, Belçika ve Fransa’yı işgal etmiştir.
Bununla birlikte bütün bir Avrupa’ya meydan okumaktadır.
Sovyetler Birliğinin içlerine kadar ilerledi.
Sovyetler Birliğinin içlerine kadar ilerledi.
Ancak ABD’nin savaşta Müttefik Devletlerin (İngiltere ve Rusya) yanında savaşa girmesi ile Almanya Savaşı kaybetti.
Savaş sonrasında ABD ve Sovyetler Birliği süper devletler olarak ortaya çıktılar.
Sovyetler Birliğinin dağılmasına kadar iki kutuplu bir dünya sistemi devam etti.
Sovyetler Birliğinin dağılmasına kadar iki kutuplu bir dünya sistemi devam etti.
Ancak Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte Almanya ve Fransa’nın başat aktör olarak başını çektiği AB devletleri, ABD’nin tek başına sürdürmek istediği dünya üzerindeki hegemonyasına rakip olarak ortaya çıktılar.
Bugün Ortadoğu’daki kan ve gözyaşının, ülkemizdeki terör olaylarının altında yatan gerçek sebep bu iki gücün çatışmasından kaynaklanmaktadır.
Almanya I ve II. Dünya Savaşındaki akıbetine uğramamak için yeni bir savaş veriyor.
Karşısındaki güç dünyanın en büyük askeri, ekonomik ve politik gücü olan Birleşik Devletler ve Rusya olarak duruyor.
Karşısındaki güç dünyanın en büyük askeri, ekonomik ve politik gücü olan Birleşik Devletler ve Rusya olarak duruyor.
ABD’de Tenis Birliği tarafından düzenlenen FED CUP ‘ta çalınan Nazi Almanya’sı Marşı ’da bu savaşın algı operasyonu ayağını oluşturuyor.
Bugün dünyada soğuk savaş dönemindeki gibi iki büyük küresel devletin ordularının karşı karşıya gelerek savaşmalarını bekleyemeyiz.
Bu dünyanın sonu olur.
Dünyanın ticaret ve ekonomik sistemini kontrol altında tutan devletler bu yeni trend savaşların galibi olarak küresel egemenliklerini devem ettiriyorlar.
ABD kendisine rakip olarak gördüğü devletlerin ekonomik çıkarlarını bozmak ve ekonomik değer ifade eden bölgeleri kontrol etmek temel stratejisidir.
Bu anlamda ihtiyaç duyduğu temel şey karşı tarafta bir karmaşa yaratarak, kendisiyle mücadele edebilecek derecede ekonomik, politik ve askeri güç olmasını engellemek.
Bu anlamda AB’nin dağılması ve gelişmesi için en büyük gereksinim olan petrol ve enerji ihtiyaçlarının karşılandığı bölgelerin kontrol altına alınmasını yeterli kabul eder.
Bu anlamda AB’nin dağılması ve gelişmesi için en büyük gereksinim olan petrol ve enerji ihtiyaçlarının karşılandığı bölgelerin kontrol altına alınmasını yeterli kabul eder.
Bir anlamda kendine bağımlı hale getirilmesi temel stratejileri olarak görebiliriz.
Çatışma alanları ekonomik kaynakların bulunduğu bölgesel küçük devletlerdir.
Irak’ın işgalini, Suriye’de bugün yaşananları böyle okumak gerekir.
Çatışma alanları ekonomik kaynakların bulunduğu bölgesel küçük devletlerdir.
Irak’ın işgalini, Suriye’de bugün yaşananları böyle okumak gerekir.
Kimi aydınlarımızın dediği gibi ABD buralarda yenilmemiştir.
Çünkü kendilerine böyle bir hedef ortaya koymadıkları anlaşılıyor.
Suriye’de, ABD yeni yönetimi ile Rusya’nın belli bir plan çerçevesinde paslaşarak yeni bir paylaşım stratejisi izledikleri görülüyor.
İlk yurtdışı seyahatini Türkiye’ye gerçekleştiren CIA Başkanı Mike Pompeo’nunülkemizde bulunduğu sırada Rusya savaş uçakları tarafından El Bab ‘da askerlerimizin vurulması ne anlama geliyor?
Acaba Türkiye’nin yapılacak görüşmelerde elini zayıflatmak ve bir anlaşmaya zorlamak için yapılmış olabilir mi?
Acaba bu bir iki küresel güç arasında bir paslaşma mı?
Acaba bu bir iki küresel güç arasında bir paslaşma mı?
ABD’de Tenis Birliği tarafından düzenlenen FED CUP ‘ta çalınan Nazi Marşı Almanya’ya karşı verilen bir savaşın ilanı olarak okumak lazım mı?
Yanlışlıkla vurulan askerlerimiz, yanlışlıkla çalınan Nazi marşı.
Ne dersiniz bu aralar küresel devletler çok yanlışlıklar yapmaya başladılar.